BERİL KÖSEOĞLU
Türkiye, haftalardır yolsuzluk soruşturmasına dair iddiaları içeren ve mahkeme izniyle elde edilip soruşturma dosyasında yer aldığı öne sürülen ses kayıtlarıyla yatıp kalkıyor. Ancak sosyal medyada yayınlanan kayıtlar, ‘ileri demokrasi‘ bir yana, herhangi bir normal demokraside işlemesi beklenen denetim mekanizmalarından hiçbirini harekete geçirebilmiş değil.
‘Paralel evren’de kaybolan kayıtlar
Her gün, başta Başbakan Tayyip Erdoğan ve oğlu Bilal olmak üzere, son dönemde aldıkları ihalelerle dikkat çeken işadamları, memurlar ve eski bakanlar hakkında yabana atılmayacak iddialar öne sürülüyor.
Fakat bu iddialar, sanki ‘paralel devlet‘ söylemine paralel bir evrende yayılıyor; zira şu mekanizmalar felç olmuş durumda:
Erdoğan’a göre adalet yerini buluyor…
YARGI: 17 Aralık operasyonu sonrasında yüzlerce savcı görevden alındı veya görev yerleri değiştirildi; HSYK yasası, başbakanın atadığı adalet bakanını hukuk sisteminde neredeyse en yetkili mercii haline getirecek şekilde değiştirildi.
Yolsuzluk dosyası, savcılar Celal Kara, Mehmet Yüzgeç ve Zekeriya Öz’den alındı.
Soruşturmaya hükümet tarafından dahil edilen Ekrem Aydıner, fezlekelerin internette ortaya saçılmasına rağmen iddianameyi yeniden yazacağını açıkladı.
‘Nöbetçi hakim desteği‘yle, aralarında soruşturmanın kilit ismi Rıza Sarraf ve iki bakan çocuğunun da bulunduğu beş kişinin bırakılmasıyla, 17 Aralık soruşturmasında tutuklu yargılanan bir kişi bile kalmadı. Erdoğan yargının bu kararını, “Adalet yerini buldu” diye yorumladı.
Her girişime ret
MUHALEFET: Anamuhalefet partileri CHP ve MHP’nin verdiği sayısız soru önergesinin birçoğu yanıtsız kalıyor.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu bir süredir tapelerin bir kısmını salı günkü grup toplantılarında Meclis kürsüsünden dinletse de, Meclis TV’nin bile sansürüne maruz kaldı.
Anaakım haber kanalları, büyük çoğunlukla, Kılıçdaroğlu’nun kayıt dinlettiği anlarda yayından çıkıyor.
Muhalefet daha ziyade, ‘kendimiz çalıp kendimiz oynuyoruz‘ havasında.
Nitekim, yeni internet ve HSYK yasalarına ilişkin görüşmelerde, muhalefet vekilleri sayılarının yetersizliği nedeniyle AKP’lilerle yumruk yumruğa kavga etmenin ötesine geçen, kağıt üzerinde ‘somut‘ bir etki yaratamadı.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ hakkında 17 Aralık soruşturmasına savcılara telefon ederek müdahale ettiği gerekçesiyle verilen gensoru önergesi de reddedildi.
MEDYA: Normal bir demokraside ‘dördüncü kuvvet’ olması öngörülen medya kuruluşları, yolsuzluk soruşturmasında ya zaten önceden belli olan saflarda duruyor ya da muhalefet liderlerinin arkasına saklanıyor.
Milyonlarca yurttaşın takip ettiği anaakım medyada, yolsuzluk haberlerine, özellikle de tapelere ya yer verilmiyor ya da hak ettiği yer verilmiyor. Hal böyle olunca büyük ölçüde Kılıçdaroğlu veya Bahçeli’nin arkasına sığınılıyor.