OKAY DEPREM
İkinci Dünya Savaşı’nın temel cephesi niteliğindeki Alman-Rus Savaşı, binlerce km’lik çok büyük bir sahada cereyan etmişti. Sovyetler Birliği’ne dönük Nazi işgaliyle başlayan 1941-45 Harbi’nin geçtiği bu devasa alanda; savaşılmadık, çatışılmadık neredeyse hiçbir karış toprak parçası kalmamıştı. İnsanlık tarihinin bu en kapsamlı savaşını oluşturan sayısız önemli ve tayin edici genel cephelerden birisi de Donbass’takiydi.
Eski Ukrayna’nım en güneydoğusunda, bugün ise yarısına yakını bağımsız cumhuriyetlerin egemenliğinde olan Donbass bölgesindeki muharebelerin en çetini ise Saur-Magila adı verilen tepe ve çevresindeki yörede gerçekleşmişti. 1943 yazının 17 Temmuz ile 31 Ağustos tarihleri arasında meydana gelen kanlı muharebede, Kızıl Ordu’nun 23 binden fazla askeri hayatını kaybedecek ve 1944 yazına kadar sürecek Ukrayna Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’ni (USSR) işgalden kurtarma operasyonunun güneydoğu cephesi böylelikle açılmış olacaktı.
71 yıl sonra aynı yerde yeniden savaş!
SSCB’de Anayurt Savaşı’nın belli başlı tüm muharebelerinin geçtiği yörelerin her birinde olduğu gibi, Saur-Magila’ya da bir savaş anıt parkı yapılmasına karar verilir. 1960 yılında inşasına başlanan kompleks 1967’de bitirilerek açılışı yapılır. Saur-Magila’nın öyküsü burada bitmeyecektir. Nisan 2014’te Donbass’ta başlayan Ukrayna İç Savaşı 12 Haziran itibariyle Saur-Magila’ya sıçrar. Böylece tam tamına 71 yıl aradan sonra aynı yöre ve halkı yeniden savaş gerçeğiyle tanışmak zorunda kalır.
Ukrayna Silahlı Kuvvetleri’nin (VSU) bölgeye dönük giriştiği saldırıyla başlayan ağır silahlı çatışmalar Ağustos’un 26’sına kadar sürecek ve her iki taraftan yüzlerce askerin yaşamına mal olacaktı. Başlarda yöreyi savaş uçaklarıyla hedef alan VSU, Saur-Magila Anıt Parkı’nı da vurarak ağır hasar vermişti. Tepenin zirvesindeki dikilitaş ve meçhul asker anıtı yerle bir olurken, aşağıya doğru sıralanan bir dolu heykel ve rölyef de ağır bombardımandan nasibini alacaktı. İşte bu tarihten sonra Saur-Magila’nın Donbass için anlam ve önemi adeta katlanıp zirve yapacaktı.
Eski Sovyet topraklarında mayısın 8’i değil 9’u kutlanır
Sovyetler Birliği ve onun bugünkü mirasçısı devletler, dünyanın faşizmden kurtarılışının yıldönümünü, Avrupa’nın aksine 8 Mayıs’ta değil 9 Mayıs’ta kutlayagelir. 9 Mayıs’larda resmi kutlama ve törenler yerleşim merkezlerinde yapıldığı için, bugüne kadar kırsal bir bölge olarak kalmayı sürdüren Saur-Magila’daki anmaların tarihi de geleneksel olarak, bir gün önceki tarih olan 8 Mayıs olarak seçilmişti.
Donbass’ta halen düşük yoğunlukla da olsa devam eden savaşın büyük safhası Şubat 2015’te sona erdikten sonra hem 8 Mayıs’larda, hem de Donbass’ın faşist işgalinden kurtuluş yıldönümü 8 Eylül’lerde sayısız kez ziyaret ettiğim Saur-Magila’ya bir defa da 2018’in 8 Mayıs’ında ayak basıyorum. 8 Mayıs ve 9 Mayıs’lar DNR ve LNR’de (Lugansk Halk Cumhuriyeti) en ‘kutsal’ ve mühim günler sayıldığı için, iki güne yayılan etkinlikler dizisinin hazırlıkları günler öncesinden başlamıştı.
Her yerde, Reichstag’ı alan Sovyet bölüğünün sancağı
Sabahın erken saatlerinde başkent Donetsk’ten yola çıkar çıkmaz ilk dikkati çeken, Saur-Magila’ya kadar olan 1.5 saatlik uzun yolun en fazla her 1 km’sinde bir araç konvoyuna eşlik eden polis ve askeri görevliler. Bu sene de Saur-Magila’ya girişten henüz yüzlerce metre öncesinde dev insan seli ve uçsuz bucaksız araç kuyruğu başlıyor.
