HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, parti lideri olarak son mesajını yayınladı: “Anne-babalara karşı henüz onurlu bir barışı armağan edememiş olmamızın mahcubiyetini de yaşıyoruz.”
Demirtaş daha önce bir kez daha parti genel başkanlığına aday olmayacağını duyurmuştu. Bunun üzerine parti erkek eş genel başkan adayı olarak başkan yardımcısı Sezai Temelli’yi, kadın eş genel başkan adayı olarak da HDP İstanbul Milletvekili Pervin Buldan’ı belirlemişti.
Tutuklu bulunduğu Edirne Cezaevi’nden partisinin 3’üncü olağan kongresine mesaj gönderen Demirtaş, 15 aydır ‘binlerce arkadaşıyla rehin alınmış’ ve fiziken ayrılmış olsalar da duygu ve düşüncelerinin daha güçlü bir şekilde birlikte olduğunu ifade etti.
Sekiz yıllık eş genel başkanlık döneminde kendisine destek olanlara teşekkür eden Demirtaş, kendisine destek verenlere layık olabilmek için gece-gündüz çalıştığını ancak yine de partisine borçlu hissettiğini dile getirdi.
Demirtaş şunları kaydetti: “Halkımıza olan borcumuz öylesine bir borçtur ki, yaşam boyu ödeyerek de bitirilemez. Tam anlamıyla özgürlük ve tam anlamıyla demokrasi sağlanıncaya kadar bu borç ödenmiş sayılmaz. Hele hele yüreği evlat acısı ile dağlanmış olan bütün anne-babalara karşı henüz onurlu bir barışı armağan edememiş olmamızın mahcubiyetini de yaşıyoruz.”
‘Alternatifiz’
HDP lideri, HDP’nin ‘dincilik, mezhepçilik, ırkçılık ve cinsiyetçilik bataklığına saplanmış bütün Ortadoğu için ve AKP-MHP faşist bloğunun tahakkümü altında inleyen Türkiye için büyük bir umut ve alternatif olarak yürümeye devam edeceğini’ savundu.
Partisinin ‘her türlü faşist baskıyı göğüsleyecek, bedelini ödeyecek devasa bir halk hareketine dönüşmüş, köklerini yüzyıllık direniş geçmişine salmış, dallarını ve yapraklarını sınırsız gökyüzüne ulaştırmayı başarmış devasa bir çınar’ olarak tanımlayan Demirtaş, HDP’de tüm kimliklerin var olduğunu belirtti.
‘Şiddet’ vurgusu
Demirtaş mesajına şöyle devam etti: “HDP artık Türkiye’nin ana siyasi çizgilerinden birisi olarak kalıcı bir siyasi kuruma dönüşmüştür. Kişilere bağımlı olmayan kurumsal bir kimlik ortaya çıkarabilmiştir. Şimdi hepimize düşen şey, bu kurumsal siyasi aygıtı etkili bir mücadele alanı olarak kullanarak direnişi büyütmek, faşizmi alt etmek ve demokratik bir iktidar alternatifini halka sunmaktır. Partimiz, parlamentarizme boğulmadan, meşru direniş hattından sapmadan, şiddet dışı yer, yol ve yöntemle alan-alan, meydan-meydan demokratik mücadeleyi büyütmek sorumluluğu ile karşı karşıyadır. Yeni yönetimimizin bunu en cesur, en hızlı ve kararlı şekilde örgütleyeceğine inanıyorum. Direnişe faşizmin cevabı tutuklama olacaksa, bin tane daha yeni hapishane yapsalar, bizi dolduracak yer bulamamalılar. HDP böylesi bir kararlı ve cesur duruşu, geç kalınmış öncülüğü derhal üstlenmelidir. Bizler canlıların meşru savunma çerçevesinde direnmesine saygı duyarız ve yanlarında oluruz. Bunun dışında her türlü şiddete tereddütsüz şekilde karşı çıkar ve ilkesel olarak kimden gelirse gelsin, açıkça eleştiririz. Savaş kışkırtıcılığının büyük övgülere mazhar olduğu bu günlerde korkmadan ve ısrarla ‘Barış hemen şimdi’ demeye ısrar edeceğiz. AKP-MHP faşizminin hiçbir makul gerekçe olmadan, Kürt halkına karşı yürüttüğü imha savaşını her yerde teşhir edip, diyaloğu ve barışçıl çözümleri savunmaya devam edeceğiz.”
‘Faşist Türkiye’nin partisi değiliz’
HDP’nin Türkiye partisi olup olmadığına halkların karar verdiğini dile getiren tecrübeli siyasetçi, “Ama şunu herkes bilsin ki; HDP, AKP-MHP’nin kurmak istediği faşist Türkiye’nin partisi değildir. Türkiye’nin hırsızlarının partisi de değildir. Türkiye kalantorlarının, rüşvetçilerinin, kan emicilerinin partisi hiç değildir. HDP, Türkiye ezilenlerinin partisidir. Türkiye’nin yoksullarının, yok sayılanlarının partisidir. Evet, HDP bu yönüyle gerçek bir Türkiye partisidir” değerlendirmesinde bulundu.
‘Temel hedef etnik ayrımcılığı kaldırmak’
Demirtaş mesajında şunları kaydetti: “Bizim hayalimizdeki Türkiye ile faşizmin vadettiği Türkiye arasında en küçük bir benzerlik yoktur. Bu nedenle HDP ne kadar Kürt ezilenlerinin partisi ise o kadar da Türk ezilenlerinin partisidir. Partimizin temel hedeflerinden birisi de etnik kimlik ayrımcılığını ortadan kaldırarak, herkesi eşit ve özgür yurttaş kılmayı başararak, etnik temelli siyaset ihtiyacına son vermektir. Önümüzdeki dönem bir yandan faşizm ile mücadele, bir yandan da kritik seçimlere hazırlanmak gibi tarihi sorumluluklarımız vardır. Bu Kongre ile birlikte tarihi rol ve misyonlarımıza layık olacak bir çalışmayı hep birlikte ortaya koyacağız. Yeni Eş Genel Başkanlar ve yeni yönetimimiz etrafında kenetlenecek, tam bir yoldaşlık ve dayanışma ruhuyla mücadeleyi büyüteceğiz.”