CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, fiili durum yaratılan ‘başkanlık sistemi’nin referandumla hukuki bir zemine oturtulması gerektiğini söyleyen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye seslendi: “Niye fiili durumu yasal hale getiriyoruz? Neden ona ‘Sen neden yasalara uymuyorsun, Anayasa’ya uymuyorsun’ diye bir hatırlatma ihtiyacı duymuyoruz? Bir kişinin arzusunu yerine getireceksek o zaman bu parlamentonun iradesi ne oluyor?”
Daha sonra ise MHP’den peş peşe ‘düzeltme’ gelmiş, Bahçeli’nin sözlerinin ‘başkanlık sistemine destek’ olarak yorumlanamayacağı, MHP’nin parlamenter rejimin devamından yana olduğu vurgulanmıştı.
Bahçeli partisinin bugünkü grup konuşmasında, başkanlık sistemi için referanduma gidilebileceğini bir kez daha vurgulayıp, kendisini eleştirenleri ve CHP’yi topa tutmuştu: “Biz ne dersek diyelim, CHP’li sözcülere, saldırgan zevata ne dersek boş, akılsız başa söz neylesin. CHP ve yandaşları düğüne giderler zurna beğenmezler, hamama gider kurna beğenmezler.”
‘Neymiş? Yenikapı ruhu varmış’
Grup toplantısında konuşan Kılıçdaroğlu, sözlerine şöyle başladı: “Niye fiili durumu yasal hale getiriyoruz? Neden ona ‘Sen neden yasalara uymuyorsun, Anayasa’ya uymuyorsun’ diye bir hatırlatma ihtiyacı duymuyoruz? Eğer onun isteğini yerine getireceksek, bir kişinin arzusunu yerine getireceksek o zaman bu parlamentonun iradesi ne oluyor?”
Hükümeti ‘rejimi değiştirmek için fırsat kolladığını’ savunan Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin içinde bulunduğu işsizlik, yolsuzluk OHAL mağduriyetleri gibi sorunlarla uğraşmak yerine bir kişinin ‘koltuk derdi’ne düşüldüğünü söyledi.
Liderlere seslenen CHP lideri, “Cumhurbaşkanı seçilen kişi TBMM’de öngörülen yemini etmiştir. Yemine sadık kalacağına dair namus ve şeref sözü vermiştir. Dolayısıyla eğer kuralın dışına çıktığı zaman bizim görevimiz ona kuralları hatırlatmaktır. Neymiş? Yenikapı ruhu varmış. Yenikapı’da ‘İnsanlar mağdur edilecek’ diye bir görüş birliği mi sağlandı? Hayır böyle bir şey olmadı. Bir insanı aile boy açlığa mahkum etmek hangi vicdanda var?” diye konuştu.
‘Lütfen koltuğunuzun hakkını koruyun’
Türkiye’de bir cumhurbaşkanı ve birisi ‘gölge’ olmak üzere iki başbakan olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başbakan Yıldırım arasında uyum olmadığını kaydetti.
CHP lideri şöyle devam etti: “Dış politikada Cumhurbaşkanı en son konuşacak adamdır. Ama önce o konuşuyor. Başbakan konuşmuyor, Dışişleri Bakanı arada bir şeyler söylemeye çalışıyor ve söyledikleri birbirinden farklı. Bırakın Türkiye’nin ortak ses çıkarmasını, aynı iktidar ortak ses çıkarmıyor. En büyük sıkıntı da orada zaten. Dış politikayla ilgili hedefleri kim belirliyor? Sayın Cumhurbaşkanı. Sorumluluğu var mı? Anayasa’ya göre yok. Sorumluluğu olmayan birisi sorumluluk üstlenilmesi gereken bir konuda konuşabilir mi? Demokrasilerde konuşamaz. Kim buna müdahale edecek? Sayın Binali Yıldırım’a aynı çağrıyı bir kez daha yapıyorum. Lütfen koltuğunuzun hakkını koruyun. Başkaları sizin yetkilerinize müdahale etmesin. Hükümetiniz inisiyatif kullansın.”
Darbe girişimine dair dört soru
Kılıçdaroğlu, darbe girişiminin siyasi ayağına dair sorulması gereken dört sorusu olduğunu söyledi:
* FETÖ kumpası olduğu AKP tarafından da ikrar edilen Balyoz iftirasında 14 general ve amiral ve 58 albayın tasfiyesine engel olmak için Genelkurmay Başkanı ve 3 kuvvet komutanının girişimlerini dikkate almayıp, istifasına neden olan ve tasfiyenin önünü açan yetkili makamlar kimlerdir?
* Mehmet Dişli’yi ısrarla Genelkurmay Karargahı’nda tutan, bunun için yeni daireler ve rütbeler ihdas eden ve darbe girişiminde Genelkurmay Karargahı’nı içeriden teslim almasına imkan veren irade hangi iradedir?
* Darbeden tutuklu FETÖ’cü 82 subayı albaylıktan generalliğe taşıyan irade, hangi iradedir? Bu irade 2011 yılında Genelkurmay Başkanı ve üç kuvvet komutanının istifasına aldırış etmeden Balyoz iftirasıyla 14 general ve amiral ve 58 albayın tasfiyesine destek olurken, FETÖ’cü subayların önünü açan irade, hangi iradedir?
* 2010 yılında 3 generalin terfisini uygulamaya koymama konusunda bu kadar kararlı duran siyasi irade, 2013, 2014, 2015 yıllarında terfi ettirilen FETÖ’cü subaylar konusunda aynı hassasiyeti ve kararlılığı neden göstermemiştir?”
‘Türkiye’yi adım adım darbeye taşıyanları sorgulayın’
Darbe girişiminin ardından başlatılan soruşturmaları yürüten savcılara seslenerek konuşmasını bitiren Kılıçdaroğlu şöyle devam etti: “OHAL’i kullanan irade, siyasi iradedir. Türkiye’yi adım adım darbeye taşıyan irade, bu iradedir. Buradan bu konuyu soruşturan bütün savcılara sesleniyorum. Öğrenciler, öğretmenleri, garibanları bırakın. Eğer birini sorgulayacaksınız, Türkiye’yi adım adım darbeye taşıyanları sorgulayacaksınız.”