• 9 SORUDA
  • DİKEN ÖZEL
  • GÜNÜN 11’i
  • DİKENLİK
  • AKŞAM POSTASI
  • VPN HABER
  • ENGLISH

Diken

Yaramazlara biraz batar!

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • AGORA
  • SANAT
  • GÜNÜN ESERİ

Eski savcı Bharara: Erdoğan, 17 Aralık’ı örtbas ettiğinden beri Türkiye daha otoriter

07/03/2019 14:06

17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasının kilit ismi Rıza Sarraf’ı ABD’de dolandırıcılıktan tutuklatan eski savcı Preet Bharara, anılarını kaleme aldığı kitabında, ‘Sarraf davası’na ilişkin de bilgiler verdi.

Eski New York Güney Bölgesi başsavcısı, kitabından bazı bölümleri CNBC’yle paylaştı. Bharara, 333 sayfadan oluşan ‘Adaleti Sağlamak… Bir savcının, suç, ceza ve hukukun üstünlüğü konusundaki düşünceleri’ başlıklı kitapta, Sarraf davasının bilinmeyen bazı yönlerine de yer verdi.

Reklam

Preet Bharara’nın ‘Bir savcının, suç, ceza ve hukukun üstünlüğü konusundaki düşünceleri’ adlı kitabı.

“2016 yılının mart ayında Rıza Sarraf ve ailesi Türkiye’den Disney World’e tatil yapmak için bir yolculuğa çıktı. Sarraf, hem İran hem de Türk vatandaşı İran asıllı bir altın tüccarıydı. Sarraf’ın, Türkiye Cumhurbaşkanı (Tayyip) Erdoğan’ın da aralarında bulunduğu ülkedeki bazı üst düzey siyasiler ve işadamlarıyla yakın ilişkileri vardı. (Dönemin) Ekonomiden sorumlu bakanı Zafer Çağlayan ve Türkiye’nin en büyük devlet bankalarından Halkbank’ın genel müdürü Süleyman Aslan da bu kişilerin arasındaydı.”

‘Sarraf, Gündeş’e Mars’ı satın alma sözü vermiş’

“Sarraf aleyhine İran’a yönelik ABD yaptırımlarını delmek suçlamasıyla hazırlanan iddianame, gizlilik kaydıyla mahkeme heyeti tarafından kabul edildi. Sarraf davasını öncelikle savcı Michael Lockard başlattı. Savcı, Sarraf ve diğer yedi sanığı, İran’a yönelik Amerikan yaptırımlarını delmek amacıyla milyar dolarlık suç örgütü kurmak, Amerikalı yetkililere yalan söylemek, kurdukları sahte şirketler aracılığıyla sahte belge üretmek, bazı Türk devlet memurlarına rüşvet vermek ve İran’a yönelik yaptırımları petrol karşılığında altın takasıyla delmekle suçladı. Sarraf üstlendiği bu liderlik rolüyle, ülkesinde hem sosyal itibar, hem de finansal olarak büyük bir güç sağladı. Raporlara göre sadece 2012 yılında 10 milyar dolar tutarında anlaşma yapılmasını sağladı. Pop yıldızı eşi (Ebru Gündeş), Sarraf’tan kendisine Mars gezegenini satın alması için söz vermesini istemişti. “

Soruşturmalarda bazı iddianameleri gizli tutarak hedeflerimizin uyanmamasını sağlıyorduk. Bu kişiler, bazen ABD’ye seyahat edebilecek kadar kayıtsız olabiliyordu.

Reklam

Lockard’ın soruşturması ve Sarraf hakkında hızla çok daha fazla şey öğrendim.

Sarraf davasının ortaya çıkmasının ardından saatler içerisinde resmi Twitter hesabım aniden patladı. Takipçi sayım, birden 8 binden neredeyse hepsi Türk 250 bine yükseldi. İddianamede ismim olduğu için adım Türk televizyonlarına yansıdı, tabii fotoğrafım da.

