Avrupalı cihatçıların profili çıkarıldı: Göçmen çocuğu, banliyöden, eğitimsiz, işsiz, sorunlu, sabıkalı…
Amerika’nın Sesi’nde yer alan habere göre Fransa’da Uluslararası Stratejik İlişkiler Enstitüsü (IRIS) Avrupa’nın çeşitli ülkelerinden 197 cihatçı üzerinde yaptığı iki yıllık bir araştırmanın ardından ‘Suçlulardan, teröristlere: Kim Bu Avrupalı Cihatçılar’ adlı bir rapor yayınladı. IRIS, Slovak düşünce kuruluşu Globsec’le Avrupa’nın 11 ülkesinde yürüttüğü çalışma sonunda, ‘Avrupa’daki cihatçıların eşkal’ini çıkardı.
Buna göre göçmen bir ailenin Avrupa’da doğan, banliyölerde yetişen, okulda başarısız olan, iş dünyasına girmeyi başaramayan, psikolojik sorunları da olabilen ve küçük suçlar nedeniyle cezaevine düşen gençlerin cihatçı gruplarla buluşma ihtimali diğerlerinden yüksek.
197 cihatçının 120’si terör suçundan yargılanmış ve hapiste. 29’u terör saldırısı sırasında ölmüş. 20’si ulusal güvenliği tehdit ettiği gerekçesiyle sınırdışı edilmiş, 28’i de aranıyor.
Kadınlar ‘itici’ rol oynuyor
Rapora göre, Avrupalı cihatçıların yarısı Avrupa’da doğup büyümüş. Yüzde 87’si erkek, yüzde 13’ü kadın Yaş ortalaması 30,5.
58’i Fransa’dan, 31’i İspanya’dan, 31’i İngiltere’den, 28’i Yunanistan’dan, 27’si İtalya’dan, 13’ü Belçika’dan, 11’i Avusturya’dan, 8’i Hollanda, Almanya ve Bulgaristan’dan, 2’si ise İrlanda’dan geliyor.
Raporda, “Sayılarının az olması radikalleşme sürecinde etkin olmadıklarını göstermiyor” denen kadın çihatçıların, ‘eşlerinin radikalleşmesinde önemli hatta itici rol üstlendiği’ vurgulanıyor.
Cihatçılığa giden yol: Cezaevinin rolü bariz
Raporda vurgulanan bir başka tespitse şu: “Cihatçı doğulmuyor, koşullar sürüklüyor.”
Cihatçı militanların eğitim düzeyi düşük. 197 cihatçının yüzde 80’i liseye dahi gitmemiş. Yalnızca üçü üniversite diplomasına sahip.
Rapora göre eğitim seviyesinin düşük olması, radikalleşme zincirinin bir sonraki halkasını, yani bu kişilerin işsiz olması sonucunu getiriyor. 197 cihatçının yalnızca yüzde 28’inin öldüğü ya da yakalandığı anda bir işi var, yüzde 36’sı işsiz, yüzde 22’si ise çok düşük ücretlerde ve geçici işlerde çalışan kişiler. Yüzde 40’ı sorunlu ve yoksul banliyölerden geliyor.
197 kişinin yüzde 25’i Suriye ve Irak’ta en az bir kez bulunduktan sonra Avrupa’ya dönmüş,
Rapor, radikalleşme sürecinde ‘cezaevlerinin rolü’nü de doğruluyor. Sabıka kayıtları incelenen cihatçıların yüzde 54’ün en az bir kez adi suçlardan ceza almış ve demir parmaklıklar arkasında radikalleşemiş.
‘Yalnız kurt’ değil ‘ekip çalışması’
Zincirin son halkası bu aşamadan sonra geliyor. 197 cihatçıdan yedisi altı aydan kısa sürede radikalleşme sürecini tamamlıyor. Yüzde 19’unda ise ilk etkileşim beş yıl öncesine dayanıyor.
Aileler, arkadaşlar ve internet, radikalleşmenin temel etmenleri olarak ortaya çıkıyor. Yalnız yakalanan 58 cihatçıdan sadece üçünün ‘yalnız kurt’ olarak tanımlanan ve kendi başına internet aracılığıyla radikalleşen kişiler. Diğerleri ise sanal ya da gerçek ortamda bir grubun ya da ağın etkisiyle hareket etmiş. Raporda, “Avrupa cihadı bireysel değil ekip sporu” deniyor.