NUR BANU KOCAASLAN
@nurkocaaslan / nurbanukocaaslan@diken.com.tr
Darbe girişiminin ardından kamu kurum ve kuruluşlarında devam eden tasfiyelerin ‘cadı avı‘na dönüşeceği kaygısı sürerken toplam sayı 44 bini aştı. Hükümet üyeleri kamuda restorasyonun titizlikle sürdürüleceğini belirtse de bazı kurumlardan gelen haberler bu algıyı desteklemiyor.
22 yıldır TRT’de muhabir olarak çalışan, KESK’e bağlı Haber Sen’in üyesi ve yöneticisi Mehmet Demir, TRT’de açığa alınan en az 300 çalışandan biri.
Diken’in telefonla ulaştığı Demir, Fethullah Gülen Cemaati’yle bir bağının olmadığını belirtirken, açığa alınmasının ardında 22 yıldır kurum kapsamında sürdürdüğü sendikal faaliyetlerin olduğunu kaydediyor. Tecrübeli muhabir, durumu ‘tam bir maskaralık’ olarak niteliyor.
Demir’le söyleşimiz…
Süregiden tasfiyeler kapsamında, siz de TRT’deki görevinizden uzaklaştırıldınız, nasıl değerlendiriyorsunuz bu durumu?
Haber Sen’i ilk faaliyete geçiren, üye kaydeden kişileriz bizler. Ben aynı zamanda Haber Sen’de ilk dönem genel merkez yöneticiliği yaptım, şu anda merkez denetleme kurulundayım. Ve sendikamız kuruldu kurulalı, ilk günden beri, AKP döneminden de önce yönetimlerle başımız dertli oldu. TRT yönetimleri hiçbir zaman bizim faaliyetlerimizden hoşnut olmadı. İşin enteresan yanı şu Yücel Yenel zamanında kurduğumuz sendika ki o sendikal ilkeler doğrultusunda mücadele etti. AKP dönemi geldi, Şenol Demiröz, İbrahim Şahin bütün bu genel müdürler döneminde aynı şey yaşandı.
Fethullah Gülen’le köprüleri atmadan önce bu iktidar, yan yana, kol kola, kucak kucağa iş yaparken, TRT’de sendikal mücadelemiz yüzünden mağdur edilen insanlarız biz. Fethullah Gülen Cemaati’ne mensup yöneticiler tarafından soruşturmalara uğradık, sürgünlere uğradık. Cemaat mağdurlarını Cemaat üyeliğiyle suçlamak son derece absürt. Yani bunun hemen darbe girişiminin ardından patlak vermesi, akıllara darbeciliği de getiriyor.
Kişisel olarak politik çevrelerde beni bilen bilir. Sadece sendikada değil onun dışında pek çok demokratik platformda mücadele etmiş bir insanım, Küresel Barış ve Adalet Koordinasyonu, Irak’ta Savaşa Hayır Komisyonu, Darbelere Karşı 70 bin Adım. Gelmiş geçmiş bütün darbelere karşı, sözünü esirgemeyen, bedel ödemeye hazır insanlarız. Sesimizi, sözümüzü hiçbir zaman sakınmadık.
Size tam olarak Gülen Cemaati’yle alakanız olduğu gerekçesiyle mi uzaklaştırıldığınız söylendi?
Bana verilen belgedeki ifadeler, “Genel Müdürlük makamının 19 Temmuz tarihli oluruyla, milli güvenliğin ve devlet otoritesinin sağlanmasını teminen, kurumumuz bünyesinde hala görev yapan bazı personelin Fethullahçı Terör Örgütü / Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) bağlantılı oldukları tespit edildiği” vs. vs. diye gidiyor.
‘Tam bir maskaralık’
TRT’de şu anki tasfiyeler kaç kişiyi kapsıyordur tahminen?
370 kişilik bir şeyden söz ediliyor ama doğruluğundan emin olamıyoruz şu an. Bu sayı dolaşıyor. Bunların içinde her türden insan var, ama FETÖ dediğiniz zaman, sendikal kimliğimizden ötürü kurum çalışanları tanır bizi, dışarıdaki faaliyetlerimizi de bilirler. Tam bir komedi, tam bir maskaralık.
Hazır yeri gelmişken sendikal faaliyetler yürüten biri olarak sizin de önceden hazırlanmış bir listede isminizin bulunmasından ötürü ‘aradan çıkarıldığınıza’ ihtimal veriyor musunuz?
