Futbol, bütün dünyada, galiba kitleleri meşgul ederek dikkatlerini belli meselelerden uzak tutmak açısından kullanışlı bir araç olduğu için üst seviyede destek görüyor. Aslında bir çeşit afyon… Fransız millî takımı Dünya Kupası final maçında şampiyonluk gollerini attıkça Cumhurbaşkanı Macron’un herhangi bir futbol fanatiği gibi yerinden fırlayıp heyecanla haykırması, futbolun futbolu aşan bir araca dönüştüğünü gösteriyor. Yanlış hatırlamıyorsam, 20. yüzyılın son Dünya Kupası’nı da Fransa kazanmıştı ve o zamanki Cumhurbaşkanı Jacques Chirac da sevincini Macron gibi yerinden fırlayıp haykırarak göstermişti. Ya Fransız halkının coşkun kalabalıklar halinde sokaklara dökülüşü, o akıllara ziyan sevinç gösterileri…
Açıkçası futbol siyasî liderlerin asla ihmal edemeyecekleri bir sosyolojik vakıa, politik bir hadise ve dünya çapında ortak bir dil haline gelmiştir. Hırvatistan finale kalınca Bakanlar Kurulu toplantısına millî takım formalarını giyerek katılan bakanların ağızlarını kulaklarına vardıran sevinç, eminim, gözünüzden kaçmamıştır.