• 9 SORUDA
  • DİKEN ÖZEL
  • GÜNÜN 11’i
  • DİKENLİK
  • AKŞAM POSTASI
  • VPN HABER
  • ENGLISH

Diken

Yaramazlara biraz batar!

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • AGORA
  • SANAT
  • GÜNÜN ESERİ

Çizer Musa Kart’ın savunmasının tam metni

24/07/2017 21:13

 

Cumhuriyet gazetesinin 11’i tutuklu 17 çalışanı bugün ilk kez hakim karşısına çıktı.

Kart (Ortada) Fotoğraf: DHA

Reklam

İçlerinde gazetenin eski genel yayın yönetmeni Can Dündar, halefi Murat Sabuncu, yayın danışmanı Kadri Gürsel ve muhabir Ahmet Şık’ın da olduğu, 17’si Cumhuriyet çalışanı 19 kişi, aylar sonra Çağlayan’daki İstanbul 27’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanmaya başladı.

İlk gün yazar Kadri Gürsel, gazetecinin icra kurulu başkanı Akın Atalay ve çizer Musa Kart savunma yaptı.

Kart’ın savunmasının tam metni şöyle:

Reklam

Ben bir karikatüristim. 35 yıldır karikatür çiziyorum. Karikatürist; uzun, dolaylı anlatımlar yerine, çarpıcı ve etkili bir dille doğrudan aktarır duygu ve düşüncelerini…

Bugün burada haksız, mesnetsiz, kabul edilmesi mümkün olmayan ve insaf ölçülerini çok aşan suçlamaların muhatabı durumundayım…

29 yıla varan hapis cezasıyla karşı karşıyayım… Ayrıca bu suçlamaları yapan savcının “FETÖ üyesi olmak ve darbeye teşebbüs etmek” gerekçesiyle yargılandığını da biliyoruz.

Evet, “Örgüt üyesi olmamak ve örgüt adına suç işlememekle birlikte, hareketleriyle örgütün çıkarlarına hizmet etmekle” suçlanıyorum!..

Yanıtım, çok net ve kısa olacak: Bu suçlamayı aynen iade ediyorum!..

Ne yazık ki, 15 Temmuz 2016 tarihinde ülkemiz, 249 yurttaşımızın ölümüne, binlercesinin de yaralanmasına neden olan bir darbe girişimine sahne oldu. Sonrasında darbe girişiminde bulunanlarla mücadelede sergilenen hata ve zaaflar, reaksiyonumun haklılığını teyit eder mahiyettedir.

Ben bir stratejist değilim. Ama aklım ve sağduyum şunu söylüyor:

Demokrasilerde kabul edilmesi olanaksız darbe girişiminde bulunanların, yalnızlaştırılması öncelikli hedef olmalıydı. Oysa iddia makamının, uzun tarihi boyunca, her türlü terör örgütüyle; Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı, Muammer Aksoy, Bahriye Üçok gibi pek çok değerli evladının canı pahasına mücadele etmiş Cumhuriyet Gazetesi’ni suçlamaların hedefi yapması, vahim bir hata olmuştur. Arkasından gelen, 9 aya varan ve peşin cezaya dönüşen tutuklamalar ise kırılma noktası sayılmış, FETÖ’yle mücadelenin inandırıcılığına ağır darbe vurmuştur… İddia makamına sormak istiyorum: Pensilvanya’da ovuşturulan ellerin sesini, ben Silivri’deki hücremden duydum, siz hiç duymadınız mı?..

Yıllar önce, Fettullah Gülen’in devletteki örgütlenmesine dikkat çeken karikatürler çizdim. Ne yazık ki ve de ne komik ki o yıllarda Gülen’in sağ kolu konumundaki insanların tanıklığıyla bugün yargılanıyorum.

Evet 23 yıldır Cumhuriyet Gazetesi’nde çizmenin onurunu yaşıyorum. Önyargısız bir araştırma yapılmış olsaydı her dönem, başta FETÖ olmak üzere bütün terör örgütlerine karşı çizilmiş en sert karikatürlerin altında imzam görülecekti. Ve son 6 yıldır 1. sayfada yayınlanan terör karşıtı bu karikatürler, gazetemin terör örgütleriyle yan yana gösterilmeyeceğinin bir başka kanıtı sayılmalıdır.

