HDP’nin tutuklu eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş’ın 142 yıl hapis cezası istemiyle yargılandığı davanın duruşması ikinci gününde devam ediyor. Demirtaş, “Binali Yıldırım’ın geçen hafta oy uğruna Diyarbakır’da kullandığın ‘Kürdistan’ kavramını ben yedi yıl öncesinde kullandığım için bak bugün yargılanıyorum” dedi.
43 yıldan 142 yıla kadar hapsi istenen Demirtaş, ‘terör örgütü yöneticiliği yapmak,’ ‘terör örgütü propagandası yapmak,’ ‘toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet’, ‘halkı kin ve düşmanlığa tahrik,’ ‘halkı kanunlara uymamaya tahrik’ ve ‘suçu ve suçluyu övmek’le suçlanıyor.
‘Cemaat Binali Yıldırım’ı seviyor’
Gülen Cemaati’nin kendisinden hazzetmediğini ancak Binali Yıldırım’ı çok sevdiğini söyleyen Demirtaş, şunları söyledi: “Benim masum insanların ölümüne sebebiyet vermekten tutuklu olduğumu söyleyecek kadar şirazesinden çıkmış, yargısal süreç daha devam ederken iftira atan siyasetçileri çok seviyordu mesela Cemaat. Ben o dönemde ne demişim tekrar hatırlatayım. Çünkü aynı Cemaat savcısı bakın, Batman’daki Cemaat savcısı da ile Bingöl’deki Cemaat savcısı benzer içerikli fezlekeler hazırlamışlar. Yine fezlekenin içeriğini, konuşmamın içeriğini yazmamışlar. Çarpıtma, kumpas kopyala yapıştır yöntemi ile cemaatin sıkça kullandığı teknik ile bir fezlekeleri hazırlamışlar. Neymiş bakalım. Daha önceki konuşmaları okumuştum. Bir daha okumak istiyorum. Yıl 2012. Bana masum insanların ölümüne sebebiyet veren kişi diye hitap eden Binali Yıldırım’a bunu söylüyorum.”
‘Gerilla deyince destekçisi olmuyorsunuz’
Demirtaş savunmasını şöyle sürdürdü: “Gerilla kavramını kullandığınızda otomatik olarak onun yanındayım, destekçisiyim demiş olmuyorsunuz. Evrensel bir kavramı silahı kullanma biçimi itibariyle kategorize etmiş oluyorsunuz. Düzensiz silahlı gruplar demektir. Savcı niye bunu terör propagandası olarak değerlendiriyor. Bu kavramı savcı beğenmeyebilir, o onun takdiridir. Ama bana suçlama olarak yöneltemez. Ben eğer kavramı şöyle kullansam: ‘Gerillanın silahlı eylemi yerindedir, doğrudur’ desem evet burada şiddeti terörü övmüş diyebilir savcı bana. Fakat nerede kullanmışım; ‘Askerin anası da, polisin anası da, gerillanın anası da ağlamasın. Gerillanın cenazesine işkence yapılmasın, cesetleri işkence yapılmış halde ailelerine teslim edilmesin’ derken gerilla kavramını kullanmışım. Burada nerede şiddet övgüsü var. Gerillanın anası ağlamasın demenin neresi terör propagandası? Dağa çıkmış Kürt gencinin anası da mı terörist? Zaten öyle görüyor bazı güvenlik personelleri, hükümet dahi öyle görüyor. Ben öyle görmüyorum. Onun anası babası da anadır babadır.”
‘Sizin cezanız bizim şeref madalyamız’
Tutuklu bulunmasının sebebinin AKP’ye destek vermemek olduğunu söyleyen eski eş başkan şu ifadeleri kullandı: “Destek vermedik diye AKP’ye bin yıl ceza verdirmek için uğraşacaksanız, baş göz üstüne. Şeref duyarız, bu bizim şeref madalyamız. Yeter ki arkamızdan kimse bize soyguncu, yalancı, talancı, hırsız demesin. Milletin, devletin kasasını soydu demesin. Yeter ki bizim arkamızdan kimse bunlar haysiyetsiz demesin, ilkesiz demesin. Biz bedel ödedik ödemeye devam edeceğiz. Ve Türkiye toplumunun tamamına kazandıracağımıza, demokrasiyi barışı getirerek kazandıracağımıza da yürekten inanıyoruz. Şimdi fezlekeyle bağlantı kurayım bu söylediklerimin müsaadenizle. Çözüm tutanağını okuyalım, ne demişim Bingöl mitinginde, nasıl terör propagandası yapmışım. Çünkü Cemaatten tutuklu savcı iki kelime üzerinde durmuş, konuşma içeriğini yazmamış fezlekeye. Çünkü en nihayetinde bir konuşmanın propaganda veya suç unsuru taşıyıp taşımadığını tespit etmek için biliyorsunuz AYM, Yargıtay, AİHM, onlarca içtihatlı kararı var. Konuşma bütünlüklü olarak değerlendirilir, konuşma bütünlüklü olarak değerlendirildikten sonra bir değerlendirme yapılır ve suç unsuru taşıyıp taşımadığına bakılır. O nedenle fezlekenin kendisi zaten aleni bir şekilde adil soruşturma ilkesine aykırıdır. Böyle fezleke olmaz.”
Demirtaş’ın savunmasının ardından mütalaasını açıklayan duruşma savcısı, delil durumu ve Demirtaş’ın henüz savunmasını tamamlamamış olması gerekçesiyle tutukluluk halinin devamına karar verilmesini talep etti.
Mahkeme heyeti, Demirtaş’ın tutukluluk halinin devamına ve gelecek duruşmanın 16-17 Temmuz’da görülmesine karar verdi.