Süt konusunda 2019’da sadece alternatif değil, alternatifin alternatifi de mevcut. Yerel süpermarketlerde raf dolusu süt çeşidi var. Sadece fındık türevlerinden badem sütü, fındık sütü, fıstık sütü, ceviz sütü mevcut.

Her sağlık-gıda girişimi ‘bir şeyin sütü’ üretir hale geldi. Londra’daki metro istasyonları ‘Mylks’ ilanlarıyla dolu. Evet ‘milks’ yerine ‘mylks’ çünkü AB hayvanlardan sağılan süt dışında herhangi bir süt için ‘milk’ denmesini önleyen bir yasa çıkardı.
Hepimiz sütle doğduk. Bebek bağırsakları laktaz enzimiyle sütteki şekeri yani laktozu daha basit şeker olan galaktoza çeviriyor. İnsanların büyük bir çoğunluğu da sütten kesilmesiyle beraber bu enzimi üretmeyi durduruyor.
Süt içebilenler ve içemeyenler arasındaki fark aslında 10 bin yıl öncesindeki ilk çiftlik hayvanlarının evcilleştirilmesine dayanıyor. İngiltere, İsviçre ve İrlanda’daki insanların yüzde 90’ı hiçbir rahatsızlık duymadan süt içebilirken dünya nüfusunun üçte ikisi laktoza duyarlı. Laktoza duyarlı olan insanlarda bir bardak süt içmek şişkinlik ve karın ağrısına sebep olabiliyor.

Taze süt, birçok zehirli patojen barındırıyor. Süt tarih boyunca peynir veya yoğurt olarak tüketilmiş ve sadece küçük bir kesim sütü sıvı halde tüketmiş.
Bitkisel sütler rahat içimi ve çiftliklerdeki hijyensizlik nedeniyle rağbet görmeye başladı. Bunda en büyük rolü ‘hijyenik tüketiciler’ olan sosyal medya fenomenlerinin işlenmiş, alerji yapabilecek, glutenli, et ve çiftlik ürünlerini çok fazla tercih etmemesi oynuyor. Bu fikrin savunucuları laktoza duyarlılığını sivilce, egzama, uyuşukluk, eklem ağrıları gibi birçok hastalıkla bağdaştırdılar. Böylece çoğu kişinin Instagram paylaşımları fındık sütüyle dolmaya başladı. Bu fenomenler veganların yüzyıllardır yapamadığı etkiyi yarattı. Bir anda sütü bırakmak sağlıksal bir tercih olmaktan çıktı ve hayatı en iyi ve en muhteşem şekilde yaşamanın bir parçası oldu.

Bitkisel sütlerle hayvansal sütlerden hangisinin sağlıklı olduğu tartışmaları devam ederken Haziran 2017’de Belçikalı bir çiftin yedi aylık bebeğinin ölüm nedeni yulaf ve kinoa sütü içmesi olarak açıklandı.
Bitkisel sütlerin iyileştirilmesi konuşulurken bitkisel sütlerin bu kadar revaçta olmasının esas nedeninin sağlıklı beslenme ya da etik olarak hayvansal gıdaların tüketilmemesi olmadığı apaçık. Bizi bitkisel sütler üretmeye iten şey bambaşka: vücudumuzda yanlış giden bir şeyler olduğuna yönelik yaşadığımız kolektif anksiyetenin tezahürü.
Hindistan cevizi yağının bir anda trend olup sonradan tekrar gündemden düşmesi gibi bir olay da gerçekleşebilir. Şimdi ise Kombucha bağırsak dostu olarak şifalı yemek olarak yeni trend olma yolunda ilerliyor. Uzmanlara göre bitkisel süt üç ila beş yıl içinde zirve yapacak.
Guardian‘dan derleyen ve çeviren: Oğuz Bayhun.