Türkiye’den insanlar bana övgüler yağdırdı, teşekkür etti ve kebap teklif etti. Çok cömert bir Twitter kullanıcısı ise bana ‘Türk rakısı, şiş kebabı, lokum ve Türk halısı’ teklifinde bulundu. ‘Şiş kebabını seviyorum ama sadece işimi yaptığım için hediyeler kabul edebileceğimi sanmıyorum’ diye yanıt yazdım. Haftalarca ve aylarca ABD’de çalışan Türk gazeteciler beni her türlü etkinlikte takip etti. Benim için şarkılar bestelendi. Şiirler kaleme alındı. Sevgilerini ilan ettiler. Hatta Twitter’da açtıkları #welovepreetbharara başlığı internette ‘en çok konuşulan’ olarak yer almaya başladı.

Erdoğan bağlantısı

“Peki bütün bu kutlamalar ve suçlamaların sebebi neydi?

Birkaç yıl önce, 2013 yılında, Türk savcıları Rıza Sarraf aleyhine bir dava açmıştı. İddialara göre, Sarraf’ın liderliğindeki suç örgütü, üst düzey hükümet yetkililerine verdikleri rüşvet karşılığında, ülkenin ihracatını artırmak için Amerika’nın İran’a yönelik ambargosunu deliyor, petrol karşılığında altın gönderiyordu. Suçlamalarımızla nasıl örtüştüğünüzü görüyorsunuz.

Peki Türkiye’de Sarraf aleyhine açılan davaya ne oldu?

Sarraf tüm suçlamalardan kurtuldu. Hüküm giymedi ama beraat de etmedi. Çünkü hiçbir zaman yargılama olmadı. Çünkü Rıza Sarraf, dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan sayesinden hapisten çıkma imkanına sahipti.

Sarraf aleyhine açılan davada, Erdoğan hükümetinin bazı kabine üyeleri, oğulları, hatta Erdoğan’ın kendi oğlu Bilal de vardı. O yılın aralık ayında davayla ilgili soruşturma kapsamında tutuklanan ve gözaltına alınan kişilerin arasında çevre bakanının oğlu, ekonomi bakanının oğlu ve içişleri bakanının oğlu da vardı.

‘Türkiye’deki dava yok edildi’

İlk başta Erdoğan sadece kızgındı. Davaya, savcılara, polise saldırdı. Başlatılan soruşturmaya ise ‘yargı darbesi’ dedi. Pennsylvania’da sürgünde yaşayan Türk din adamı Fethullah Gülen’i ve Türkiye’de etkili İslami ağını, kendisini koltuğundan etmek amacıyla soruşturma başlatmakla suçladı.

Erdoğan, Türk halkının dikkatini soruşturma konusunda başka bir yöne çekmek için medyayı kullandı. Kendisini, düzenlenen komplonun hedefi olarak gösterdi. Sonrasında ise daha fazlasını yaptı…

Sadece savcıları eleştirmekle kalmadı gerçek gücünü kullandı. İlk önce savcıları görevden aldı. Binlerce polis memurunu başka yerlere tayin ettirdi. Yeni hakimler atadı. Parmaklıklar arkasında yer alan Sarraf ve kabinede yer alan bakanların oğullarını 70 gün içinde hapisten çıkardı. Gazetecilerin hükümetin yaptıklarını araştırmasını engelledi.

Aralarında İstanbul emniyet müdürünün de bulunduğu polisleri kovdu. Yolsuzluk soruşturmasının başında olan savcıları tutuklattı, haklarında soruşturma açılması emrini verdi. Polis memurları, hakimler ve gazetecileri tutuklatıp haklarında soruşturma başlattı. Medya kuruluşlarını kapattı. Açılan davaların tamamen kapanması için soruşturmaya yeni savcılar atadı.

Daha da ileri giderek adalet bakanının yargıya yönelik daha fazla güç sahibi olması için yeni yasalar çıkardı. Ayrıca tüm ülke genelinde hakim ve savcıları atayan, Yüksek Hakimler ve Savcılar Kurulu üyeleri seçiminde cumhurbaşkanlığının yetkilerini artırdı. Türkiye’de Rıza Sarraf aleyhinde açılan dava yok oldu. Bu davayı ortaya çıkaran kişilerin bir çoğu da ‘kaybedildi.’

Aslında ülkenin yarısı öfkeliydi. On milyonlarca Türk, hırsızlığa, adaletsizliğe karşı kızgındı. Sarraf hiçbir zaman hesap vermeyecekti. Ta ki Michael Lockard’ın başlattığı gizli soruşturma dosyası açılana kadar.

