Covid-19 atlatan Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde görevli kardiyoloji uzmanı Dr. Emre Sezici ve hemşire Züleyha Batur, zorlu günleri anlattı. Hemşire Batur “Annenizi seviyorsanız ondan uzak durmalısınız, artık bu böyle bir süreç” diyerek uyardı.

Dr. Sezici, AA muhabirine, ağustosta hastanedeki beş günlük tedavi sürecinin ardından evde 14 gün karantinada kaldığını aktardı.
Sezici, virüsü istemeden eşine ve akrabalarına da bulaştırmış.
Sürecin kendisi için hem fiziksel hem de psikolojik olarak kötü geçtiğini belirten Sezici şunları söyled: “Kendinizden çok bulaştırdığınız kişilere karşı sorumluluk duygusu hissediyorsunuz. Eşim ve onun ailesine benden kaynaklı bulaştığını düşünüyorum. Eşimin babası da pozitif oldu ve onun süreci yaşından kaynaklı daha ağır geçti.”
Covid-19’un kendileri için bir meslek hastalığı haline geldiğini belirten Sezici, bununla mücadele edip görevlerini en iyi şekilde yapmak için çalıştıklarını vurguladı.
Sezici, pozitif olduğu süreçte hastaların halini daha iyi anladığını dile getirerek şöyle konuştu: “Normal bir gribal semptomdan çok daha fazlasını yaşıyorsunuz. Hayatınızda olmadığı kadar halsizlik yaşıyorsunuz. Bu süre zarfında hastaların hangi duygu ve psikolojide olduklarını, onların kime nasıl muhtaç olduklarını daha iyi ve net anlayabiliyorsunuz. Şu an salgın ciddi derecede artıyor ve herkesin taviz vermeden kurallara uyması gerekiyor.”
‘Yaşadıklarımı hatırlamak dahi istemiyorum’
Ameliyathane hemşiresi Züleyha Batur da geçen ay kendisi ve eşinin Covid-19’a yakalandığını, 14 gün evde karantinada kaldıklarını ve o günleri hatırlamak dahi istemediğini ifade etti.
Özveriyle çalışmalara ve hastaları ayağa kaldırmaya gayret ettiklerini vurgulayan Batur şunları söyledi: “Biz de artık çok yorulduk. Elimizden geldiği kadar mücadelemizi ediyoruz fakat herkesin bize yardımcı ve destek olması gerekiyor. Herkes birbirini seviyorsa bunları yapmak zorunda. Annenizi seviyorsanız onlardan uzak durmalısınız, artık bu böyle bir süreç.”
Batur, ailesiyle birlikte geçirdiği zor günleri şu sözlerle anlattı: “Hiçbir şeyin tadını, kokusunu alamadım. Eşim solunum sıkıntısı yaşadı. Benim de zaman zaman bunu yaşadığım dönemler oldu. İkinci sınıfa giden bir oğlum var. Ben de pozitif olduğum için onu korumam gerekiyordu. Herkes ayrı bir odada yaşadı, bizim için çok zor bir süreçti. O yorgun halimle yemek yapmaya çalışıyordum. Eşim ve oğluma yemeğini yapıp odalarının kapısı önüne bıraktım.”