KEMAL GÖKTAŞ
kemalgoktas@diken.com.tr
@kemalgoktas
Cambridge Üniversitesi’nin yaptığı bir araştırmada Avrupa ülkeleri ve ABD’de komplo teorilerine inanma oranı ile popülist hareketlerin yükselişi arasında çarpıcı bağlantılar olduğu ortaya kondu.
Araştırma kapsamında, Fransa, Almanya, Britanya, Macaristan, İtalya, Polonya, Portekiz, İsveç ve ABD’de toplam 11 bin 500 kişiyle on-line anket yapıldı.
Guardian’da yayınlanan araştırmaya göre komplo teorilerine en az inanılan İsveç’te dahi halkın yarısından fazlasının (yüzde 52) en az bir komplo teorisine inandığı ortaya çıktı. Komplo teorilerine en çok prim veren Macaristan’da bu oran yüzde 85 iken, Fransa’da yüzde 76 ve ABD’de yüzde 64.
Britanya’da ise halkın yüzde 60’ı uzaylıların ziyareti, göçmen sayıları, aşıların güvenliği, parlamenter demokrasi konularında en az bir komplo teorisine inanıyor. Bu oran Avrupa Birliği’nden (AB) çıkma (Brexit) taraftarlarında yüzde 71 iken kalma yanlılarında yüzde 49.
Cambridge Üniversitesi ve YouGov tarafından Leverhulme Trust’ın finansmanıyla yapılan ve altı yıl süren araştırmadan çıkan bazı çarpıcı sonuçlar şöyle:
- Brexit taraftarlarının yüzde 47’si ülkede yaşayan göçmenlerin sayıları konusunda yalan söylendiğini düşünürken Brexit karşıtlarında bu oran yüzde 14.
- Brexit’cilerin yüzde 31’i Müslüman göçmen sayısındaki artışın Müslümanları ülkede çoğunluk yapmak için hazırlanan gizli bir planın bir parçası olduğunu düşünüyor. AB yanlılarında ise bu teoriye inanların oranı sadece yüzde 6.
- ABD Başkanı Donald Trump yanlısı seçmenlerin yüzde 47’si küresel ısınma konusunda dünyanın ‘işletildiğini’ düşünürken son başkanlık seçiminde Hillary Clinton’a oy verenlerin sadece yüzde 2.3’ü bu görüşe katılıyor.
- Britanya’da Brexit taraftarlarının yüzde 15’i ve karşıtlarının yüzde 11’i hükümette kimin olduğunun önemli olmadığını, çünkü dünyanın gizli bir küresel güç tarafından yönetildiğini düşünüyor.
- Araştırmayı yapanlara göre insanların inandığı en yaygın komplo teorisi ‘demokrasiyle yönetildiğimiz söylense de aslında ülkeyi bir avuç insan yönetiyor.’ Britanya’da halkın yüzde 44’ü bu görüşte.
- Britanya’da gazetecilere ‘çok az’ güvenenlerle hiç güvenmeyenlerin oranı yüzde 77. Bakanlara güvenmeme oranı yüzde 76 iken şirket sahiplerine güvenmeme oranı yüzde 74. Buna karşılık insanlar en yakınlarındakine güvenmeye devam ediyor: Arkadaşlara güven yüzde 87, aileye güven yüzde 89 oranında.
- AB’de kalma yanlısı seçmenin yarısı sosyal medyayı takip ediyor ve yüzde 41’i de gazeteleri internet ortamında okuyor. Buna karşılık sosyal medyayı düzenli takip eden Brexit yanlılarının oranı 34, gazeteleri internetten okuyanların oranı ise yüzde 18.
- Brexit karşıtları Facebook’u bir haber alma kaynağı olarak yüzde 74 oranında kullanırken, AB’de kalma yanlılarında bu oran yüzde 64. Twitter kullanımında ise ters bir oran var: Brexit yanlılarının Twitter’ı haber alma kaynağı olarak kullanma oranı yüzde 28 iken, Brexit karşıtları içinde bu oran yüzde 39.
- Britanya’da Yahudi soykırımının yalan olduğuna inananların oranı yüzde 2, uzaylıların insanlarla teması konusundaki bilgilerin gizlendiğini düşünenlerin oranı yüzde 8, aşılar hakkındaki gerçeklerin söylenmediğine inananların oranı yüzde 10, AIDS virüsünün kasıtlı olarak üretilip yaygınlaştırıldığını düşünenlerin oranı ise yüzde 4. Fransa’da ise halkın yüzde 12’si AİDS’in laboratuvarlarda üretildiğine inanıyor.
Komplo teorilerinin büyük etkisi
Araştırmanın başındaki Prof John Naughton, the Guardian’a yaptığı açıklamada, komplo teorilerinin toplumlarda her zaman kendisine yer bulduğunu ve kompleks ve kafa karıştırıcı dünya sistemini anlamakta zorlanan sıradan insanların olan bitene bir anlam verme konusunda önemli bir işlev gördüğünü söyledi.
Naughton’a göre, komplo teorilerinin demokrasiye etkisi konusundaki küçümseyici bakış, Brexit ve Trump’ın seçilmesinden sonra değişti. Trump’ın usta bir komplo teorisyeni olduğunu belirten Naughton, Trump’ın seçilmesine yol açan etkenlerden birinin de komplo teorilerinin ABD’deki yaygınlığı olduğunu savundu.