Financial Times gazetesi, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın ‘kendisinden başka kimseyi dinlemediğini‘ yazdı. Gazetenin köşe yazarı David Gardner’ın ‘Recep Tayyip Erdoğan Türkiye’nin sorunlarının kaynağı haline geldi‘ başlıklı makalesinde, ‘Başbakan’ın karşısında hiçbir denetim kalmadığı’ vurgusu yer aldı. Makalenin öne çıkan kısımları şöyle:
‘Dijital çağa ayak uydurmakta zorlanıyor’
* Tayyip Erdoğan, dijital çağa ayak uydurmakta zorlanıyor. Oğlu Bilal’le milyonlarca avroyu saklamak hakkında yaptığı iddia edilen bir konuşma kaydını, düşmanlarının imal ettiği bir kaset olarak reddetti. Fakat Erdoğan ve onunla birlikte Türkiye, çok zor ve utanç verici bir durumda.
‘İktidarda çok uzun süre kaldı’
* Erdoğan, köşeye sıkışmış haliyle bile Türkiye’nin en önemli kişiliği. Laik muhalefetteki rakiplerinin ‘siyasi cüceler’ olduğu söylenebilir. Bununla birlikte, Türkiye Başbakanı’nın hem ülke içindeki hem yurtdışındaki itibarı geri döndürülemez biçimde zarar gördü. Peki nasıl bu noktaya geldi? Erdoğan iktidarda çok uzun süre kaldı.
‘Hukukun üstünlüğü unutuldu’
* Türkiye’de ordudan büyük işadamlarına uzanan seçkinlerin kenara itiliş biçimi, ülkenin kurumlarının ne kadar hassas olduğunu ortaya çıkardı; bu durum da hukukun üstünlüğünün bütünlüğü konusunda soru işaretleri yarattı. Hükümet bir dizi şatafatlı komplo davasında, generalleri ve onların Kemalist müttefiklerini ezme amacıyla hukuku kullanmak ve gerektiğinde istismar etmek için Gülenci savcı ve hakimlerle ittifak kurdu.
‘Çirkin taktikler ustalarını vuruyor’
* Orduya neşter vurulduktan ve Erdoğan Gülencilerin Türkiye’nin kurumlarını ele geçirme arzularına sınır koymaya başladıktan sonra, bu ‘koçbaşı’ bir bumeranga dönüştü. Çirkin taktikler dönüp dolaşıp ustalarına öyle bir yöneldi ki, Erdoğan şimdi Kemalist ve milliyetçi muhalefet liderlerini, bazı kişilerin geçen seçimler öncesinde internete konulan utanç verici seks kasetleriyle alt edilmesi hakkında konuşmaya çağırıyor.
‘AB artık ne kadar azarlasa boş’
* Paradoksal biçimde, Erdoğan tamamlanmamış olsa da hakiki bir anayasal devrime nezaret etti; bu devrimin itici gücü Avrupa Birliği’ne giriş ihtimaliydi. Fakat Almanya ve Fransa gibi AB üyelerinin Türkiye’nin katılımına sırt çevirmesinin ardından, Avrupa bir reform motoru olmaktan çıktı. Erdoğan interneti kelepçeler, yargıyı baltalar ve casuslarına dinleme izni verirken, AB’nin dışarıda tutmak istediği ülkede Brüksel’den gelen azarların hiçbir etkisi olmuyor.
‘Kendisinden başkasını dinlemiyor’
* Sorunun özetinde, Erdoğan’ın kendisini ulusla ‘eşdeğer’ görmesi yatıyor. Karşısında hiçbir kurumsal ya da siyasi denetim bulunmazken, Erdoğan kendisinden başka kimseyi dinlememeye başladı.
‘İstanbul’u kaybedebilir’
* AKP’nin, İstanbul’daki belediye başkanlığı seçimlerini kaybetmesi akla yatkın bir ihtimal. Böyle bir sonuç, sonun başlangıcına işaret edebilir. Diğer yandan, kurnaz rakibi Mustafa Sarıgül Erdoğan’ın tıpkısının aynısı.
‘Türkiye’ye duyulan güven çökebilir’
* Erdoğan seçimlerde oy kaybetmese bile, işler yine de kötü gidebilir. Eğer şirketlere, okullara, gazetelere, mahkemelere ve daha henüz keşfetmediği karanlık odalara ayağı yere basmayan komplo iddialarıyla saldırmaya devam ederse, Türkiye’ye duyulan güven çökebilir. Bu arada İslamcı cephedeki savaş devam edecek; bu durum da, yeterli sayıda insanın partiyi tek bir adamın kaprisinden kurtarmayı isteyip istemediği veya Erdoğan projesinin çöküp çökmeyeceği konusunda bir sınav anlamına gelecek.