Türkiye’nin bir hafta içinde toprağa verdiği üç gencin ailesinden arka arkaya dayanışma mesajları geliyor. Gezi eylemleri sırasında ekmek almak için Okmeydanı’nda evden çıktıktan sonra polisin gaz fişeğiyle yaralanıp 269 gün sonra hayatını kaybeden Berkin’in ailesi; Berkin’in toprağa verildiği gün çıkan olaylar sırasında Kasımpaşa’da öldürülen Burak Can’ın ailesi; ve yine aynı gün Tunceli’de Berkin’i destekleyen eylemcilere karşı yoğun biber gazı kullanımı sonucu kalp krizi geçirerek ölen polis Ahmet’in ailesi kenetlenmiş durumda.
‘Kimse oyuna gelmesin’
Berkin’in babası önceki gün Burak Can’ın babasını arayıp başsağlığı dilemişti; bir sonraki telefon Burak Can’ın babası Halil Karamanoğlu’ndan geldi. Karamanoğlu, Ahmet’in babası Süleyman Küçüktağ’ı aradı. İki babanın karşılıklı gözyaşı döktüğü, Halil Karamanoğlu’nun “Hepimizin çocuklarına yazık. Memleketin bir an önce huzura kavuşması için herkesin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi lazım. Biz acımızı bağrımıza gömdük. Başka babalar, başka analar ağlamasın. Kimse oyuna gelmesin, kardeşlik kazansın” dediği belirtildi. Süleyman Küçüktağ da, hem Berkin hem Burak Can için rahmet dileyip vatandaşlara sağduyu çağrısında bulundu.
‘Berkin de, Ali İsmail de bizim çocuğumuz’
Polis memurunun dayısı Fethi Dağ ise Gezi eylemleri sırasında polis şiddeti sonucu hayatını kaybeden diğer gençleri de ‘sahiplenerek‘ dayanışmayı bir adım ileri taşıdı: “Sokakta halk adına çalışanlar, çarpışanlar, etrafı yıkanlar, lütfen bunu dikkate alın; giden sizden biriydi, Anadolu’nun mazlum, fakir fukara ailesiydi… Berkin de bizim çocuğumuz, Allah rahmet etsin. Ali İsmail Korkmaz da bizim çocuğumuz. Ahmet de bizim çocuğumuz. Biliyorum Türkiye üzülüyor ama biz yanıyoruz. Allah kimseye bu acıyı yaşatmasın.”
‘Ölüler üzerinden rant devşirilmesin’
Ahmet’in akrabası İlyas Özdemir de, “Benim söyleyeceğim tek şey var. Artık ölüler üzerinden rant devşirenler kahrolsun. Lütfen artık ölüler üzerinden kimse rant devşirmesin. Bizim tek istediğimiz budur. Ölülerimizi kimse istismar etmesin” tepkisini gösterdi.
Ve Erdoğan da konuştu…
Ailelerin bu açıklamayı yaptığı saatlerde Başbakan Tayyip Erdoğan’dan gelen mesajlar dikkatlerden kaçmadı. Erdoğan sabah saatlerinde konuştuğu İzmit’ten diğer parti liderlerine ‘sağduyu‘ çağrısı yaptı: “Sanıktan ümidini kesenlerin, sokaklarda medet aradığını görüyoruz. Buradan bir kez daha sorumlu davranmaya çağırıyorum. Siyasi partilerin genel başkanlarına, sorumluluk ve samimiyet çağrısı yapıyorum. Kışkırtıcı üsluptan uzak durmalarını rica ediyorum.”
‘Ne ekmeği be? Kimi aldatıyorsun?’
Ancak Başbakan Antalya mitinginde, Berkin’in ekmek için bakkala giderken yaralandığını hatırlatan MHP lideri Devlet Bahçeli’ye çıkışırken, sabah yaptığı sağduyu çağrısını unutmuş görünüyordu. Ve Başbakan, Berkin’den de ‘bu’ diye söz ediyordu: “Şimdi biz MHP, ‘eli kanlı terör örgütüne sempati gösteriyor’ deyince MHP Genel Başkanı ‘ispat et’ diyor. İspata ne gerek var. Attığın twetleri gözün görmüyor mu ey Bahçeli? Genel başkan yardımcılarının, milletvekillerinin, örgütün ekmek yalanına inanıp yaptıkları açıklamaları duymuyor musun ey Bahçeli? Ne ekmeği be? Kimi aldatıyorsun? Kimi aldatıyorsun? Elinde sapanla, yüzü poşulu kişiyi görmüyor musun? Ondan sonra benim polisime hakaret ediyorsun. Ve diyorsun ki bunun katilini bulun.”
‘Polis huzur için gaz kullanıyor’
Erdoğan hızını alamayarak, biber gazı kullanmanın polisin hakkı olduğunu da savundu: “Benim polisimin orada yaptığı ne? Biber gazı kullanmak. Bu tür eylemlerde biber gazı kullanmak güvenlik güçlerinin en doğal, en tabii hakkıdır. Toplumun huzuru için bunu yapıyor. Dolayısıyla biz orada polisimizin attığı adımı kalkıp da kınayamayız.“