İstanbul’un Fatih ilçesinde, dört kardeşin siyanür içerek ölümüyle ilgili soruşturma devam ederken incelemelerde yeni bir bulguya rastlandı. Kardeşlerden Oya Yetişkin’in diğerlerinden daha sonra öldüğü belirlendi, bu nedenle önce kardeşlerine meyve suyu içinde siyanür verdiği daha sonra kendisinin içtiği iddia edildi. Ayrıca ‘Dikkat siyanür var’ notunun da Oya Yetişkin tarafından yazılmış olabileceği öne sürüldü.
İstanbul’un Fatih ilçesinde, iddiaya göre kapısında ‘Dikkat siyanür var’ yazılı not olan bir evde, ikisi kadın dört kardeş ölü bulunmuştu.
Fatih’te apartmanın birinci katında oturan Cüneyt (48), Oya (54), Yaşar (56) ve Kamuran Yetişkin (60) kardeşlerin evinde yapılan incelemelerde siyanür içerek öldükleri belirlenen kardeşlerden Mimar Sinan Güzel Sanatlar’da modelist olan aynı zamanda canlı mankenlik yapan Oya Yetişkin’in beden ısısından diğer kardeşlerden daha sonra yaşamını yitirdiği değerlendirilmeye başlandı. Bunun üzerine, Yetişkin’in içine siyanür koyduğu meyve suyunu kardeşlerine içirdikten sonra kendisinin içtiği değerlendirilmeye başlandı.
Üsküdar Üniversitesi Bağımlılık ve Adli Bilimler Enstitüsü Adlitoksoloji Program Başkanı Öğretim Görevlisi Sultan Mehtap Büyüker, siyanürün özellikle yüksek dozda olduğunda hemen öldüreceğini belirterek, “Siyanür hemen öldürür. Özellikle yüksek dozda maruziyet fazlaysa. Solunum yolu ya da ağızdan alınmışsa hemen ölüm olabilir. Alınan miktara göre ve vücudun metabolizmasına göre kardeşlerin ölümleri arasında çok az dakikalarla ölümler gerçekleşebilir. Vücut sıcaklığına göre ölüm saati belli oluyor” dedi.
Bakkal: 2 bin 260 lira borçları vardı
Öte yandan, BBC Türkçe’ye konuşan, kardeşlerin oturduğu binanın altında bir bakkal dükkânı işleten Yusuf Deniz, kardeşlerin 15 yıldır kendilerinden alışveriş yaptığını, son zamanlarda da maddi sıkıntı yaşadıklarını söyledi.
Deniz, kardeşlerden Oya Yetişkin’in kendisinden veresiye ile alışveriş yaptığını, genellikle ayın başında borçlarını ödediklerini, ancak birkaç aydır ödeme yapamadıklarını belirterek şöyle dedi: “Her gün 6-7 tane ekmek alıyorlardı. Bazen 10 tane aldıkları bile oluyordu. 2 bin 260 lira veresiye borçları vardı. Cuma günü bana borcunu ödeyecekti, ödeyemedi, dedi ki ‘Maaşıma haciz koymuşlar.’“