Esasen bağımsız aklın, sorgulayan özgür düşüncenin kendisini ifade etmeye başladığı bir dönemin sanatıdır karikatür…

Biat kültürüne, katı, kaba hiyerarşik ilişkiler üzerinde şekillenen ve şiddeti öne çıkaran yapılarla, karikatürün ve onu üreten insanların yan yana gelmesi eşyanın tabiatına aykırıdır. Doğru ve etkili bir karikatür; kalıpların, şablonların dışına çıkabilmiş, cesur ve özgür bakış açılarıyla oluşturulabilir. Oysa katı hiyerarşik ilişkilere dayalı örgütsel yapılanmalar, bir karikatüristin ihtiyaç duyduğu özgürlük arayışına uygun zemin yaratamazlar. Şiddete dayalı örgütlenmeler; tabulara yaslanırken, mizah ve karikatür ise kelimenin tam anlamıyla tabu yıkıcı olarak işlev görür. O nedenle ne demokrasi karşıtları mizahçıları sever, ne de mizahçılar şiddete tapan yapılanmaları…

Bu gerçekliğe karşın bir karikatüristi, terör örgütlerine yardım ve yataklık yapmakla suçlamak, ağır hapis cezalarına çarptırmak, sadece karikatüriste değil, bu ülkeye de kötülüktür.

Oysa karikatür, eleştirel düşünce demektir. Bakın OECD’nin yaptığı eleştirel düşünme ve problem çözme araştırmasına göre; ülkemizde ileri düzeyde eleştirel düşünen, itiraz edebilen gençlerin oranı sadece yüzde 2,2. Oysa OECD’nin ortalaması yüzde 11, Güney Kore’de ise bu oran yüzde 28…

Karikatürü, özellikle okullarda, eleştirel düşüncenin geliştirilmesi için değerlendirebilirdik. Ama biz onu tamamen yok edecek bir yargı sürecini tercih ettik.

Bir de değerlendirmeleriyle suçlamalara dayanak oluşturan bilirkişimizden söz etmek istiyorum:

Kendisi basın suçlarında uzman bir ceza hukukçusu değil, anlambilim üzerine uzman da değil. İletişim uzmanı hiç değil… Peki ya ne ?.. O bir bilgisayar uzmanı. Sadece hükümete yakın kuruluşlarda çalışmış.

Bilirsiniz ergenler, yeni keşfettikleri sözcükleri, yerli yersiz kullanarak akranları üzerinde etki yaratmak isterler. Bizim bilirkişinin keşfettiği büyülü sözcük ise manipülasyon… Neredeyse raporunda yer alan bütün cümleler “Ben bi manipülasyon gördüm” tadında!.. Bilirkişinin anlattıklarından, suyun aşağı tarafında bulunan kuzuyu yemek isteyen kurdun gerekçesi anlaşılıyor:

“Sen benim suyumu Manipüle Ediyorsun!”

Kendisinin manipülasyonu tarif ederken kullandığı tanımlardan biri “Gerçeği perdelemek” idi…

Esasen gazetecilerin 9 ay Silivri’de haksız, mesnetsiz bir şekilde kalın duvarların arkasında tutulmasına neden olan raporun yaptığı tam da bu: Gerçeği perdelemek, yani manipülasyon!..

Bu iddianamenin bir mizahçıya ilham verecek malzemeyle yüklü olduğu daha ilk günden görüldü. Sadece muhalif olanlar değil, iktidara yakın gazeteciler de bu gülünç iddialara dikkat çektiler.

Artık herkes biliyor ki, bu iddianameyi hazırlayan savcı, hakkında ik imüebbet istenen bir FETÖ sanığı ve darbeye teşebbüs etmekten yargılanıyor.

Bu iddianameye göre:

* Gazetemize, silahlı terör örgütü FETÖ/PDY, “adeta” el koymuş, gazetemiz bir terör örgütünün “adeta” savunucusu olmuş. “Adeta” kollayıcısı olmuş.

Ortada somut delil yok, örgüt üyeliği yok, ama “adeta” bir örgüt var ve bu örgütün işlediği “adeta” suçlar…

* Bu durumda bizler de 9 aydır Silivri’de “adeta” tutukluyuz!..

* Bir arkadaşımız daha ByLock’un olmadığı tarihte bir ByLock kullanıcısıyla irtibat kurmuş, kurabilmiş!

* Evine parke döşeten arkadaşımız ise parkecinin bir diğer müşterisi FETÖ’cü olduğundan FETÖ’cü sayılmış!..

* Ben de 3 günlük Bodrum tatili için, gazetelerde tam sayfa ilanları yayınlanan, herkesin bildiği bir seyahat şirketini aramışım. Bu arama, terör örgütüyle irtibat sayılarak, önüme suç kanıtı olarak konulmuş.

Bodrum’da deniz manzaralı bir odada 3 gün kalmayı umarken, Silivri’de beton manzaralı hücrede 9 ay kaldım. Yaşadıklarım bir rezervasyon hatası diye geçiştirilecek gibi değil!..

