‘Erdoğan’a suikast’ girişimi davasında ifade veren astsubay Zekeriya Kuzu, kendisini cumhurbaşkanının oteline gönderenlerin suçlu olduğunu belirterek, “Mahkemenin benim hakkımda vereceği karar beni ilgilendirmiyor” dedi.
‘Erdoğan’a suikast’ girişimi ve iki polisin hayatını kaybetmesiyle ilgili üçü firari, 43’ü tutuklu 47 sanığın yargılanmasına bugün Muğla 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi.
İzmir’deki astsubay okulundan mezun olduktan sonra Hava Kuvvetleri komutanlığı tarafından Kütahya’ya eğitim astsubayı olarak atandığını ifade eden Kuzu, birliğinde ‘kumpas’a uğradığını, ‘fişleme defteri’nde adının karşısında “Ülkücüdür, tehlikelidir” yazdığını öne sürdü.
‘Çiğli imamı’ ve ‘Paşa’ olarak anılan Kuzu, şunları söyledi: “O gün yaşadıklarıma bakıyorum. Bugün de aynı şeyleri yaşıyorum. Daha önceki bayrak, vatan, millet sevgisi hiçbir zaman beni işimden yıldırmadı. Belki ailemin genlerinden gelen bir özellikti, kimseye kin gütmedim. Devletime küsmedim. Çok affediciyim, meslek hayatıma devam ettim.”
‘Karar beni ilgilendirmiyor’
Ailesi, siyasi görüşü ve askerlikte yaşadıklarını anlatan Kuzu, savunma yaparken savcı araya girerek “Milletin değerlerini siyasi konuşmalarla ajitasyon yapıyor. Buna engel olun” dedi. Mahkeme başkanı da Kuzu’ya anlattıklarının savunmasıyla ilgili olmasını söyledi.
Kuzu, şu cevabı verdi: “Saygısızlık yapmak istemem ama mahkemenin benim hakkımda vereceği karar beni ilgilendirmiyor. Babam için ne dendi, annem içini ne dendi. Onun için bunları anlattım. Meslek hayatım boyunca hep ötelendim. Ceza almışım böyle olmadığını anlatmaya çalışıyorum.”
‘Cadı kazanıydı’
“Batı Çalışma Grubu’nun çalışmalarına yoğun muhatap oldum” diyen Kuzu, 2005’te mevcut hükümete ve yöneticilerin aleyhine konuşanlara karşı çıktığı için iki kez yedi gün hapis cezası aldığını, kendisine ceza veren albayın da ‘FETÖ’den tutuklu olduğunu söyledi.
Kuzu, şöyle devam etti: “125’nci filo da cadı kazanı gibiydi. Mevcut hükümet hakkında ağza alınmayacak laflar ediyorlardı. Ben de bunlara karşı çıktım. Suçsa ben bu suçu işledim. Komutanlardan da zaten böyle konuşmalar yapılamayacağına dair emirler vardı. FETÖ’cülükle suçlanıyorum ya, hakkımda ifade verenler bunların içerisinde. Orada adı konulmamış gruplar vardı. Ancak ne FETÖ’ydü, ne de PDY idi ama birleştirme projesine birleşmeye karşı çıkanlardı.”
Kuzu, Muhsin Yazıcıoğlu’nun hayatını kaybettiği helikopter kazasında kurtarma operasyonunda yer almak istememekle suçlandığını belirtererk, çok istemesine rağmen buna izin verilmediğini öne sürdü.
‘Bizi oraya gönderenler suçlu’
Zekeriya Kuzu, darbe girişimi gününe dair şunları anlattı: “15 Temmuz öncesindeki Zekeriya Kuzu’yu tanıyın diye söyledim. O zaman üç kişi yurt dışındaydı, 13 kişi 15 Temmuz’da vardık. Bunlar meskun mahal bölgesinde çatışma eğitimi alan kişilerdi. Gökhan Şahin Sönmezateş bunun planını daha önce yapmış olabilir. Ben sıkıyönetimi duysam giderdim. Sönmezateş Çiğli’de söylediği zaman duysaydım da giderdim. Sıkıyönetim demek illa ki kötü bir şey anlamına gelmiyor. Öyle olmuş ki saat 05.00’de daha farkına varamayan yöneticiler olmuş. Rüzgarın yönünü takip etmişler ona göre karar vermişler. Marmaris çukuruna düştükten sonra rüzgar ne yönden eserse essin yapacak bir şey yoktu. Ama Çiğli’de dursaydım aslan kesilirdim. Bizi oraya gönderenler suçlu. Kumpas mı değil mi bilmiyorum, karanlık noktaları aydınlanmıştır demiyorum. 15 Temmuz sonrasında Zekeriya Kuzu hakkında öyle şeyler söylendi ki ben de ‘Yurtta Sulh Konseyi’nde ben de varım’ diye düşündüm.”
‘Sen imamsın’
Kuzu, bir menfezde yakalandıkları günü de anlattı: “En sonunda hastamız da vardı arkadaşları aldım menfeze geldim. Aç susuzduk, serin olduğu için menfezde bekledik sonra yola çıktık. Teslim olmak için. Vur emirleri vardı. Endişeler yaşadık. Kendi kendimizi ifşa ettik. Olay daha da büyümesin diye. Yakalandığımız esnada ismini sonradan öğrendiğim albay, ‘Biz zaten seni tanıyoruz sen imamsın imam’ dedi. Orada koptum nasıl bir şeyin içerisine düştüğümü anlayamadım. Polisteki sorgu başladı dosyamı orada ilk defa gördüm. Bana ‘Senin hakkında her şeyi biliyoruz’ dediler. İlk defa orada ‘paşa’ lafını duydum. Memurlara ‘Paşa bu’ dediler. Karmakarışık oldum.”
Kuzu, 1 dolarının bulunmasına ilişkin de “Oğlum yurt dışına gitti. Böyle bir muziplik yaptı. Cüzdanımda dört tane bir dolar vardı. F serisi mi bilmiyorum” dedi.