Başbakan Binali Yıldırım, ‘Almanya vatandaşı gazeteci Deniz Yücel’in tahliyesinin ardında gizli pazarlık var’ eleştirisinde bulunanların PKK’lı olduğunu öne sürdü.

Fotoğraf: Reuters (Arşiv)
Yaklaşık bir yıldır Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan Yücel, 16 Şubat’ta hakkındaki iddianamenin hazırlanmasıyla tahliye edilmişti.
Yücel’in tahliyesinden bir gün önce Almanya’nın ARD televizyonuna bir mülakat veren Başbakan, “Ümit ederim kısa sürede serbest kalmış olur. Kısa sürede bir gelişme olacağı kanaatindeyim” demişti.
Yıldırım, Yücel’in serbest bırakılmasından hemen sonra yaptığı açıklamada da şöyle demişti: “Türkiye-Almanya ilişkilerinde bazı sıkıntılar bugün giderilmiş görünüyor.”
Bu durum, Yücel’in tahliyesi için Almanya ile Türkiye arasında ‘kirli pazarlıklar’ yapıldığı yorumlarını da gündeme getirmişti.
‘Birçoğunda mesele gazetecilik değil’
Belarus-Almanya seyahati dönüşü uçakta gazetecilerin sorularını yanıtlayan Yıldırım, ‘Yücel’in tahliyesinin ardında gizli pazarlık var’ eleştirisinde bulunanların PKK’lı olduğunu öne sürerek, “Bu adamdan başka bir mesele yok mu yani” dedi.
Yargıya herhangi bir müdahalelerinin olmadığını savunan başbakan, şunları söyledi: “Türkiye hukuk devleti, hukuk devletinde de bu işler hukukçuların, yargının işi. Bizim onların işine karışmamız yanlış olur’ dedim. ‘Her duruşma bir ümittir’ dedim, hukuken işleyecek süreci anlattım. Bu tezviratları, hükümetler arasındaki ilişkilerin iyi yönde gelişmesinden rahatsız olan çevreler yapıyorlar. Medya, birtakım sol siyaset üzerinden, sivil toplum örgütleri üzerinden, maalesef PKK’lılar burada aktif rol oynuyorlar. İlişkileri müspet yönde etkileyecek bu durumu bozmak, baltalamak için gayret ediyorlar. Almanya ile Türkiye arasında bu adamdan başka bir mesele yok mu yani? Bu kadar basite indirgenecek bir ilişki değil.”
100’ü aşkın gazetecinin cezaevinde olduğunu unutan Yıldırım, sözlerine şöyle devam etti: “Birçoğunda asıl meselenin gazetecilik olmadığını hepimiz biliyoruz. İnsanlar fikirlerini söyler, eleştirilerini de yapar. En keskin şekilde yapanları da görüyoruz. Bunlara herhangi bir şey oluyor mu? Olmuyor ama siz gidip terör örgütü ile haşır neşir olursanız, terör örgütünü cesaretlendirecek, ona lojistik destek faaliyetlerine girerseniz, bu gazetecilik değil. Bu başka bir şey. Terör örgütlerinin finans, kamuoyu oluşturma, silah ve lojistik ayağı var. Bunlar bizim durumumuza özel. Durumumuz Almanya değil. Almanya bir terör örgütü ile mücadele ediyor mu?”