Ne Suriye’den gelen mülteci akınını durdurabilir. Ne Doğu Akdeniz’de Antalya körfezine sıkıştırılmayı önleyebilir. Velhasıl, Türkiye güç rekabetinin giderek arttığı bir dünyada milli çıkarlarını korumak için aktif olmak zorunda. Gerekirse diplomasi gerekirse sert güç yöntemiyle.
Bugünün dünyasında “sert değil yumuşak gücümüzü kullanalım” diyen siyasetçiler Arap isyanları öncesinin dünyasından kalma anlayışla hareket ediyor. Türkiye’ye “vitesi küçült” derken aslında, “bağımlı ve pasif olmayı kabullen” diyorlar.