NEVŞİN MENGÜ
@nevsinmengu
Gazetecilik, oturup izleme işi. Gazetecinin işi yıllarca siyasetçilerin her bir konuşmasını, her bir adımını izlemek. İzleye izleye artık hepsini tanıyoruz.
Recep Tayyip Erdoğan, her zaman kendi aldığı kararların en doğruları olduğunu düşünüyor. Bunu 20 yılda öğrendik. Kendi partisinin milletvekilleriyle en son buluşmasında da, “Beğenmeyenler çekti gitti, biz durduğumuz yerde duruyoruz” demiş.
Evet kendisi gerçekten de aşağı yukarı anlaşılan en başından beri aynı yerde duruyor. Kimilerinin yanında durması zorlaşırken, siyasi serüveninde yanına başkaları ekleniyor. Erdoğan paradigmasında kendisinin asla bir hatası olamaz. ‘Erdoğanizm’; Erdoğan’ın kendisi, kafasında tasarladıkları; yanında duranlar ve karşısında duranlardan ibaret.
Erdoğan’ın eskiden yakınında olanlarla konuştukça, bu tür bir başkanlık sisteminin her zaman aklında olduğunu anlıyoruz. Siyasi serüveninin başından beri aklında olan bu sistem Erdoğan’ın siyasi yürüyüşünü de şekillendirmiş. Cemal Dindar, ‘Biat ve Öfke’ kitabında da Erdoğan’ın siyasi hayatının başında verdiği röportajlar üzerinden bunu analiz ediyor. Okumamış olanlara tavsiye ediyorum.
Çok değil birkaç yıl önce çözüm süreci devam ederken Erdoğan, başkanlık sistemini başka bir yoldan inşa etmeyi planlıyordu. Kürt hareketi yanında durduğu sürece, istediği çoğunluğu sağlıyor; bugünkünden bir başka koalisyonla başkanlık yolunda ilerliyordu.
Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala bugün içerde çünkü muhtemelen Erdoğan başkanlık yürüyüşünde bu iki ismin kendisine engel olduğunu düşünüyor. Ve bu isimlerden rövanşını almak istiyor.
Muhtemelen Demirtaş hakkında biri bitip biri başlayan soruşturmaların temelinde, meşhur “Seni başkan yaptırmayacağız” çıkışı var.
Kavala’nın tutsaklığını ise Temas ve Diyalog grubunda aramak gerekiyor. Kavala 2018 yılında Cumhuriyet’ten Bartu Soral’ın kendisi hakkındaki iddialarını yanıtlarken, Soral’a şu ifadeleri içeren bir mektup yazmış: “Ben TBMM Anayasa Komisyonu’nun çalıştığı dönemde partilerin uzlaşmasıyla anayasanın hazırlanmasının önemi ve başkanlık sisteminin gündeme getirilmesinin bu uzlaşmayı engelleyeceğine dair görüşümü Demirtaş’la paylaştım. Demirtaş da görüşümün, aydınların görüşü olarak Öcalan’a aktarılmasını istemiş. Sırrı Süreyya Önder bu konuyu kendi üslubuyla açarken bu ifadeyi eklemiş.”
Çözüm süreci çerçevesinde görüşmeler sürerken, Önder, Öcalan’la görüşen isimlerden biriydi. Kavala’nın içinde olduğu Temas ve Diyalog grubunun Önder aracılığıyla Öcalan’a, Erdoğan’ın kafasındaki başkanlık sistemiyle ilgili mesajını ilettiğini anlıyoruz. Ve anlaşılan, mesajda bu sisteme Kürt hareketinin ‘tamam dememesi gerektiği’ iletiliyor.
Erdoğan’ın gözünde, büyük olasılıkla Kürt hareketinin Erdoğan ile yollarını ayırmasında dönüm noktalarından biri gidip gelen bu mesajlar. Erdoğan, Kürtlerin başkanlığa karşı ikna edildiğini, bu konuda kritik isimlerden birinin de Kavala olduğunu düşünüyor.
Tüm bunlarda hukuk nerede diye soracak olursanız, ‘404 not found, sistem error’ veriyor.