Boykot ve havlu…
Bugün boykot çağrısı yapmak “havlu atmak” anlamına gelmez. En fazla, yanlış bir alet kullanmaya çalışmak anlamına gelebilir. Ağaç kesmeye giderken testere yerine çekiç götürmek gibi…
Boykot bir siyasi taktiktir; üstelik, deyim yerindeyse, çok güçlü bir “silahtır”. Boykot çağrısı doğru zamanda ve biçimde yapılırsa demokrasi bozgunculuğu değil, demokrasiyi, hatta daha fazlasını savunmanın tek mantıklı yöntemi olarak da tarihe geçebilir. Bu yüzden boykot olasılığını tartışmak umutsuzluğu ve yılgınlığı yaymak değil, muhalefeti ataletinden ve fantezilerinden (“kazanacağımız seçimleri niye boykot edelim”) kurtarmaya çalışan, daha aktif, daha umut verici ve etkin bir direniş biçimi arayışıdır.
Diğer taraftan, boykot çağrısı yapmak için hedef alınan kurumun, yozlaştırılmış, işlevsizleştirilmiş olması da yetmez. Boykot çağrısı birtakım “güzel ruhların” temiz kaldığını bilerek rahatlama aracı da değildir. Boykot çağrısı tartışmaları öncelikle, şu soruları açıklığa kavuşturmayı amaçlamalıdır.