Bu iddianame; Objektif gerçeklikle irtibatını koparmış, insaf ölçülerine sığmayan, gayri ciddi bir iddianamedir. Yüreği ve beyni ipotekli olmayan herkesin gözünde düşmüştür… Evet düşmüştür!..

Takdir edersiniz ki, bu iddianame üzerine kendi esprilerimi yapabilirdim ama yapmadım… Çünkü nezaket çerçevesinde mizah yapanlar bilirler ki, düşene vurulmaz!..

İddia makamı, bizi bazı terör örgütleriyle irtibatlı gösterebilmek için dile kolay tam 5,5 ay çalıştı ve ekleriyle birlikte 30 klasörlük bir soruşturma dosyası hazırladı… Bu durumda birimizin çıkıp suçunu itiraf etmesi bekleniyor olabilir. Ama belki de bu işi bir karikatüristin yapması daha uygun olur!..

Karikatüristten itirafçı olur mu? Denemek istiyorum!.. Evet ben karikatür hayatımda sadece bir örgüte yardım ve yataklık ettim. Bu örgütün adı Ü.T.Ç. Açılımı: Ülkemin Tüm Çocukları…

Üyeleri arasında 2,5 yaşındaki torunum da var. Biliyorum ki heyetinizin de çocukları, salonda bulunan dostlarımızın da çocukları bu örgütün üyeleri arasında.

Torunuma, örgütlerinin amacını sordum, anlattı: “Dede biz de batılı akranlarımız gibi yaşamak istiyoruz. Özgür ve mutlu bir hayatımız olsun istiyoruz. Düzgün evlerde oturmak, iyi okullarda okumak istiyoruz. Kimse ölsün mölsün istemiyoruz.”

Peki, beni de örgütünüze üye yapar mısınız, dedim. “Olmaz dede, sen çocuk değilsin… Ama çok istiyorsan, bize yardım ve yataklık yapabilirsin. Bizim için çizebilirsin.”

İşte, itiraf ettim. Doğrusu bu çocukların örgütüne yardım ve yataklık benim hayatımın anlamı oldu. Ben ceza tehditlerinden ziyade, çocuklarımıza mahcup olmaktan korktum her zaman!..

Biliyorsunuz, Türkiye 2016 hukukun üstünlüğü endeksinde 113 ülke arasında 99. sırada bulunuyordu. 2017’de durumun daha da kötüye gittiğini hepimiz görüyoruz. Adalet üzerine yapılan tartışmalarda “Ülkede Adalet Vardır.” diyen kalmadı. Birlikte yaşayabilmek için ihtiyaç duyduğumuz ortak paydadır, ortak hukukumuz!..

Dünyanın da ilgiyle izlediği bu davanın ilk duruşması, hukuka ve adalete olan inancımızı yeşerterek, yeni bir dönemin müjdecisi olsun. Bunu sadece kendim ve arkadaşlarım için değil, ülkem için diliyorum.

Didik didik aranan evlerimizde ne para kasaları bulunabildi ne de dolar tıkıştırılmış ayakkabı kutuları! MASAK ile TMSF, bize ve aile üyelerimize ait banka hesaplarıyla, para hareketlerini inceledi. Ama suç kanıtı sayılabilecek 1 kuruşluk usulsüzlüğe rastlanmadı…

Aylarca incelemeye tabi tutulan şahsi elektronik eşyalarımızda, ayrıca gazetemizde yer alan manşet, haber, fotoğraf, köşe yazısı ve karikatürlerde, terör örgütlerine yardım ve yataklık yaptığımızı gösteren somut bir tek kanıt dahi sergilenemedi.

Evet bu ülkede insanların kulakları, “EEEY!” diye başlayan cümlelere aşinadır. Ben de savunmamı, “EEEY VİCDAN!..” diyerek noktalamak istiyorum.

Cumhuriyet davası | İlk gün Kadri Gürsel, Akın Atalay ve Musa Kart savunma yaptı

Kadri Gürsel’in savunmasının tam metni

Cumhuriyet İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay’ın savunmasının tam metni

Filed Under: Aktüel

SON HABERLER

Dolar/TL, ABD etkisiyle 7.5’e yaklaştı; enflasyon sonrası faiz beklentisi arttı

Dolar/TL son birkaç haftada 6.90-7.4915 arasında oldukça dalgalı bir seyir izlerken ABD tahvil getirilerinin yüzde 1.4’lü seviyelerden yeniden yüzde 1.5’e doğru yükselişe geçmesi ile kur yeniden 7.5’e doğru baskı altında.

