Öncelikle, Erdoğan’ın ve Bahçeli’nin siyasi ataklarının zamanlamasının erken olmadığı görüşündeyim. Diğer partileri hazırlıksız yakalayan iki lider de 15 Temmuz sonrası yakaladıkları uyumun uzantısı olan bir siyasi hareketlenme içindeler. 2019 seçimlerindeki adaylardan ziyade 2018’de yaşanabileceklere müdahale etme derdindeler. Yani adaydan ziyade muhtemel krizlerin seçmen bloklaşmasına etkilerine yön verme niyetindeler.
“Milli-yerli ittifak” oluşturma girişimi AK Parti’nin son dört yıldaki iç ve dış siyaset tecrübesinin bir sonucu. Bu sonuç, MHP ve ideolojisine teslim olmak değil. Aksine MHP ile, hem de bu partinin bölünmesi pahasına, ülkenin menfaatleri konusunda bir uzlaşmaya ulaşabilme başarısı.
(…) iki liderin “eşitlendiği” iddiası, Erdoğan-AK Parti tabanı ilişkisinin dinamiğini ve dahası Erdoğan’ın manevra kabiliyetlerini anlayamamakla malul.
(…) iki liderin “erken” hamlelerinin hedefine dair değerlendirmemi üç madde ile açıklayayım:
1- Cumhurbaşkanlığı sistemine geçiş için gerekli düzenlemeleri birlikte yapmak ve siyasi bloklaşmayı buna göre şekillendirmek.
2- Bu dönüşümün taşıyıcı aktörü olan Erdoğan’ın ilk turda kazanmasını temin etmek.
3- “Milli-yerli ittifak”ın 2018’de alacağı yeni siyasi kararların sonuçlarını ve dışarıdan oluşturulacak türbülansı göğüslemek.