Çeşitli ihtimaller düşünüyorum. Birincisi bu. Şu olabilir, Ankara’dan bölgelere isim listesi hazırlamaları talimatı verilmiştir, bu arada da ‘Canımızı sıkan, bizi huzursuz eden kim varsa doldur’ denmiş olabilir. Ben kendimden o kadar eminim ki, beni nasıl Fethullah’la ilişkilendirecekler, bana ne soracaklar, bir tek bağlantı bile kurmaları mümkün değil. Bir ihtimal, ben bu soruşturmadan aklanıp çıktığımda ‘Görüyorsunuz biz adil soruşturma yaptık, hak edenlere verdik, etmeyenleri akladık’ diyebilirler. Böyle bir kaygıları olur mu? Çok iyi niyetli düşünüyorum herhalde. Akıllı bir insan böyle yapardı ama bunların çok akıllı davranacaklarını düşünmüyorum.
Bu bir gözdağı olabilir. Böyle bir süreçte insanları yan yana gelmeye teşvik eden yegane yer sendikalar biliyorsunuz. İnsanları sendikalardan uzaklaştırmak için de böyle bir şey yapmış olabilirler, sendikal kimliğiyle öne çıkmış birini alarak. Ya da bunların hiçbiri olmayabilir gerçekten çok sarsak ve ahmak bir şekilde de yönetiliyor olabilir.
Sizden Cemaat’le aranızda bir bağ olmadığını ispat etmenizi isteyebilirler mi?
Böyle bir şey olursa söyleyeceğim tek şey var, siz olduğunu ispat edin. Bir şeyin olmadığı kanıtlanabilir bir şey değildir ki? Eskilerin tabiriyle iddiada bulunan bu iddiayı kanıtlamakla yükümlü. Bunun geçerli olması için tabi bir ülkenin demokratik hukuk devleti olması gerekir. Tersini yaparlarsa anayasanın en temel ilkelerini açık ve sarih biçimde tersyüz etmiş olacaklar. Suçladıkları insanı ispata zorladıkları rejimin adı başka çünkü.
‘Yapılmak istenen korku salmak’
TRT’de yeri geldiğinde Cemaat’le mücadele ettiğinizi söylediniz. Ne tür bir mücadeleydi bu?
Kamu yayıncılığı hizmeti yapan, evrensel ilkeleri yayıncılık ilkelerini gözeten bir TRT mücadelesi veriyoruz biz. TRT’nin bütçesi halkın cebinden çıkan paralar. Herhangi bir özel kanal istediği yayın politikasını yürütür ama TRT keyfi yönetilemez. TRT’nin yayın yükümlülükleri var hem toplumdaki herkesin hem sesine aracılık edecek, hem de toplumun her kesiminin haber alma hakkına hizmet edecek. Biz bu mücadeleyi yürütürken her dönem iktidarların borazanı haline getirilmiş TRT’de yönetimde kim varsa onlara karşı mücadele verdik. Cemaat’in yönetimindeyken de bunun mücadelesini verdik. İster Cemaat, ister AKP, ister Anasol-D hükümeti olsun. TRT’deki yayın yükümlülüklerinin yerine getirilmediği zamanlarda hep söyleyegeldiğimiz şeyler. TRT’nin muhatabı onlarken de onlarla bu konularda mücadele ettik.
Fethullah Gülen Cemaati’yle alakası olmamasına rağmen görevden uzaklaştırılan başkaları var mı?
Var tabi ki. Bizim üyemiz olan, Çok sayıda değil, çok taze olduğu için iletişim kurmaya çalışıyoruz. KESK de bugün toplanacak. Bizim üyelerimizden Diyarbakır’da üç üyemiz, İstanbul’da altı ya da yedi tane var. Süreç devam ettiği için net cevap veremiyorum ama hiçbir alakası olmayan sendika üyesi birkaç kişi daha var.
Bütün kamu çalışanlarında acayip bir korku var. Bugün yarın açıklanacak listelerle ya da insan kaynaklarına gelen bir telefonla ilgili korkan insanlara şunu söylemek istiyorum: Her gün korkuyla beklemekten bir sefer o haberi almak daha rahatlatıcı bir şey. Mücadeleye bakmak gerekiyor. Yapılmak istenen bu, korku salmak, aykırı sesleri susturmak. Gazetecilere, akademisyenlere, yargı mensuplarına yapılan bu değil mi? Ya baştan kabul edeceğiz, ya da bir gün ‘Aaa yetti’ diyecek noktaya gelmeden hemen şimdi mücadeleye başlayacağız.