2013 yılında adalet eksikliği yaşayan Türk halkı için bu ilahi bir gelişmeydi. Sarraf, mahkemeye çıkıp hak ettiği cezayı alabilirdi.

‘Erdoğan yalan söyledi’

Sarraf’ın aniden bir Amerikan mahkeme salonunda adaletle karşı karşıya kalması, Erdoğan’ın sessizce yerinde oturacağı anlamına gelmiyordu. NATO müttefikimizin cumhurbaşkanı soruşturmamızı etkilemeye çalıştı. Halka benim Fethullah Gülen’in bir sempatizanı olduğum yalanını söyledi. Oysa iddianamedeki gizlilik kararı kaldırılıp Gülen adı basına yansıyıncaya kadar bu adı hiç duymamıştım.

Erdoğan, beni 2016 yılında hükümetine karşı düzenlenen başarısız darbeye yardım etmekle de suçladı.

Daha fazlasını da yaptı. Basında yer aldığı gibi Obama yönetiminin son haftalarında, Erdoğan şahsen dönemin başkan yardımcısı Joe Biden’la bir araya geldi.

Emine Erdoğan da devredeymiş

Yabancı bir ülkenin cumhurbaşkanı, Washington’a gelip ABD’li bir savcıya saldırabileceğini, bir Amerikan soruşturmasına kendi tarzıyla müdahale edebileceğini düşündü. İki ana gündem maddesi vardı: Kovulmam ve Sarraf’ın serbest bırakılması. 90 dakikalık görüşmenin yarısı, Sarraf davasıyla ilgiliydi.

Erdoğan’ın eşi de Jill Biden’a Sarraf davası konusunu açtı. Türk adalet bakanı, dönemin adalet bakanı Loretta Lynch’i ziyaret edip Sarraf’ın serbest bırakılmasını istedi. Erdoğan, Obama ile telefon konuşmalarında davayı tartıştı. Bunu bir düşünün.

Kovulmadım ve Sarraf serbest bırakılmadı. Ben kovulduktan sonra aylarca hapiste kalan Sarraf, fikir değiştirip hakkındaki suçlamaları kabul etti. Kendisiyle birlikte yargılanan sanık (Mehmet Hakan Atilla) aleyhine tanıklık yaptı. Bir duruşma sırasında Erdoğan’ı yolsuzlukla suçladı.

‘Otokrasiye giden yolda bir kilometre taşı’

Bharara Sarraf davasından çıkarttığı dersleri yazdı.

‘Sarraf davasında görev yaptıktan sonra ne öğrenilir?’ diye soran Bharara, ‘iki ders çıkarttığnı’ belirtti.

İlk ders şöyle: Adalet hassastır ve savcılara müdahale her kimden gelirse gelsin tehlikeli sonuçlara yol açabilir: “Adalete müdahale, ister Amerika, ister Rusya ister Türkiye cumhurbaşkanından gelsin, adalet arayanların şeytanlaştırılması, adalete inancı yok edip adaleti tehlikeye atar. Erdoğan, 2013’ten beri devam eden aleyhindeki davayı örtbas ettiğinden beri, Türkiye’de yönetim gittikçe daha fazla otokrasiye dönüştü. Basının ağzı bağlandı. Özgürlükler daha da azaldı.

Erdoğan’ın paranoyası ve kendini koruma içgüdüsü, hiç kuşkusuz darbe girişimiyle güçlendi. Erdoğan’ın usulüne uygun olarak devam eden bir davaya şahsen müdahale etme kararı talihsiz bir şekilde otokrasiye giden yolda bir kilometre taşı oldu. Hiçbir şey bunun Amerika’da da olamayacağını söylemez.”

‘Türkler adalete aç’

Bharara, ikinci dersi de şöyle anlattı: “İnsanların adalete açlığı. Bahsetmiştim, Türkiye’de bana yönelik inanılmaz ilgi, adalete duyulan açlıktan kaynaklanıyordu. Hiç kimse kanunların üzerinde olmaz, güçlü imtiyazlı kişiler hesap verebilir ve cezaları affedilmezse, yolsuzluklarla mücadele edilebilir. Sonuçta kimsenin yasaların üzerinde olmadığı hükümetler, her yerdeki uygar insanların hayalidir. Adalet sağlamak, her durumda insanlara inanç verir.

