Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in makam aracı masrafı için kullandığı ‘çerez parası’ ifadesine bakanlık ‘açıklık getirdi’: “3 milyar 300 milyon TL bütçenin binde 7’si.”
Şimşek, “Taş çatlasa 2 bin genel müdür var. Hadi 40 müsteşar ve 100 müsteşar yardımcısı olsa abartıyorum, 26 bakan bunların hepsini toplasanız Türkiye’nin milli gelirinde, bütçesinde çerez parası değil, çerez” demişti.
Devasa araç filosu
Buna göre, son olarak Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’e Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından Mercedes hediye edildiği ‘müjde’siyle kamu harcamalarındaki israfın simgesi haline gelen makam araçlarının sayısı 471’ken, kamunun idaresindeki toplam araç sayısı da neredeyse 100 bini buluyor.
Bakanlıktan yapılan açıklamada merkezi yönetim idaresinin kullanımındaki 96 bin 500 adet aracın 30 Haziran 2014 tarihi itibariyle hangi kurumlarda bulunduğu da detaylıca anlatılıyor.
Bakanlığın verdiği rakamlara göre, makam araçlarının,
* 36 bin 269 adeti Emniyet Genel Müdürlüğü’ne,
* 11 bin 950 adeti Milli Savunma Bakanlığı’na,
* 7 bin 249 adeti Jandarma Genel Komutanlığı’na,
* 5 bin 375 adedi Sağlık Bakanlığı’na
* 4 bin 437 adedi Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na
* 4 bin 372 adedi Milli Eğitim Bakanlığı’na
* 3 bin 533 adedi Orman Genel Müdürlüğü’ne,
* 3 bin 429 adedi üniversitelere ait.
Bakanlık, geriye kalan 19 bin 887 adet makam aracının da diğer kamu kurumlarına ait olduğunu duyurdu ancak bu kurumları detaylıca listelemedi.
Çerez tam 3 milyar 300 milyon değerinde
Bakanlık, 96 bin 500 adet kamuya ait aracın 473 milyar TL olan Kamu Merkezi Yönetim Bütçesi’ne maliyetinin 3 milyar 300 milyon TL olduğunu açıkladı.
Şimşek’in ‘çerez parası’ olarak ifade ettiği 3 milyar 300 milyon TL’nin bütçenin binde 7’sine denk geldiği belirtilerek şöyle denildi:
“Buradaki ‘Çerez’ harcamanın küçüklüğünü ifade eden yani yük getirmeyen benzetme olarak kullanılmıştır. Bunun da bütçenin binde 7’si’ne tekabül eden bir rakam olduğunu net bir şekilde ortaya koymuştur. Devletimizin bütçesinde en küçük ve zorunlu harcama kalemlerinden biri olarak ifade edilen bu sözü amacı dışında zorlama çabaları Bakanlığımız tarafından konjonktürel bir çabanın ürünü olarak yorumlanmış ve hayret verici bulunmuştur.”