Adalet Bakanlığı, ‘Bu Suça Ortak Olmayacağız’ başlıklı bildiriye imza atan Ankara’daki 395 akademisyenin soruşturma dosyasının adeta savcılığa talimat vererek akademisyenlerin ‘terör soruşturması’yla karşılaştığı İstanbul’a gönderilmesini sağladı.
‘Tek elden yürütülsün’
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın akademisyenleri ‘aydın müsveddeleri’ ve ‘karanlık’ olarak nitelemesinin ardından Ankara Başsavcılığı soruşturma başlatmıştı. Ancak Ankara’da, İstanbul gibi diğer illerden farklı olarak soruşturmayla yüzleşen akademisyenlere ‘terör örgütüne yardım veya propaganda’ suçlaması yöneltilmemişti.
Dosyanın gönderildiği Basın Savcılığı, 395 akademisyene Türk Ceza Kanunu’nun 301’inci maddesindeki “Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti’ni alenen aşağılama” iddiasıyla soruşturma açabilmek için Adalet Bakanlığı’na başvurmuştu.
Cumhuriyet’ten Kemal Göktaş’ın haberine göre, Adalet Bakanlığı, Ceza İşleri Genel Müdürlüğü Daire Başkanı hâkim Şenol Taş’ın imzasıyla 7 Mart tarihinde başvuruya verilen cevapta, dosyanın İstanbul’a gönderilmesi istendi. Yazıda, “Bildirinin yayımlanmasının İstanbul’da gerçekleştiği, farklı illerde inceleme ve soruşturma işlemlerinin, tek bir yer savcılığınca yerine getirilmesinin usul ekonomisi bakımından uygun olacağı…” öne sürüldü. Bunun üzerine Ankara Başsavcılığı yetkisizlik kararıyla dosyayı İstanbul’a gönderdi.
‘Amaç terör suçundan yargılatmak’
Akademisyenlerin avukatlarından Seher Kırbaş Canikoğlu, bakanlığın yargıyı etkilemeyi amaçladığını belirterek, “Bakanlığın böyle bir tavsiyede bulunma ve evrakı iade yetkisi yok. Bakanlık ya soruşturma izni verecek ya da reddedecekti. Asıl mesele yargılamanın nerede yapılacağı değil, yargılamanın hangi suç üzerinden yapılacağı. Bakanlığın yetkisini aşmaktaki amacının akademisyenleri terör suçundan yargılatmak olduğunu düşünüyoruz” dedi.