Bharara paylaşımını şöyle sonlandırdı: “Şimdi tüm bu olaylardan biraz uzaklaştığımı düşünüyorum, zaman zaman gülüp şunu düşünüyorum, Savcılar bazen halkın, umutlarını veya nefretlerini dökecekleri boş teknelere benzer. Hindistan’da bir kötüydüm, Türkiye’de bir kahraman.”

Kitap, 19 Mart’ta piyasaya çıkıyor. Amerika’nın Sesi’nin haberine göre kitap henüz piyasaya çıkmadan Amazon üzerinden yapılan online satışlarla hukuk kategorisinde en fazla satanlarda zirveye yerleşti.

ABD’li eski savcı Bharara’dan Çavuşoğlu’na: Yalancı

Sarraf’ın akıbeti sorulan Çavuşoğlu: Cezaevinde mi, ev hapsinde mi, bilmiyoruz

Amerikan medyasına göre artık kesin: Sarraf itirafçı oldu, tutuklu değil

Sarraf duruşmaya katılmadı, Atilla’nın iddianameye itirazı reddedildi

Sarraf için ABD’ye bir değil iki nota verilmiş

ABD’den yanıt geldi: Sarraf’ın sağlığı iyi

Türkiye, ABD’ye Sarraf’ın akıbetini sordu

Hapishanedeki Rıza Sarraf beş gündür ‘kayıp’!

Halen hapiste: Sarraf yine ‘teknik hata’yla kağıt üzerinde tahliye oldu

Sarraf davası’nda dört Halkbank çalışanı tanık olarak dinlenecek

Amerikalı yargıç ‘Sarraf davası’nı hızla bitirmek istiyor: Erteleme talebine ret

CHP’li Aksünger: Sarraf davasında bir Türk profesör savcılığın tanığı

‘Sarraf davası’na doğru Erdoğan: Dünyayı ayağa kaldırmayı biliriz

ABD medyası: Rıza Sarraf davasının sonu Türkler için yüz kızartıcı olacak

ABD’li ünlü gazeteci: Sarraf davası Erdoğan için zehirli

Der Spiegel: ‘Sarraf davası’ndan endişelenmesi gerekenlerden biri Erdoğan

Rıza Sarraf ve Halkbank müdür yardımcısı hakim karşısına birlikte çıktı

‘Kaderin cilvesi’: Sarraf ve Halkbank müdür yardımcısı aynı gün duruşmaya çıkacak

‘Hata yaptık’: Sarraf’la Halkbank genel müdür yardımcısının görüşmeleri FBI dosyasında

Bakan Zeybekci’den ABD’ye ‘tutuklama’ tepkisi: Kabalık, hani dosttuk?

Genel müdür yardımcısı tutuklanan Halkbank’ın hisseleri yüzde 14 düştü

Halkbank genel müdür yardımcısı ABD’de ‘Sarraf’la işbirlikçilik’ten tutuklandı

Çavuşoğlu, Halkbank müdür yardımcısının tutuklanmasını da ‘FETÖ’ye bağladı

Sarraf, Halkbank’ı eritiyor: İki günlük kayıp yüzde 12

Halkbank hisselerinde Rıza Sarraf krizi durdurulamadı: Kayıp yüzde 8.7

Sarraf tutuklanınca Halkbank’ın hisseleri yüzde 5 düştü

Filed Under: Sarraf davası

SON HABERLER

Elvan ailesinden hakime çağrı: Güvenilirliğin yok, davadan çekil

Gezi Parkı eylemleri sırasında polisin attığı gaz fişeğinin başına isabet etmesi sonucu yaşamını yitiren Berkin Elvan’ın ailesi, davaya geçtiğimiz hafta atanan mahkeme başkanı Galip Mehmet Perk’e davadan çekilme çağrısı yaptı.

IMF’den Türkiye güncellemesi: Büyüme yüzde 6; enflasyon hedefin üstünde

Uluslararası Para Fonu (IMF) Türkiye’nin ekonomisinin 2022’den itibaren yıllık yaklaşık yüzde 3.5 büyüme trendine geçmeden önce 2021’de yüzde 6 büyüyeceğini tahmin ettiğini açıkladı.

