… bütün bu mahkemelerin kuruluş ve işleyişleri, yargıç ve savcı üyelerinin tayin ve terfileri siyasal iktidarın emrine verilince ve siyasal iktidar da “Şahsım Devletinde” tek bir kişinin kararlarına bağlanınca, bu hiyerarşi de yerle bir oluyor: Cumhurbaşkanı’nın beğenmediği, eleştirdiği, katılmadığı, tanımadığı, Yargıtay, Danıştay, AYM ve AİHM kararları yerel mahkemelerce ve ilgili makamlarca pek uygulanmıyor!
Böylece zaten bizzat kendi mensuplarınca bile dile getirilen “yargıya güvensizlik” duygusu toplumda iyice kökleşiyor.
Bütün bunların üzerine Adalet Bakanı çıkıp da AYM kararlarının bağlayıcılığından ve bizzat kendilerinin tahrip ettikleri yargı için “Adalet Reformu” hazırladıklarından söz edince, bu açıklamalar, siyasi olarak değil, ancak mizahi olarak algılanır!