Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, operasyonların durması talep edilen ‘Bu suça ortak olmayacağız’ başlıklı bildiriyi imzalayan akademisyenlere karşı bir kez daha ilgili kurumlara harekete geçme ‘talimatı verdi.’
‘Bu mesele demokrasi meselesi değil’
’99 Baraj ve HES’ açılışında konuşan Erdoğan, bundan önce ‘aydın müsveddeleri’ diye nitelediği akademisyenleri bu kez ‘mandacı zihniyet’ olarak tanımlayarak, “Ülkemizde bedeni bu topraklarda yaşayan ama ruhu ülkenin değerlerine düşman sayıca az, sesi çok çıkan bir kesim var. Terör örgütü adına kurşun sıkmakla, onun adına propaganda yapmak arasında fark yoktur. Kendi ülkesine yabancıları davet etmek neyin nesidir? Bu mandacı zihniyeti biz çok iyi tanıyoruz” diye konuştu.
Erdoğan, sözlerini, “Bu sözde aydınlar aydın değil, bunlar karanlıktır karanlık, bunu böyle biliniz. Zira bunların vatan diye, millet diye bir meselesi yoktur. Bunlar sadece şu güzel ülkemizi nasıl karıştırırız, bu milleti nasıl birbirine düşürürüz, bunun gayreti içindeler. Bu mesele kesinlikle demokrasi meselesi, hak ve hürriyetler meselesi, düşünce özgürlüğü meselesi değildir. Türkiye’nin bu konularda hiçbir eksikliği yoktur, devletin ve milletin bekası meselesidir” diye sürdürdü.
İkinci talimat: Gereği yapılsın
Bundan önceki konuşmasında, “Bu devletin ekmeğini yiyip bu devlete ihanet edenlerin cezalandırılması gerekir” sözleriyle akademisyenlere yaptırımın ‘işaretini veren’ Erdoğan, çağrısını yineledi: “O sözde bildiriye imza atan sözde akademisyenler gibi ruhunuzun kirlenmesi, kararması, her türlü insani hassasiyeti bitirmiş olmanız lazımdır. Milletimizin bu mandacı artıklarına milletimin hak ettiği cevabı vereceğinden şüphe duymuyorum. İlgili kurumlarımızın da anayasamıza ve yasalarımıza göre açık suç teşkil eden bu ihanet karşısında gerekenleri yapacaklarına inanıyorum. Asla taviz verilemez.”
Kılıçdaroğlu’na: Beyefendi, bir kazma kürekle hendek açıver
Erdoğan, bu noktada konuşmasını kısa süre önce Beyaz Show’a bağlanarak “Çocuklar ölmesin” diyen ‘Ayşe öğretmen’in sözlerine ilişkin tartışmaya getirdi.
‘Ayşe öğretmen’in sözleri nedeniyle özür dileyen Beyazıt Öztürk’ü dik durmadığı için eleştiren Kılıçdaroğlu’na yanıt veren Erdoğan sözlerine şöyle devam etti: “Bunların tek yaptığı ise terör örgütünden aldığı emirleri yerine getirmekten, Türkiye’ye husumet besleyen kim varsa ona yanaşmaktan ibarettir. Benim asıl üzüldüğüm, başta genel başkanları olmak üzere bu ülkenin ana muhalefet partisini temsil eden siyasetçilerin ortaya koydukları tutumlar. Ana muhalefet partisi genel başkanı çıkıyor, terör örgütü propagandasına alet olmaktan pişman olan televizyon programcısına ‘Dik durmadın’ diyor. Bu genel başkana göre o televizyon programcısı aynı tavrını sürdürmeli yani terör örgütü propagandasına devam etmeliymiş. Aynı zat daha önce hendekçi teröristleri de arkadaşı olarak ilan etmişti. Beyefendi, bir kazma kürek al sen de orada hendek açıver. Bu partinin bazı üyeleri de yaralanan teröristleri ziyaret etmekten, ilan asmaya kadar yapılmadık kepazelik bırakmadılar.”
Cumhuriyet’i de es geçmedi
Cumhurbaşkanı, Sultanahmet saldırısı haberini manşetinden ‘Katliam ülkesi’ başlığıyla duyuran Cumhuriyet gazetesine de es geçmedi: “Ağırıma gidiyor. Paris saldırısını manşetlerinden benim ülkemdeki bir gazete ‘Fransa çocuklarına ağlıyor’ başlığıyla verdi. Fakat Sultanahmet’teki olayı ‘Katliam ülkesi’ diyerek sunması bizi şaşırtmadı. Ama umuyorum, birilerinin aklını başına getirmiştir. Böyle bir şey olabilir mi ya? Bu ülkenin yayın organısın, ‘Katliam ülkesi’ diye sürmanşetten veriyorsun…”