Profesör: Okuldan gelen çocuk bir süre maske takmayı sürdürmeli

Trakya Üniversitesi (TÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Faruk Yorulmaz, mutant virüs nedeniyle Covid-19 tedbirlerine uyma konusunda daha titiz davranılması gerektiğini söyledi.

İhracı yargıdan dönmüştü: Ümit Özdağ İYİ Parti’den istifa etti

Partiden ihracı mahkemeden dönen İYİ Parti İstanbul Milletvekili Ümit Özdağ, partisinden istifa ettiğini açıkladı.

Karadeniz’de mutasyon araştırması yapan ekip ‘ekonomik kısıtlılık’tan yakındı

Karadeniz’de, Covid-19 hızlı yayılımının takibi için mutasyon araştırması başlatıldı. Ancak Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Faruk Aydın ‘ekonomik kısıtlılığı işaret ederek “Çalışma çok ciddi bir sonuç vermeyebilir” dedi.

Erdoğan, CHP’li belediyelere ‘milletin ağzından’ seslendi: Çerçöp mahalleler

Yönettikleri kentleri 25-30 yıl öncesine döndürdüklerini savunarak CHP’li belediyelere yüklenen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, onların tıkır çalıştıklarını söylediklerini, milletin de, “Takur tukur belediyeler, çukur mukur yollar, çerçöp belediyeler” diye yanıt verdiğini ifade etti.

Yüksel Caddesi’nde polis müdahalesi: Nuriye Gülmen’in kardeşi gözaltında
Bir haftalık bilanço: Sosyal medya paylaşımları gerekçesiyle 151 gözaltı

DİKEN’İ TAKİP EDİN

Osman Kavala 1220 gündür tutuklu

AGORA

Hatırlamak istemiyorum ama anlatayım

Mehmet Aksel

Grev haktır…

Murat Sevinç

Bu yazıyı yazmak zorunda kaldığım için çok üzgünüm

Levent Gültekin

GÜNÜN 11’İ

Yılmaz Özdil: AKP’den önce insan değildik, nihayet oluyoruz

Erdal Sağlam: Kötü yönetim ve popülizmin halkı nasıl fakirleştirdiğinin örneğini yaşıyoruz

Mehmet Ali Güller: Anayasayı sil baştan yazmak istemelerinin nedeni 23 milletvekilini bulabilmek

Ahmet Taşgetiren: ‘Dış dünya’ olmasa bize hukuk gelmeyecek neredeyse

Mustafa Karaalioğlu: Bu gidişle 2023’te gelirimiz ne olacak, tahmini bile iç karartıcı

Osman Müftüoğlu: ‘Renklendirilmiş normalleşme’ pek inandırıcı görünmüyor

Abdulkadir Selvi: HDP’ye kapatma davası açılması reform süreci açısından olumlu olmaz

Bülent Timurlenk: Ligin lideri set oynamayı beceremedi

Tunca Bengin: SP’nin durumu muhtemel kararsız oylar açısından anlam ifade ediyor

L. Doğan Tılıç: İktidara geldiğimiz gibi yaparsak iktidarda kalabiliriz der gibi…

Muharrem Sarıkaya: Üç hafta sonra hastaneler tıka basa tekrar dolunca anlarız

Leyla Emadi’nin kişisel sergisi: Gel-Git

Elektronik dans müziği ikilisi Daft Punk dağıldı

‘Afrika dahil’

Sanat yayınlarını aynı çatı altında buluşturan border_less ARTBOOK DAYS üçüncü edisyona hazırlanıyor

74. Cannes Film Festivali pandemi nedeniyle ertelendi

Whatsapp’a yeni özellik: Masaüstünde görüntülü ve sesli arama

Bitlis Ticaret Odası: Büryan kebabı için coğrafi işaret tescil belgesi aldık

Denizde ‘operasyon’: Yangın çıkan gemide unutulan dört kediyi donanma kurtardı

Sefere çıkacak hızlı trenin tepesindeki tekiri indirmek 2.5 saat sürdü

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • AGORA
  • SANAT
  • GÜNÜN ESERİ
  • AGORA
  • DİKEN’E TAKILANLAR
  • BİRİNCİ SAYFALAR
  • GÜNÜN 11’i
  • AKŞAM POSTASI
  • BU GAZETE…
  • DİKEN 5 YAŞINDA
  • KÜNYE
  • İLETİŞİM
  • Email
  • Facebook
  • Google+
  • Pinterest
  • RSS
  • Twitter
  • Vimeo
  • YouTube

"Genç gazeteci arkadaşlarıma! Bu meslek yorucu bir meslektir. Ama, insan büyük bir zevkle çalışır. Kalemine daima efendi kal, uşak olmamaya gayret et. Mecbur kalırsan kır, sakın satma." Sedat Simavi