Geleceği kavrayan bütün iyi şiirler gibi, “nisanın en zalim ay” olduğundan bahseden “Çorak Ülke”yi, Türkiye’yi de düşünerek yazmış sanki T.S. Eliot. Ki; nisandır, bahardır demeyip bu ay da tam 19 “acele kamulaştırma” kararı almış hükümet. Son Resmi Gazete’yi görünce, toplu bir bakış için tek tek taradım.
2014’ün Ocak-Nisan bilançosu: 65 karar. (Ocak’ta 10, Şubat’ta 24, Mart’ta 12, Nisan’da 19) 2013 yılında ise 250 karar yayımlanmış.
(Ocak 16, Şubat 15, Mart 17, Nisan 29, Mayıs 22, Haziran 26, Temmuz 34, Ağustos 15, Eylül 11, Ekim 32, Kasım 16, Aralık 17.)
Resmi Gazete’den liste liste akan kararlar; bu toprakların hem doğasını, görünümünü, hem mülkiyet yapısını bir daha asla eskiye dönülmeyecek biçimde değiştirmek üzere alınıyor.
“Acele kamulaştırma”, Resmi Gazete trafiğinin “bir numara”sıdır artık. Her hafta Giresun, Ordu, Erzincan, Antalya, İstanbul, Kırşehir’deki yüz binlerce dönüm arazi sahiplerinden alınıyor. Bakanlar Kurulu; EPDK’ye, DSİ’ye, Karayolları’na, TOKİ’ye, Maliye’ye, belediyelere her hafta “hadi acele kamulaştır” diye talimat veriyor. Hazine’ye gitmiş gibi görünen ama greyderlerini sokabilsin diye şirketlere verilen bu arazilerin el değiştirme kararlarının başında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün imzası var.
“Acele kamulaştırma”, savaş ya da deprem gibi doğal afetlerde, zamandan kazanmak için hükümetlere “istisnai” bir yol olarak tanınmış. Ama ne gam. Bu olağanüstü yol, AKP iktidarının piyasalaştırma “rutin”ine dönüştü çoktan. Kamulaştırma Kanunu’nun 27. maddesi diye imzalayınca akan sular duruyor. Mecaz değil; “akan sular” gerçekten duruyor
Zira “acele kamulaştırma”yı; evet elektrik direği, hızlı tren için, kentsel dönüşüm için ama en çok HES’ler için kullanıyor iktidar
Önce hangi güzelim dereyi, hangi şirkete kaç liraya vereceğini saptıyor. (Şık da bir adı var “yenilenebilir enerji”.) Sonra EPDK’ye “hadi kamulaştır” diyor ve tatlı bir telaşla (!) Resmi Gazete bekleyen şirket, sokuyor greyderi derelere, kuruyor Çin malı HES’leri.
Ne savaş var ortada ne de doğal afet. Peki niye “acele kamulaştırma” yapıyor ki iktidar? İstikbalini birlikte kurguladığı şirketlere söz verdiği için tabii. Ve gözünü açtığından beri var olan deresine, bahçesine sahip çıkmak için varını yoğunu satıp dava açan köylü, o davayı kazandığında, atı alan Üsküdar’ı çoktan geçeceği için.