Eski genelkurmay başkanı orgeneral Işık Koşaner, Gülen Cemaati’nin nihai bir amacının olduğuna ilişkin şüpheler taşıdıklarını, ancak bunun darbe girişimi gibi bir duruma dönüşeceğini düşünmediklerini söyledi.
Meclis’te kurulan ‘darbe komisyonu’nda konuşan Koşaner, “Endişelerimiz, 15 Temmuz gibi bir olay olacak şeklinde kesinlikle değildi. O zaman böyle bir şeyi aklımızın ucundan bile geçirmezdik” dedi.
‘Yargıya müdahale ediliyor’ denilmesin diye ses yükseltmedik
Sahte bilgi ve belgelerle açılan davalarla TSK’nın önemli kadrolarının tasfiye edildiğini, sonrasında da bu kişilerin önemli görevlere gelmesinin önünün açıldığını belirten Koşaner, şöyle devam etti: “Ergenekon, Balyoz, Poyrazköy, Kafes, Askeri Casusluk, Amirallere Suikast gibi daha birçok benzeri neye dayandığı daha sonra ortaya çıkan dava yürütülmekteydi. Ancak bu davaların bir planın parçası olduğu ayan beyan tarafımızdan hissedilmekte ve anlaşılmaktaydı. Davaların konuları farklı olmakla birlikte amaçları TSK’nın kamuoyundaki itibarını sarsmak ve istedikleri personeli TSK’dan uzaklaştırmaktı. Bu açıkça görülüyordu. Biz suçlanan personelimizin suçlu olmadıklarını biliyorduk. 40 senedir bu kurumun içinde olan bir insan kimin suçlu olup olmadığını anlayabilir. Ancak ‘Yargıya müdahale ediliyor’ denilmesin diye sesimizi yükseltmedik.”
2010 yılında genelkurmay başkanlığı görevine atanan Koşaner, 1 Ağustos 2011 tarihinde başlayacak YAŞ toplantısı öncesinde hava, kara ve deniz kuvvetleri komutanlarıyla birlikte emekliliğini istemişti.
Genelkurmay başkanlığını bırakmasıyla ilgili yazılı bir açıklama yapan Koşaner, “Tutuklamaların evrensel hukuk kaidelerine, hakka, adalete ve vicdani değerlere uygun olarak yapıldığını kabul etmek birçok hukukçunun da ifade ettiği gibi mümkün değildir” demişti.
‘YAŞ’ta bana ‘Emekli et’ diyeceklerdi’
Koşaner komisyondaki konuşmasında neden istifa ettiğini de şu sözlerle açıkladı: “Büyük bir general, subay, astsubay kütlesi hapisteydi, mahkeme görevini yapmıyordu. Savcıların, hakimlerin tutuklamaları hukuka aykırı idi. Biz asker olarak emir verdiğimiz zaman personelimiz ölüyor, ölüme gidiyor. Ben de onların hakkını korumak zorundaydım, ben de bunu yaptım. Ben, bu tutuklu personelin 2011 YAŞ toplantısında emekli edilmelerinin isteneceğini biliyordum. Nereden biliyordum? Basın, özellikle malum basın bunu açık açık yazıyordu. Yani bunları YAŞ’ta bana ‘Emekli et’ diyeceklerdi. ‘Emekli et’ dendiği anda istikballer kararacaktı. Kadrolar zaten boşalmıştı, ileride başımıza gelecek bu felaketin temellerinin atıldığı o günlerde, buna ortak olmuş olacaktım. Ortak olmadım. Ama izah etmekte de başarılı olduğumu pek söyleyemeyeceğim.”
‘Mahkemeye gitmek olmuyordu’
Kendi yetki alanları içinde bulunan bilgileri de ilgili makamlarla paylaştıklarını aktaran Koşaner şunları söyledi: “Bize gelen tüm bilgiler MİT’ten ve emniyetten geliyordu. Onlara itibar etmek durumundaydık. Eğer bilgileri teyit edebiliyorsak, bu personelin TSK’dan ilişiğinin kesilmesine çalışıyorduk. Bunun içinde tek bir yöntemimiz vardı; YAŞ toplantılarında böyle personelin TSK ile ilişiğini kesmek. Mahkemeye gitmek olmuyordu, YAŞ kararları o dönemde yargıya da kapalıydı. Ancak YAŞ kararlarıyle Silahlı Kuvvetler’den personel ayrılması çeşitli şekillerde yanlış yorumlanarak, bazı basın tarafından halkımıza yanlış anlatılarak, namaz kılan, içki içmeyen atılıyor gibi bir propaganda yapılarak YAŞ’taki faaliyetlerimiz engellenmeye çalışıldı. Yetkili makamlar da bundan sanıyorum ki etkilendi, bir süre sonra bu faaliyetlerimize şerh koymaya ve böyle şahısların Silahlı Kuvvetler dışına çıkarılmasını önlemeye başladılar. Son sekiz dokuz yılldır aşağı yukarı Silahlı Kuvvetler kendini koruyamaz duruma geldi. Koruyamayınca ne oldu? Bu kişiler yerleştiler, güçlendiler, rütbe de aldılar, yetkili makamlara da geldiler.”
Bu sırada bazı AKP milletvekilleri ile CHP milletvekilleri arasında askerin dine yaklaşımı konusunda karşılıklı tartışma yaşandı.
‘Herkesin kendi kararıdır’
AKP İstanbul Milletvekili Revza Kavakçı Kan, “Bu ülkede, çok özür dilerim ama ‘Başörtülüler ve evcil hayvanlar giremez’ şeklinde levha asıldı” dedi. CHP İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu ise böyle bir şeyin yazılmasının kabul edilemeyeceğini, ancak TSK üzerinden bazı imalarda bulunmanın da yanlış olduğunu belirtti.
Koşaner’e, genelkurmay başkanlığından ayrılmasının ardından, bazı kuvvet komutanlarının da görevlerinden ayrıldığı hatırlatılırak “Siz kimseye istifa edin dediniz mi?” diye soruldu. Koşaner, “O konuda kimseye, istifa edin ya da etmeyin diye telkinim olmamıştır. Herkesin kendi kararıdır” diye karşılık verdi.
‘Bazı şeyler sivil savcılar tarafından yanlış yorumlanıyor’
Koşaner, sözlerini şöyle bitirdi: “Darbe girişimi başarısız oldu. İhraç edilen pek çok kişiyi tanıyoruz. Ordudan atılmış olanlardan önemli bir bölümünün aklanacağını zannediyorum. Yeni yapı kanaatimizle tamamen yanlıştır. Askerlikte emir komuta birliği denilen çok önemli bir şey vardır. Bu ortadan kalkarsa vahim sonuçları olur. Yeni sistem emir komuta sistemini birliğini sağlar mı bilemiyorum. Öğrenciler erler var tutuklu. Emrin sonu nereye varacak bilmeyenler. Askeri savcılar olmadığı için bazı şeyler sivil savcılar tarafından çok yanlış yorumlanıyor. Bir örnek; birlik komutanı evinde kıyafetini giyerek birliğe gidiyor. Savcı soruyor: ‘Niye giyindin?’ Asker birliğe giyinerek gidilir, bunu sivil savcı bilmez.”