Olası bir deprem için gerekli tedbirlerin alınması amacıyla Meclis araştırması isteyen CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, 1999 depremi sonrası 493 olarak belirlenen deprem toplanma alanının 2016 yılında 77 olarak tespit edildiğini hatırlattı.
Tanrıkulu, tüm yerleşimlerde deprem toplanma alanlarının durumunun, ulaşım, sağlık hizmetleri, beslenme gibi yönlerden amacına uygun olup olmadığının belirlenmesi, gereken mevzuat değişikliklerinin belirlenerek, hayata geçirilmesi, belediyelerin acil durumlara gerektiği gibi müdahale edebilmesi için mevzuatta ve pratik uygulamalarda neler yapılması gerektiğinin ortaya konulması gerektiğine dikkat çekti.
1999 İstanbul depremi sonrası Afet Acil Eylem Planı’nda belirlenen 493 deprem toplanma alanının 2016 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi Deprem ve Doğal Afet Komisyonu raporunda 77 olarak tespit edildiğini hatırlatan Tanrıkulu, insanların kurtarılması için belirlenen 416 alanın kişilere ve şirketlere satıldığını ifade etti.
Uzmanların Türkiye’nin afet yönetim anlayışını ağır bir biçimde eleştirdiğine dikkat çeken Tanrıkulu şöyle devam etti: “İstanbul ile 10 bin nüfuslu ilçe aynı afet yasası ve mevzuatı ile yönetilmektedir. Deprem anında ve sonrasında, İstanbul’da her şeyin tek merkezden yönetilmesinin olanaksızlığı ortada iken, AFAD’ın ilçe ve mahalle bazlı bir örgütlenmesi bulunmamaktadır. İstanbul Afet Koordinasyonu için tek numara üzerinden haberleşme sistemini kurulmamıştır.”
Yüksek bina deprem yönetmeliğinin ve yeni deprem bölgeleri haritasının çıkarılmadığını da söyleyen Tanrıkulu, AFAD yasasının gözden geçirilmesi ve dünyada kabul gören afet ve acil durum yönetim anlayışına uygun duruma getirilmesi gerektiğini aktardı.