Edirne F Tipi Cezaevi’nde kalan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül’ün tutuklanmalarının ardından yaptığı açıklama nedeniyle ifade verdi.
Demirtaş ne demişti?
HDP eş genel başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ imzasıyla yayınlanan açıklamada şöyle denmişti: “Türkiye’de düşünce ve ifade özgürlüğü, halkın haber alma ve basın özgürlüğü her gün ayaklar altına alınmakta ve çiğnenmektedir. Evrensel ve demokratik hiçbir ölçü geçerli değildir. Adalet mekanizması iktidarın ve Saray’ın denetimi altında davranmaktadır. Erdoğan, yapılan haberin bedelini ödetmek için tutuklatmayı dayatmıştır. Yıllardır El Kaide türevi El Nusra, IŞİD ve Ahrar ul Şam gibi örgütlere maddi ve manevi yardım yapanlar, lojistik destek sağlayanlar, silah ve para yardımında bulunanlar, bu konuların konuşulmasını yasaklamak için çabalamaktadır. Ancak bu çabalar hem uluslararası hem de bağımsız ve tarafsız ulusal hukuk önünde hesap vermeyi engelleyemeyecektir.”
‘Parlamenter denetleme hakkının ihlali’
Evrensel’in haberine göre Demirtaş, Edirne Cezaevi’nden SEGBİS aracılığıyla ifade verdi.
Üzerine atılı suçla ilgili savcılığın kovuşturmaya yer olmadığına dair verdiği kararın doğru bir karar olduğunu belirten Demirtaş, “Bu tamamıyla eleştiri hakkıdır. Açıklamada tek bir hakaret cümlesi ya da hakaret ima eden bir cümle yoktur” dedi.
HDP lideri şöyle devam etti: “Parlamenterin iki temel görevi vardır. Biri yasama, birisi denetleme görevidir. Parlamentoda denetleme görevini önergelerle yapabilecekleri gibi, parlamento içi ve dışı konuşmalarla da bunu yaparlar. Burada söz konusu konuşmaya dair açıklamada, Türkiye Cumhuriyet devleti adına yürütme yetkisini kullanan görevlilerin, bu görevden kaynaklı eylem ve işlemlerine karşı bir eleştiri yapılmıştır. Bu konuşmadaki asıl önemli konu, parlamenterin denetleme hakkı ve görevidir. Bu soruşturmanın sadece ifade özgürlüğümüzü değil, parlamenter denetleme hakkımızın da ihlali olduğunu düşünüyorum.”
‘Temel hedef yargı eliyle baskı altına almak’
Hakkında açılan 102 soruşturmanın tamamının hükümete yönelik eleştirilerinden olduğunu hatırlatan Demirtaş, “Soruşturma ve davaların yoğunluğu da göstermektedir ki, yargı eliyle muhalefet baskı altına alınmaya çalışılmaktadır. Her ne kadar cumhurbaşkanının avukatları suç duyurusu yapmışsa da, bunun temel hedefi bizi yargı eliyle baskı altına almaktır” diye konuştu.
HDP lideri sözlerini şöyle bitirdi: “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin bazı içtihatlarında da belirtildiği gibi, bir konuşma ile ilgili soruşturmanın açılması bile ifade özgürlüğünün ihlalinin oluşması için yeterlidir. Şu anda bir milletvekili, eş genel başkan olarak bu konu ile ilgili karşınızda ifade vermem bile ihlaldir. Savcılığınızın artık bu ihlale daha fazla izin vermemesini talep ediyorum. Takdir savcılığınızın.”
Eş başkanlar dahil 11 vekil tutuklu
Eş başkanlar Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ın da aralarında olduğu HDP’li 12 vekil, 4 Kasım’da sabaha karşı evlerine yapılan polis baskınıyla gözaltına alınmıştı.
Diyarbakır milletvekilleri Ziya Pir ve İmam Taşçıer ve Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Önder ise adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı.
Demirtaş ve Yüksekdağ’la birlikte grup başkan vekili İdris Baluken, Şırnak milletvekilleri Leyla Birlik ve Selma Irmak, Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan, Hakkari Milletvekili Abdullah Zeydan, Mardin Milletvekili Gülser Yıldırım ve Şırnak Milletvekili Ferhat Encü tutuklanmıştı. İki gün sonra da Hakkari Milletvekili Nihat Akdoğan tutuklanmıştı.
HDP Diyarbakır Milletvekili Çağlar Demirel ve Siirt Milletvekili Besime Konca da Ankara’da gözaltına alınmalarının ardından 12 Aralık’ta tutuklanmıştı. Böylece tutuklu vekil sayısı 12’ye yükselmişti.
Birlik’in ardından Baluken’in de tahliye edilmesiyle beraber tutuklu HDP’li vekillerin sayısı 10’a düşmüştü.
Buna karşılık Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş ve Kars Milletvekili Ayhan Bilgen’in tutuklanmasıyla sayı yeniden 12’ye yükselmiş, Ferhat Encü’nün tahliyesiyle HDP’li tutuklu vekil sayısı 11’e düşmüştü.