UFUK ÇALIŞKAN
ufuk@diken.com.tr
“Ali İsmail Korkmaz bize küfretti…”
“Vurmadım, hafifçe dürttüm.”
“Ben orada değildim.”
“Benim kovaladığım kişi Ali İsmail değil, daha uzun boylu biriydi.”
Eskişehir’deki Gezi eylemleri sırasında polisin gaz bombalı saldırısından kaçtığı bir ara sokakta Ali İsmail Korkmaz’ı öldüresiye darp ettikleri için ‘kasten öldürmek’le suçlanan eli sopalı sivil ve polislerin sözleri bunlar… Cinayetle ilgili davanın pazartesi günü Kayseri’de görülen ilk duruşmasında söylendi hepsi.
Bu ifadeler devlet görevlilerinin sivillere karşı işlediği birçok suçun ardından karşılaştığımız, artık bir ‘devlet geleneği’ halini alan ve yalan oldukları kısa sürede ortaya çıkan ‘tanıdık’ ifadeleri hatırlattı.
Engin Çeber: Kafasını duvara vurdu
Engin Ceber 29 Eylül 2008’de Yürüyüş dergisi dağıtırken gözaltına alındı. Karakolda ve tutuklu bulunduğu Metris Cezaevi’nde gördüğü işkence nedeniyle yaşamını yitirdi. Haklarında ‘ağırlaştırılmış müebbet’ istenen üç infaz koruma memuru ifadelerinde ‘Kendi kafasını duvara vurdu, sandalyesini geriye doğru itip kendisini düşürdü’ dedi.
Festus Okey: Polisin silahını almak istedi
Festus Okey 20 Ağustos 2007’de uyuşturucu bulundurduğu şüphesi üzerine Beyoğlu’nda gözaltına alındı. Nijerya göçmeniydi. Beyoğlu Polis Merkezi’nde polis kurşunuyla vurularak öldürüldü. Sanık polis Cengiz Yıldız, Festus Okey’in belindeki silahı almaya çalıştığı sırada yaşanan arbedede silahın ateş aldığını öne sürdü.
Olay yerini gösterecek karakol kameraları çalışmıyordu. Kurşunun Festus’a ulaşma açısını ve ateş etme mesafesini ortaya koyabilecek gömleği de hastaneye götürüldüğü sırada ‘kaybedilmişti.’ Olay gecesi ifade tutanağını da hazırlayan sanık polis Cengiz Aydın’ın ifadeleri hiçbir zaman doğrulanmadı.
Metin Göktepe: Duvardan düşerek öldü
Metin Göktepe 8 Ocak 1996’da, Eyüp Kapalı Spor Salonu’nun ‘gazeteci olduğu için özel muamele’ gördüğü bodrum katında dövülerek öldürüldü.
Dönemin içişleri bakanı Teoman Ünüsan ise Metin Göktepe öldürüldükten üç gün sonra, 11 Ocak 1996’da, 32. Gün programında şöyle dedi: “Konuyla ilgili tam bilgim yok. Ancak son gelen bilgiler Metin Göktepe’nin duvardan düşerek öldüğü şeklinde.”
Ahmet Atakan: Çatıdan düştü
Ahmet Atakan Hatay’da 9 Eylül 2013’te ODTÜ’deki yol planını ve Ankara Tuzluçayır’daki cami-cemevi projesini protesto eden göstericilere polisin saldırması sonucu öldü. Atakan Ailesi, avukatları ve tanıklar Ahmet’in isabet eden bir gaz fişeği sonucu beş katlı binanın çatısından düştüğünü ifade ediyor.
Kamera kayıtlarında da polis aracının Ahmet Atakan’ın bulunduğu yere doğru gaz attığı görülüyor. Adana Devlet Hastanesi’nde yapılan otopsi incelemesinde Atakan’ın kafasının sağ arka kısmında künt travma denilen, gaz kapsülü veya sert bir cisimle vurulma sonucu oluşabilecek bir kırık tespit edildi. Atakan’ın kesin ölüm nedenini belirleyecek Adli Tıp Kurumu’ndan beklenen detaylı rapor ise henüz gelmiş değil.
Emniyet ve valilik, Atakan’ın çatıdan düşerek öldüğünü iddia etti.
12 yaşındaki Uğur Kaymaz: Teröristti
Uğur Kaymaz, 21 Kasım 2004’te Mardin Kızıltepe’de babası Ahmet Kaymaz ile birlikte polis kurşunlarının hedefi oldu. Mardin Valiliği, olaya ilişkin yaptığı açıklamada “İki terörist öldürüldü” dedi. Kendilerine ateş açıldığını iddia eden polisler ‘meşru müdafaa’ gerekçe gösterilerek beraat etti.
İstanbul Adli Tıp Kurumu, davayla ilgili ilk raporda, Uğur Kaymaz’ın sırtındaki kurşunların art arda, birbirine çok yakın biçimde vücuda girdiğini belirtti; “Yara aldıktan sonra çatışması mümkün değil” dedi. Adli Tıp Kurumu, Ahmet ve Uğur Kaymaz’ın ellerindeki barut izlerinin çatışma kanıtı olmayabileceğini gösterir raporunu mahkemeye gönderdi.
Murat Konuş: Kafasını duvara vurdu, öldü
Murat Konuş 7 Ocak 2010’da ‘gasp’ suçundan gözaltına alındı. İstanbul Asayiş Şube Müdürlüğü’nde tutulduğu sırada işkence yaparak ölümüne neden olan polislerden komiser O.K, duruşmada Murat Konuş’un elleriyle yüzüne vurduğunu, daha sonra kendisini sandalyeye oturttuğunu, ancak bu sırada kafasını duvara vurduğunu iddia etmişti.