O polisleri savunuyorum; çünkü, arkasından gelecek cadı avının etkisini kırmanın, cadı avı toplumu kasıp kavurmadan, dönülmez akşamın ufkuna gelmeden, kurulabilecek en muhkem savunma hattının buradan kurulması gerektiğine inanıyorum. Eğer biz Erdoğan’ın bile “bir proje geliştiriyoruz ondan sonra (cadı avı)süreci hızlanacak” diye itiraf ettiği bu sürece, proje hâkimlere, proje mahkemelere, proje davalara şimdiden karşı çıkmaz o polisler yargılanırken sus pus olup oturursak arkasından geleceklerin ne olabileceğini tahmin etmeye bile gerek yok.
Erdoğan söylüyor zaten; bunların gazetecileri, bankaları, eğitim kurumları, vakıfları dernekleri var, bu iş oralara genişleyecek diyor. Yani bu dava, ne bir paralel devlet temizliği, ne de suç işlemiş polislerin suçlarını yargılama davası. Bu dava, Erdoğan’ın da belirttiği gibi, Erdoğan’a muhalif tavır sergileyen başta Gülen Cemaati olmak üzere, herkesi ilgilendiren bir dava. Bu davada polisleri savunmak sadece o polisleri savunmak anlamına gelmiyor. Gülen Cemaati’nin okullarına, dershanelerine çocuğunu göndermiş toplumun her kesiminden insanın yarın uğrayacağı mağduriyetleri önleme girişimi anlamına geliyor.