Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, bir dönem belediye başkanlığını da yaptığı İstanbul’a ‘ihanet ettiğini’ söyledi: “Biz bu şehrin kıymetini bilmedik, biz bu şehre ihanet ettik, hala da ihanet ediyoruz, ben de bundan sorumluyum.”
Erdoğan, öğlen saatlerinde, ‘Uluslararası Medeniyet Şurası’nda yaptığı konuşmada, son yıllarda İstanbul’un çehresini değiştiren, yoğun bir betonlaşmayla yaşamı zorlaştıran yapılaşmayla ilgili, “40 kat, 100 kat binalar yapmak sizi medeni yapmıyor ama biz de bu tuzağın içine düştük” demişti.
Erdoğan, akşam saatlerinde Esenler’de düzenlenen ‘Şehir ve STK Zirvesi’nde konuya bir kez daha değindi.
Cumhurbaşkanı sözlerine şöyle başladı: “Kadim şehirlerin en önemli güzelliği, ana karakterlerini kaybetmeden yeniyi bünyelerinde eritmesi, özlerinden katarak yeniden yoğurmasıdır. İstanbul bu açıdan gerçekten müstesna bir şehirdir. Ama biz bu şehrin kıymetini bilmedik, biz bu şehre ihanet ettik, hala da ihanet ediyoruz, ben de bundan sorumluyum. Burası, Fatih Sultan Mehmet Han’dan beri ilmin, kültürün, siyasetin, sanatın ve ticaretin payitahtı olmuş bir şehir. Bugün de İstanbul onca yaşadıklarına rağmen halen ayaktadır.”
‘Maddi kaygılar birçok hassasiyetin önüne geçiyor’
‘Estetikten, incelikten ve köklü medeniyet’ değerleri’nden yoksun tekdüze bir mimari anlayışının giderek yaygınlık kazandığını görmekten üzüntü duyduğunu söyleyen Erdoğan, “Adeta kibrit kutularının ölçülerini aşacak şekilde benzer taş yığınlarının olduğu bir şehir, bu bizim medeniyetimizde yok. Şehirleri birbirinden farklı kılan, ayıran, bu ayrılıklardan güzellikler çıkaran ayrıntılar birer birer yok oluyor. Maalesef maddi kaygılar birçok hassasiyetin önüne geçiyor” diye konuştu.
“Binalarımız yükseldikçe ufkumuz kararıyor” diyen Erdoğan, şehirlerin giderek milyonlarca insanın hep birlikte ‘yalnız olduğu’ yerlere dönüştüğünü belirtti.
Erdoğan, bu yılın başında yaptığı konuşmada, Türkiye genelinde yapılaşmada yapılan hatalara değinerek dikey değil ‘yatay mimari’den yana olduğunu savunmuştu. Erdoğan, AKP iktidarı döneminde artan İstanbul Boğazı çevresindeki çarpık yapılaşmaya sitem edip bu bölgedeki yapılaşmayı düzenleyecek bir ‘Boğaz Yasası’ hazırlanması gerektiğini de söylemişti.