Özlü: Virüsü taşıyıp bulaştıran sayısı, pozitif vaka sayısından fazla

Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü, “Virüsü taşıyıp bulaştıran sayısı, pozitif vaka sayısından fazla” dedi.

İhraç öncesi rapor dikkate alındı, astsubay emeklilik hakkı kazandı

Ankara’da bir mahkeme, ‘FETÖ’ gerekçesiyle ihraç edilen bir astsubayın ‘malul’lük raporunun ihraç öncesinde alınması nedeniyle emeklilik hakkı kazandığına karar verdi.

Koç Holding CEO’su: 35 bin ofis çalışanına uzaktan çalışma kalıcı hale geliyor

Koç Holding CEO’su Levent Çakıroğlu, ofis çalışanları için uzaktan çalışmanın kalıcı hale getirileceğini söyledi.

Sarraf’tan rüşvet alan gardiyana üç yıl hapis

DİKEN’İ TAKİP EDİN

Osman Kavala 1183 gündür tutuklu

AGORA

Nasıl olur da Türklüğü kabul etmezler? Belki Türk değillerdir!

Murat Sevinç

Ya lidersindir ya değilsindir

Mehmet Aksel

1921 Anayasası’nın 100’üncü yılı kutlu olsun

Murat Sevinç

GÜNÜN 11’İ

Mehmet Demirkol: En dikkat çeken oyuncu kesinlikle Szalai idi

Orhan Bursalı: Yargıç iradesi yerine Saray iradesi geçti

Zeynep Gürcanlı: Ankara’nın yakınlaşma çabalarının Batı gözünde bedeli olacağı açık

İsmail Saymaz: Bakanlığın süreci kötü yönetmesinden kaynaklı kimi sağlık çalışanı aşı olmadı

Murat Muratoğlu: Hanginiz aldı benim yükseltilmiş hayat kalitemi?

Ahmet Taşgetiren: Yüzde 49.9’u rahatsız ediyor olması önemli değil mi?

Burhanettin Duran: Amerikalı siyasetçiler uyumlu otoriter rejimlerle anlaşmada mahirdir

Ayça Söylemez: Keyfe keder kesilen cezalarla pandeminin faturası da ‘sokaktaki insana’ çıkarılmasın

Sevilay Yılman: Bu millet cepleri sağlamlar maskesiz, mesafesiz dağ otellerinde alem yapsın diye mi özveride bulunuyor?

Hande Fırat: Erdoğan, partisini güvenli bir limana yanaştırıp AK Parti’de sade üye olur mu?

Abdulkadir Selvi: ‘En beğendiğiniz siyasetçi’ anketinde Erdoğan açık ara önde, onu Demirtaş takip ediyor

Çevrimiçi, yerçekimsiz Gogol

İstanbul Havalimanı’nda bir dakika sanat…

Üç ‘Rebecca’

Şakir Eczacıbaşı’nın fotoğraf sergisinden 10 ‘seçilmiş an’

Bilinmeyen bir cisim yaklaşıyor!

İstanbullular deniz taksisinin rengine karar verdi: Boğaz tasarımı

Yeni sümbül türü keşfedildi: Muğla sümbülü

Karikatürist Erdil Yaşaroğlu: Derdimiz sadece ticari sitelerle

455 senelik pub, ‘corona’ya yenik düştü: Kalıcı olarak kapanacak

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • AGORA
  • SANAT
  • GÜNÜN ESERİ
  • AGORA
  • DİKEN’E TAKILANLAR
  • BİRİNCİ SAYFALAR
  • GÜNÜN 11’i
  • AKŞAM POSTASI
  • BU GAZETE…
  • DİKEN 5 YAŞINDA
  • KÜNYE
  • İLETİŞİM
  • Email
  • Facebook
  • Google+
  • Pinterest
  • RSS
  • Twitter
  • Vimeo
  • YouTube

"Genç gazeteci arkadaşlarıma! Bu meslek yorucu bir meslektir. Ama, insan büyük bir zevkle çalışır. Kalemine daima efendi kal, uşak olmamaya gayret et. Mecbur kalırsan kır, sakın satma." Sedat Simavi