Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, son dönemde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın yaptığı Avrupa Birliği’ne (AB) rest çeken açıklamaların aksine, Avrupa’nın Türkiye için hala bir ilham kaynağı olduğunu ve üyelik perspektifini savundu.

Fotoğraflar: Reuters
Reuters’e verdiği röportajda Şimşek, Türkiye için Avrupa Birliği’yle ilişkilerini kuvvetlendirmek ve en büyük ticaret ortağı olan Avrupa’yla Gümrük Birliği’ni derinleştirmenin önemli olduğunu söylerken, AB’nin terör tehdidiyle karşı karşıya olan Türkiye’den Terörle Mücadele Yasası’nı değiştirmesini istemesinin adil olmadığını söyledi.
AB’yle Türkiye arasında mülteci geri kabul anlaşmasının şartlarından biri de Türk pasaportlarıyla Schengen Bölgesi’ne vizesiz girilebilmesiydi. Ancak bunun için Türkiye’nin 72 kriteri yerine getirmesi gerekiyordu. Bu kriterlerden terörle mücadele yasasının değişmesi konusunda Türkiye baştan beri geri adım atmıyor. Erdoğan başta olmak üzere, hükümet kanadından birçok isim şu ana kadar AB’nin bu kriterde ısrar etmesi durumunda mülteci geri kabul anlaşmasını askıya alma tehdidini savurmuştu.
Avrupa bir ilham kaynağı
Diğer yandan, partisinin iktidara geldiği günden beri AB yanlısı tutumuyla öne çıkan Şimşek, vize serbestisinin verilmemesi durumunda AB’ye rest çekerek, “Siz yolunuza, biz kendi yolumuza” diyen Erdoğan’ın aksine, ‘koparılan tüm gürültüye rağmen’ Avrupa yolunda ilerlemenin Türkiye’nin çıkarına uygun olduğunu söyledi.
Türkiye’yi bu yolda tutmanın da Avrupa’nın çıkarına olduğunu belirten Şimşek, “Avrupa bir ilham kaynağı, hukukun üstünlüğü, demokrasinin iyileştirilmesi, temel hak ve özgürlüklerin güçlendirilmesi ve kurumların kalitesinin artırılması açısından bir referans. Yakın coğrafyamızda Avrupa’yı ikame edecek bir şey göremiyorum” dedi.
Şimşek de terörle mücadele yasasının değişmesi konusunda hükümetin diğer üyeleri ile aynı görüşleri dile getirse de, daha ılımlı bir söylem kullandı: “Büyük bir terör tehdidiyle karşı karşıyayken Türkiye’den Terörle Mücadele Kanunu’nu değiştirerek yumuşatmasını istemek adil değil. Avrupalı ortaklarımız bizi anlamalı.”
Doğru denetimin olduğu başkanlık sistemi
Şimşek, partisinin de gündeminde olan ve kamuoyunda çok tartışılan başkanlık sisteminin ülkeye daha iyi hizmet edebileceğini savunarak, “Bana göre doğru denetim ve denge mekanizmalarının olduğu bir başkanlık sistemi bu ülkeye parlamenter sistemden daha iyi hizmet eder. Hem içeride hem de dışarıda tartışma kişiler üzerinden yürüyor. Bu tartışma doğru değil. Sistemin değerlerine odaklanmalıyız” dedi.
Batı tarafından ‘güven unsuru’ olarak görülen Şimşek 65’inci hükümette koltuğunu korumuş, bu haber piyasaları memnun etmişti. Ancak görev dağılımında, hazine, Merkez Bankası ve kamu bankaları Şimşek’te kalırken, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu, Sermaye Piyasası Kurulu ile Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu gibi özerk kurumlar Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli’ye geçmişti.