İktidar kaybeden tüm “parçalar”ın “bölgesel merkezi”nin –Türkiye’de- “güç” konsolide etmesi mümkün müdür? Olmadığı ve olamayacağı için, Cumhuriyet tarihinde görülmemiş bir “iktidar tekeli” oluşturmasına rağmen, rakipsiz biçimde arka arkaya seçim kazanarak bir “meşruiyet zemini” sağlamasına rağmen, medyayı bugüne dek benzersiz biçimde kontrol ediyor olmasına rağmen, iş alemini susta durdurmasına rağmen, güvenlik kuruluşlarının neredeyse tümüne hükmediyor bulunmasına rağmen, yasamayı ve yargıyı istediği yönde biçimlendirme gücüne sahip olmasına rağmen, bir türlü kendisini iktidarda rahat hissedemiyor.
“Paralel yapı”yla mücadele gerekçesiyle tüm toplumu sürekli gerilimde tutan ve giderek yorgun düşüren gerilim ortamı, büyük ölçüde, iktidarın bu kadar “gücüne rağmen” Türkiye’de “gücünü ne yapsa, bir türlü konsolide edemiyor” olmasından kaynaklanıyor.
2014’ün Türkiye açısından kayda geçecek öneminin “Siyasi İslam için sonun başlangıcı” olduğuna işaret ederken kastettiğim budur.