Önceki akşam, Türkiye’yi çok iyi bilen, yıllardır Türkiye’ye gidip gelen bir yabancı işadamı ile sohbet ettim. Çok ilginç bir gözlemini aktardı. “Türkiye hüzünlü hale geldi” dedi. Kullandığı kelime “triste”ydi…
Oysa burası bir Akdeniz ülkesi… Hayattan keyif almamayı, hayat tarzı olarak benimseyenlere bir şey demeyeceğim.. Geridekilere sesleniyorum… Bak kardeşim, hüzünlü olmak için bir neden yok… Merak etme… Bu da geçer…
Tamam bir cumhurbaşkanı seçtik… Ama bir de haritaya bak… İstanbul ve Marmara dahil, bütün Trakya, bütün Ege, Bütün Akdeniz, Suriye sınırına kadar neşeli bir siyasi harita çizmiş… Hiç korkma… Az buz değilsin… Devletin bütün imkânları kullanılmış. Para desen, korkanı yatırmış, seveni yatırmış, ileriye yatırım yapmak isteyeni de, riyakârı da, gerçekten seveni de yatırmış… Devlet seferber edilmiş… Memleketin bütün bilbordları baştan sona ampule boyanmış… Medyası, televizyonu, vur deyince öldürmüş…
Netice bir kere daha ortada… Ülkenin yarısı orada, öteki yarısı burada… Yapacağın tek şey var… Sahip çık hayat tarzına… Pısma, göğsünü gere gere yaşa… Bakma sen onun bunun dediğine, yaşadığın hayatın utanılacak hiçbir yanı yok… Modern bir insansın sen… Çocuğunu kindar nesil kalabalığından çek çıkar, iyi yetiştir.
İçinde, ta şuranda var gücünle hisset. Ve haykır… “Arkadaş, bu ülke, sadece senin değil… Benim de ülkem… Ve burada istediğim gibi yaşayacağım…”