Cumhuriyet’e yapılan operasyon kapsamında savcılıkta ifade veren Cumhuriyet yazarlarına Fethullah Gülen’i takip edip etmedikleri de sorulmuş. Hikmet Çetinkaya bu soruya, “Ben takip etmem, bilakis o kişinin benim yazılarımı takip ettiğini biliyorum” yanıtını vermiş.
Cumhuriyet’ten Canan Coşkun’un haberine göre, Cumhuriyet’in dokuzu tutuklanan, dördü serbest bırakılan yazar ve yöneticilerine, Gülen’i takip edip etmedikleri, ‘FETÖ’ ve PKK’yı öven yazılar yazılıp yazılmadığı ve bir dönem AKP’li milletvekillerinin de katıldığı Abant toplantılarına katılma gerekçeleri yöneltildi.
‘Ben takip etmem, o kişi takip eder’
Kendisi de başka bir ‘FETÖ’ soruşturmasında sanık olan savcı Murat İnam, uzun yıllardır Gülen Cemaati’ne karşı yazılar yazmasıyla bilinen Hikmet Çetinkaya’ya da, “FETÖ/PDY silahlı terör örgütü lideri Fethullah Gülen’in demeçlerini, kitaplarını ve bu kişi ile ilgili haberleri takip eder misiniz” sorusunu yöneltti.
Çetinkaya, bu soruya şu yanıtı verdi: “Ben takip etmem, bilakis o kişinin benim yazılarımı takip ettiğini biliyorum. 1971’den beri Gülen isimli kişinin Türkiye Cumhuriyeti’nde İslam devleti kurma çabasında olduğunu, kökenini, yaptıklarını, örgütlenmesini, askeri liselere sahte sağlık raporlarıyla ne kadar öğrenci soktuğunu, devletin kurumlarına nasıl sızdığını ve buna benzer konuları yazan çizen kişiyim.”
Çetinkaya’ya ayrıca, “Cumhuriyet gazetesinde FETÖ/PDY ve PKK/KCK silahlı terör örgütlerini övücü veya onları destekleyici yazılar yazıldı mı? Ayrıca FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün yapmış olduğu darbe girişimlerini ve kurduğu kumpasları övücü, destekleyici yazılar yazıldı mı” diye de soruldu.
Çetinkaya, “Tek bir yazı yazılmamıştır. Benim 17 Temmuz Pazar günkü yazımın başlığı ‘Fethullahçı darbe girişimi’ şeklindedir” diye cevap verdi.
Çetinkaya kendisine yöneltilen “25 Temmuz 2015 tarihli ‘Yurtta savaş, dünyada savaş’ manşeti ile okuyucularına ne mesaj vermek istemiştir? Yoksa bu manşeti atması için birilerinden talimat mı alındı” sorusuna da, “Söz konusu tespit ve değerlendirme hayal gücünün sınırlarını aşan değerlendirmelerdir. Herhangi bir mesaj verilmek için böyle bir manşet atılmamıştır” yanıtını verdi.
Güray Öz’e ‘Gazetenin çizgisi değişti mi?’ sorusu
Cumhuriyet okur temsilcisi ve Cumhuriyet Vakfı yönetim kurulu üyesi Güray Öz de, savcılık sorgusunda, “Gazetenin çizgisi değişti” iddiasını redderek şunları söyledi: “İnsanlar çok çeşitli görüşleri savunabilirler. Hiçbir şekilde İlhan Selçuk zamanından bu yana sansür edilmemişlerdir ve edilemezler. Kırmızı çizgimiz demokratik, Cumhuriyet ilkeleridir.”
Öz, ne Gülen Cemaati ne de PKK ile Cumhuriyet’in bir bağının olamayacağını belirtip, “Bugüne kadar Cumhuriyet gazetesinin genel yayın politikası, yazarlarının tutumu ve haberler bu türden iddiaları boşa çıkaracak durumdadır. Hiçbir zaman bu örgütün propagandası yapılmamış, tam tersine bu örgütle mücadeleye başlayanlardan çok yıllar önce mücadele edilmiştir. Bugüne kadar PKK terör örgütünün Türkiye’ye verdiği zararlar yüzlerce defa gazete sayfalarında yer almıştır. Kimi insan hakları ile ilgili haberlerin tuhaf bir şekilde PKK ile bağlantısının kurulması tümüyle haksızdır” diye konuştu.
‘Abant toplantılarına neden katıldınız?’
Gazetenin yazarlarından, yaş ve sağlık durumu nedeniyle serbest bırakılan Aydın Engin’e sorulan sorulardan dikkat çekici olanıysa, neden Abant toplantılarına katıldığıydı
Engin’e “Gazeteciler ve yazarlar Vakfı’nın Abant toplantıları olarak bilinen toplantılarına katıldınız mı? Katılmış iseniz hangi tarihlerdeki toplantılarına katıldınız? Bu toplantılara kimin daveti üzerine katıldınız? Bu toplantılarda size herhangi bir talimat veya tavsiyede bulunuldu mu” soruları yöneltildi.
Engin de, “Üç Abant toplantısına katıldım. Yanlış hatırlamıyorsam 2001 yılında gazetenin o zamanki yöneticisi İlhan Selçuk tarafından haber amaçlı gönderildim. İkincisi yanılmıyorsam 2013 yılıydı. AKP ile Gülen Cemaati arasında çatışmanın başladığı günlerdeydi. Gene haber amaçlı T24 ve bir Alman Haber Ajansı adına Akçakoca’daki toplantıyı izledim. Son olarak da 2015 yılındaki toplantıyı Cumhuriyet adına izledim. Bu toplantılarda tebliği sunan, tartışmalara katılanların yer aldığı masada değil gazetecilerin yer aldığı masalarda oturdum ve sadece habercilik yaptım. Yaptığım haberler sözünü ettiğim gazetelerde yayımlandı” diye yanıt verdi.