Başa baş geçen yerel seçimler ve el değiştiren belediyeler siyasi aktörlerin sorumluluğunu artırıyor. Artık hem iktidar hem de muhalefet kapsayıcı bir dil kurmak zorunda. Ne CHP ne de diğer partiler önceki dönemdeki lükslere sahip değiller. Muhalefet olma sorumluluğu neredeyse iktidar olmaya yakın bir yere vardı. Batı demokrasilerindeki gidişat da bize bunu gösteriyor.
2013 seçimlerine giderken bu yeni siyasi anlayışı, Türkiye İttifakı zihniyetini yerleştirmek durumundayız. İktidara düşen daha fazla iletişim ve müzakere.
Gündelik hayatı rahatlatacak yeni mikro politikaların üretilmesi.
Yeni sistemle birlikte ‘Güçlü demokratik devlet’ olgusunu iyice yerleştirmek.
Muhalefete düşen ise dış politika ve terörle mücadele başta olmak üzere Türkiye’nin bekasını ilgilendiren konularda merkeze gelmek. Bir sonraki seçimde iktidar olacakmışçasına politika önerileri oluşturmak.
Burada CHP’ye tarihi bir rol düşüyor. Bu milletin hassas olduğu terörle mücadelede daha merkezde, daha net bir konum almalı. Geçen seçimlerde HDP ile yaptığı örtülü ittifakın verdiği rahatsızlığı gidermeli.