Yaklaşık bir yıl önce başlatılan ‘mücadele’ sonuç verdi: Resmi Gazete’de yayınlanan cumhurbaşkanı kararıyla Türkiye, kadına yönelik her türlü şiddetle mücadeleye ilişkin standartlar getiren ilk belge niteliğindeki İstanbul Sözleşmesi’nden ayrıldı.
Türkiye imzacılardan biriyken bile uygulamadaki eksiklikler nedeniyle eleştiriliyordu. Artık Türkiye’deki kadınlar bu sözleşmenin lafzından bile yoksun.
Erdoğan’ın Şubat 2020’de, “Yeniden gözden geçireceğiz” demesiyle başlayan süreç, Türkiye’nin sözleşmeden çekilmesiyle tamamlandı.
Bu süre zarfında kimi iktidar temsilcileri ve iktidara yakın bazı vakıf ve dernekler, sözleşmenin ‘Türk aile yapısına aykırılıklar taşıdığını, eşcinsel birlikteliklere kapı araladığını’ savunmuştu.
Kararda şu ifadeler yer aldı: “Türkiye Cumhuriyeti adına 11/5/2011 tarihinde imzalanan ve 10/2/2012 tarihli ve 2012/2816 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile onaylanan Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi’nin Türkiye Cumhuriyeti bakımından feshedilmesine, 9 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 3’üncü maddesi gereğince karar verilmiştir.”
İstanbul Sözleşmesi, 11 Mayıs 2011’de İstanbul’da imzaya açılmış, 2012’de de Resmi Gazete’de yayınlanmıştı. Aynı yıl 6284 sayılı ‘Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’ yürürlüğe sokulmuştu. Sözleşme 1 Ağustos 2014’te yürürlüğe girmişti.
İstanbul Sözleşmesi nedir?
Tam adı Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi.
Kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddeti önleme ve bununla mücadelede temel standartları ve devletlerin bu konudaki yükümlülüklerini belirleyen ilk uluslararası insan hakları sözleşmesi.
Toplumsal cinsiyet eşitliği ilkesine dayalı sözleşmenin temel amacı, kadınları şiddetten korumak, şiddet olaylarını kovuşturmak ve ortadan kaldırmak, kadına karşı şiddet ve aile içi şiddetin tüm mağdurlarının korunması ve bunlara yardım edilmesi için kapsamlı bir çerçeve, politika ve tedbirler tasarlamak; kadına karşı şiddeti ve aile içi şiddeti ortadan kaldırma amacıyla uluslararası işbirliğini yaygınlaştırmak, kadına karşı şiddet ve aile içi şiddetin ortadan kaldırılması için bütüncül bir yaklaşımın benimsenmesi maksadıyla kuruluşların ve kolluk kuvvetleri birimlerinin birbiriyle etkili bir biçimde işbirliği yapmalarına destek ve yardım sağlamak.