İstanbul’da eşini trafik kazasında kaybeden kadın, toplum baskısına karşı mücadele etti, sonunda kick boks Türkiye şampiyonu oldu.
Bağcılar Belediyesi Sancaktepe Mehmet Selim Kiraz Kültür Merkezi’nde kütüphane sorumlusu olarak çalışan Gülsüm Özen, 2007’de Altay Özen’le evlendi.
Çiftin iki çocuğu oldu. Çocuklarından iki yaşındaki Melih, geçirdiği kalp ameliyatı sonrasında hayatını kaybetti. Altay Özen 2012’de trafik kazasında can verdi.
Gülsüm Özen ise eşini ve bir çocuğunu kaybetmesinin acısının yanı sıra bir de toplum baskısına maruz kaldı.
Gülsüm Özen ailesinin evindeki çatı katında tek oğluyla yaşamaya başladı. Bu sırada bazı kişiler kadın “Dul kadınsın, dışarıda ne işin var. Evde otur” sözleriyle baskı yaptı. Özen hareketsizlik nedeniyle günden günde kilo almaya başladı.
Evden şampiyonluğa
Özen, 20’li yaşlarında uğraştığı kick boksa eski dünya şampiyonu antrenör Hasan Fahri Şen’in ikna etmesiyle tekrar başladı.
Gülsüm Özen, teklifi zayıflamak için kabul etti. Kadın spor yaptığı sürede 30 kilo verdi. Şen, kadına bir de lisans çıkarttı.
Çalışmalarına devam eden Özen, 8-14 Ocak tarihlerinde Antalya’da düzenlenen Uluslararası Türkiye Açık Kick Boks Turnuvası’nda (Turkish Open) iki branşta şampiyon oldu.
‘Dalga geçen de oldu…’
Özen, eşinin ölümünün ardından yaşadığı süreci şöyle özetledi: “‘Dul kadın’ ibaresi bizler için çok kullanılıyor. Defalarca ‘Ne işin var? Dışarı çıkma. Onu yapma’ dediler. Aslında evlatlarımıza daha iyi eğitim verebilmek ve öğrendiğim şeyleri onlara daha iyi aktarabilmek için bizlerin ayaklarının yere daha sıkı basması gerekiyor. Bence kadının başarılı olmasını hazmedemiyorlar. Dalga geçen de oldu ama bunlar beni yıldırmadı. Kendimde yeniden ayağa kalkabilecek ışığı gördüm. ‘Mücadelene devam etmelisin’ dedim. Çünkü benim bakmakla yükümlü olduğum bir çocuğum var.”
‘Hayata devam etmek gerekiyor’
Özen, kadınların hiçbir zaman umudunu kaybetmemesi gerektiğine dikkat çekerek “Yeniden hayata dönmüş bir kadın olarak ‘Bakın ben yaptım’ diyorum. Mücadele edip kazanamadığımız bir şey olamaz. Birinci olup da madalya boynuma takıldığında gerçekten çok mutlu oldum. Kimse yılmasın. Önümüze ne çıkarsa çıksın, ne kadar olumsuzluk yaşarsak yaşayalım bizim daha duyarlı, ılımlı ve güzel bir şekilde hayata devam etmemiz gerekiyor. Evlatlarımızı daha iyi yetiştirmemiz gerekiyor ki ülkemiz daha güzel olsun” dedi.
‘Çocuğunu bırakıp maça gitti’
Maça gittiğinde oğluyla telefonda yaşadığı bir diyaloğu anlatan Özen sözlerini şöyle sürdürdü: “Maça giderken çok umutsuzdum. Kendime inanıyordum ama yıllar sonra ilk kez maça çıkacaktım. Yaşadığım olaylar, psikolojik olarak huzursuzluğum, insanların ‘Çocuğunu bırakıp maça gitti, kim bilir nereye gitti’ sözleri beni çok tedirgin etmişti. Oğlumu aradım. O bana ‘Anne ben sana inanıyorum, ben sana güveniyorum, başarabilirsin, kazanabilirsin’ dedi. Bu cümleleri duyduğum günden beri unutmuyorum. Demek ki ben oğluma o inancı yüklemişim.”
Özen’in oğlu Yusuf ise şunları söyledi: “Annemi her zaman destekliyorum. Ben de annem gibi sporcu olacağım.”
Özen’in bundan sonraki hedefi ise kick boks Avrupa şampiyonu olmak. Özen, bu hayalini yerine getirebilmek içinse antrenmanlarını sıklaştıracağını ve kadınların neler başarabileceğini tüm Türkiye’ye bir kez daha göstereceğini dile getirdi.