Nasıl orta sınıfın güçlendirilmesi ‘eski’ AK Parti’nin siyasi tercihinin uzantısı idi ise, şu anda yaşanan da ‘yeni’ AK Parti’nin siyasi tercihinin, yani milliyetçi popülizmin sonucu.
Görünen o ki üst sınıfların ‘hizmet’ üretmesini sağlamak üzere uygulanan dağıtım sistematiğinin yanına, alt sınıfları siyasete bağımlı kılacak bir ihsan mekanizması eklenmek isteniyor. Bunun sosyoekonomik bedelini ödemek zorunda kalan orta sınıfın ise ‘ideolojik olarak’ yakalanabileceği umuluyor.
Artık güçlü bir orta sınıfa değil, sahip olduğunu kaybetme korkusuyla iktidara ‘yapışan’ bir orta sınıfa ihtiyaç var ve bu da siyasette çatışma-yalnızlaşma-milliyetçileşme üçlemesi ile sağlanmak isteniyor.
Soru bu yaklaşımın orta sınıf açısından ne denli ikna edici bulunacağıdır. Çünkü eğer ikna edici bulunmazsa, söz konusu stratejinin demokrasiden uzaklaşmayı ifade ettiği kanaati güçlenebilir ve durduk yerde referandumdaki ‘hayır’ cephesi kendiliğinden konsolide edilmiş olur…