İngiliz gazetesi The Financial Times’da yer alan bir analize göre Türkiye Akdeniz’in doğusundaki doğalgaz yataklarıyla bölgesel bir merkez olabilir ancak mevcut yaklaşımını değiştirmezse ‘altın bir fırsat elinden kaçacak.’
Gazetenin enerji yazarlarından Nick Butler tarafından kaleme alınan analizde Akdeniz’de dokuz yıl önce keşfedilen doğalgaz yatağının Türkiye’nin tavrı değişmediği takdirde işlenemeyeceği ve Türkiye’nin bölgesel bir doğalgaz merkezi olma şansını elinden kaçıracağı vurgulandı.
Ülkeler arasındaki anlaşmazlıklar nedeniyle henüz Akdeniz’de dokuz yıl önce keşfedilen bu kaynakları nihai tüketicilere ulaştıracak projeler hayata geçirilemiyor.
Nick Butler 29 yıl BP’de görev yapmış, 2002-2006 yıllarında ise petrol devinin Politika ve Strateji Geliştirmeden sorumlu Grup Başkan Yardımcılığını üstlenmişti.
Analiz özetle şöyle:
“Bu havzadaki doğalgazın en bariz ve maliyetsiz şekilde taşınacağı rota deniz altından geçen bir boru hattının Levant sahilinden kuzeydeki Türkiye’ye doğru yol üstündeki tüm havzalardan kaynakları toplaması. Fakat jeopolitik yüzünden bu seçenek henüz gerçekleşemiyor.
Türkiye bölgedeki yaklaşımını yaklaşımını değiştirmezse Akdeniz’in doğusundaki bu doğalgazın çoğu çıkartılamaz ve işlenemez. ABD ihracatını artırıyor ve Rusya Avrupa pazarını domine etmekte kararlı, yani rekabet zaten hayli sıkı. Dünyadaki doğalgaz talebi büyüyor. Ama arzda da bir sıkıntı yok ve yenilenebilir enerjiler ucuzladıkça daha da erişilebilir olacak. Dolayısıyla bugün bu doğalgaz çıkarılmazsa uzun bir süre yeraltında kalmak zorunda kalabilir. Bunun sonucunda da bölge bir bütün olarak fakirleşir ve Türkiye altın bir fırsatı kaçırmış olur.
Türkiye’yi geçtiğimiz günlerde ziyaret ettiğimde ülkenin geleceğine ilişkin iki farklı görüş arasındaki gerilimi fark etmemek elde değildi. Bazıları için Türkiye modern bölgesel ekonomik ve endüstriyel bir güç olmalı. Avrupa ve ötesiyle ittifaklar ve ticaret anlaşmaları yapmalı. Bu yaklaşım Türkiye’nin 80 milyon vatandaşı için fırsat ve istihdam demek. Ayrıca Türkiye’nin borç yükü altındaki özel sektöründe yeni yatırımları da teşvik eder.
Aralarında belli ki Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın da olduğu diğer görüşü savunanlar ise Türkiye’nin geleceğinin ulusal statü, din ve kültürel çatışmaların hakim olduğu bölgede önemli bir güç olmakta yattığını düşünüyor.
Endüstriyel bir güç Doğu Akdeniz’deki doğalgazı taşımak için boru hatları inşa edebilir, bölgeye ve daha ötesindeki pazarlara bu doğalgazı işleyip gönderebilir. Bu da Türkiye’yi tartışmasız şekilde Hazar’dan Levant’a bölgesel bir enerji merkezi yapar. Fakat bölgesel siyaset ve nuh nebiden kalma ihtilaflar keşmekeşinde bir ulus İsrail ve Kıbrıs gibi ülkelerle birlikte çalışamaz.”