Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, 17 Aralık sürecini değerlendirirken, “Ben kasetimin olduğuna yüzde 100 inanıyorum. Beni sıkıntıya sokabilirler mi? Evet sokabilirler” dedi.
Gökçek Sabah gazetesinden Şaban Arslan’a verdiği söyleşide, 17 Aralık’ta ‘sessiz kaldığını’ da savunarak, “Başbakanımızı yalnız bıraktık. Kendisinden özür diliyorum” dedi.
Gökçek’in, Gülen Cemaati’ni ‘asker korkusu‘yla kıyasladığı, ‘icap ettiğinde Twitter’dan gündem değiştirdiğini‘ öne sürdüğü söyleşide öne çıkan bölümler şöyle:
‘Paralel yapı yer istiyor, ihaleyle alıyordu’
* [‘Paralel yapı’yla ilk irtibatı konusunda] Yeni diyemem. Keçiören Belediye Başkanı olduğum dönemde de vardı. O sıra çok sınırlıydı. Büyükşehir’de de vardı. Son 5 yılda çok ilerlemişti. Bizden zaman zaman yer talepleri oluyordu. Planlarımızda yurt yerleriyse yasal yollarla ihalelere girip alıyorlardı. Bunları almak da çok önemli. Başka da bir hesap tutmadım.
‘Asker korkusunu hatırlatıyor’
* İnsanlar paralel yapıdan korkuyorlar. Çünkü paralel yapının söylediklerini yapmayan insanların, poliste tutulan zabıtlar ve yargıda alınan kararlarla çok kısa sürede mahkûm edilerek hapse atıldığını görüyoruz… Bir zamanlar Türkiye’de askerlerden çekinirdik. Benim başıma sayısız olay gelmiştir. Sabrettik ve bu sorunu aştık. İnanıyorum ki zamanla bu işlerin de üstesinden geleceğiz.
‘Paralel, askerden tehlikeli’
* Paralel yapıyı daha tehlikeli görüyorum. Asker bağırır çağırırdı ama kolundan tutup içeri atmazdı. Ancak darbelerde insanlar hapse atılırdı. Şimdi darbe olmadan, insanlara bazı suçlamalar yükleniyor ve hapse giriveriyorlar.
‘İcap ettiğinde Twitter’dan gündem değiştiriyoruz’
* Bu seçimlerde Twitter’ı stratejik olarak kullanmayı düşünüyordum. Bir hayli de kullandım. Propagandamı da çok ciddi anlamda yaptım. Twitter da son günlerde yasaklandı zaten. Şimdi de pek vakit bulamıyorum Twitter’a. Çok yoğunum. Eskiden arabada bile giderken twit atardım ama şimdi o vakti bile bulamıyorum. Ama icap ettiği zaman bir laf atıyoruz. Gündemi değiştiriyoruz.
‘Başbakan’dan özür diledim’
* [Erdoğan’ın kırgınlığı olup olmadığı sorulunca] Yüzde 100 doğru. Başbakanımız tek başına bırakılmıştır. Kırgınlığı olmaması mümkün değil. Ben de biraz geriden geldim. Ondan dolayı da Başbakanımdan özür diliyorum.
‘Cemaat’in ‘tek’ adayıydım’
* Bu seçimlerden önce bana gelip “Bizim Sayın Başbakan’a gidip tekrar aday gösterilmesini istediğimiz tek aday sensin” dediler. Sonra da ne benim hırsızlığım kaldı ne başka birşey. Ben de soruyorum. “Size ne yaptım da bana böyle yaptınız? Ne istediniz de yapmadım? Kendimden ayrı tutmazdım, kardeş olarak görürdüm?”
‘Aldatılmış hissediyorum’
* Kendimi aldatılmış hissediyorum. Çok kırgınım. Aldatıldığımı 17 Aralık’tan sonra çok daha iyi anladım. Bir de insanların şunu anlaması lazım. Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı’na (TÜRGEV) suçlama yapıyorsun. TÜRGEV’e yapılan bütün yardımlar… Hepsi makbuzlu ama diğer yardımlara bakıyorsun, makbuz yok. Kendi makbuzsuz yaptığı hizmetleri hayır olarak görüyorsun da TÜRGEV’in makbuzlu yardımlarını hayır olarak kabul etmiyorsun. Bunlar TÜRGEV’i rakip olarak gördüler.