Arabayı park ettikten sonra Dnepropetrovsk kentine ismini veren efsanevi devrimci Petrovski’nin torununun gelini ve Alman aktivistle birlikte yol kenarında yürüdükten sonra anıt-parkın girişindeki meydana varıyoruz. Burada binlerce kişi uzun saplı ve rengârenk bayraklarıyla yerlerini çoktan almış bile. Daha çok; Snejnoye, Şakhtyorsk, Khartsizk, Zugrez gibi yakın endüstriyel-proleter bölge ve şehirlerinden gelenlerin ağırlığı teşkil ettiği kalabalığın dalgalandırdığı bayraklar arasında en fazla göze çarpanı SSCB bayrağı ile, 171. Bölük ile birlikte Reichstag’ı alan 150. Makineli Askeri Bölüğü’nün özel sancağı Nitekim bu iki bölüğün sancakları o kadar tipik ve geleneksel ki tüm 9 Mayıs’larda dört bir tarafta ilk göze çarpan onlar olur.
On binlerce askerin adı tek tek yazılı
Saur-Magila Anıt Parkı’nın girişinde de, tüm benzerlerinde olduğu gibi onlarca metre uzunluğunda yüksek metalik levhalarda, ‘43 yazındaki harpte ölen binlerce kişinin tek tek isimleri yazılı. Tam karşısında ise, Büyük Anayurt Savaşı’yla (Ruslar, Napolyon ve İkinci Dünya Savaşı’nı bu şekilde adlandıragelir) özdeş sayılan ve benzerleri pek çok yerde sergilenen savaş araç gereçleri boy gösteriyor: Savaşın karadaki cansız kahramanı T-34 Tankı ve Katyuşa roket rampası gibi…
Savaşın bitiminden bu yana tam 73 senenin geride kaldığı hesaba katıldığında, halen hayatta olan gazilerden her bir bölgeye ancak kaç kişinin düştüğü tahmin edilebilir. Onlar gene kalabalığın en önünde, her zamanki gibi kendilerine ayrılan özel bölmedeki sandalyelerinde. Kürsüye coşkulu tezahürat eşliğinde gelen tek konuşmacı, tam dört senedir DNR’i yöneten Devlet Başkanı Aleksandr Vladimiroviç Zakharçenko (42). Her seferindeki gibi fazla uzatmadığı konuşmasından sonra sıra onlarca yıldır süren ritüellerin tek tek tekrarlanarak törenin sürdürülmesine geliyor.
VSU tarafından yıkılan anıtları ziyaret
Hayatını kaybedenlerin isim ve soy isimlerinin yazılı olduğu plakaların önüne çiçekler bırakıldıktan sonra, her sene iki ayrı tarihte yapıldığı gibi bütün kalabalık toplu halde yukarıya, yani Ukrayna Hava Kuvvetleri’nce hedef alınıp yıkılmadan önce upuzun bir obelisk ve hemen önünde yükselen kocaman bir meçhul asker yontusunun yükseldiği zirve noktasına doğru yürümeye başlıyor. Yüzlerce metre uzunluğunda turuncu-siyah (siyah kömürü, turuncu ise ateşi-alevi simgeliyor) renkli Donbass bayrağını taşıyan insan seli, bir süre sonra duruyor. Burada, iki sene önce inşa edilen şapelin önünde uzunca bir ayin başlıyor.
Rusya’ya fiilen iyiden iyiye entegre olunmasıyla birlikte dinin sembolik de olsa önemi Ukrayna dönemine göre gözle görülür derecede artan bağımsız cumhuriyetlerde bu durumun bir örneği de, düne kadar bütün amma etkinliklerinin seküler bir çerçevede icra edildiği Saur-Magila’da görülüyor… En tepenin başına gelindiğinde sırada önce ‘sönmeyen ateş’ önüne çelenklerin konulması ve bir dakikalık saygı duruşu var. Ardından sıra, 2014 yazındaki muharebe sırasında tepeyi Ukrayna kuvvetlerine karşı savunurken yaşamını yitirenlerin mezarlarının önünde toplanmaya geliyor. Sonrasında ise geniş bir alana yayılan tepenin dört bir yanında bir dizi askeri, nostaljik grupların, gençlik ekiplerinin vs. hatıra fotoğrafı çektirme ‘seremonisi’ne geçiliyor. Aralarında kimler yok ki… Eski Afganistan Savaşı katılımcıları, Sovyet paraşütçüleri, Donbass lehine savaşmaya gelen Rus Kozakları vd…
Böylelikle bir 8 Mayıs daha, Donbass’ın bu en yüksek rakımlı tepesi olarak bilinen mahalde sona erirken, 9 Mayıs Zafer Günü kutlamaları için geri sayıma geçiliyor…