Türkiye’de futbolu özetlerden izlemek lazım. Ancak o zaman bir şeylere benziyor. Ama 90 dakikanın tamamı zorlayıcı olabiliyor. Teorik olarak maça baksanıza! Altı gol, yetmedi kartlar havada uçuşuyor. Saha içinde her ikili mücadeleden kıvılcım fışkırıyor. 3 dakikalık özet için her şey var! Oysa tamamına bakınca durum farklı.
Rakamla anlatalım: İlk yarıda tam 24 faul olmuş. 14 Kayserispor, 10 Fenerbahçe. İki dakikada birden bile fazla! Dortmund’un Mainz maçında toplam faul sayısı ise 3, City’nin West Ham maçındaki yaptığı 5! Driplingle adam geçme deseniz, sahada Volkan, Alper, Stoch var, ama bir kez yapabilen bile yok!
Fenerbahçe’de ise durum gerçekten kötü. Kale feci, kariyeri pırıl pırıl üç stoperle sahadayken üç gol yediler. Yetmedi, onlarca kez milli formayı giymiş hücuma dönük üçlüleri ve oyuna giren tüm dünya markası forvetleri kitlendi kaldı. Neden? Çünkü takımın aritmetiğinde, kadro mühendisliğinde daha kuruluştan problem var. Akmıyor takım, düzenek tutmuyor, tutamıyor!
Advocaat’ın önündeki en temel sorun bu. Son bir not da Kayserispor’a ve Hakan Kutlu’ya. Beraberlik iyi iş, kabul. Kazanabilirlerdi de! Ama şu gerçek değişmiyor: Hangi ligde bir hoca son 31 maçında 1 galibiyet, 25 mağlubiyet alıp, 122 gol yemesine rağmen hâlâ iş bulabilir?