Rusya’dan alacağımız S-400 füze savunma sistemleri yüzünden ABD ile yaşanan kriz, ufak ufak su yüzüne çıkmaya başladı. Hatta bu yüzden ABD’nin (dolayısıyla muhtemelen Batı bloku ve NATO’nun) Türkiye’ye yaptırım uygulayabileceği bile konuşulur oldu.
* Gülen / PYD vs yüzünden “EYYYY ABD”.. Trump azıcık sıkıştırınca ya da Suriye’yi vurunca “BRAVO ABD”.. Bu “çoklu kişilik bozukluğu” ister istemez, çoklu denklemleri de altüst etti. Türkiye hangi blokta yer alıyor? ABD bastırırsa, milyar milyar dolarlık sözleşmelere imza attığımız Rusya ile aramız ne renk olur? Dahası, Bahçeli’nin -muhtemelen AKP tabanının da hislerine tercüman olan- “ABD’nin Suriye saldırısını kınayan” sözleri denklemi nasıl etkiler?
* Dolar / Euro meselesine hiç girmeyelim. İktidarın “dolar da ne ki” tavrı üç yaşındaki çocuğun sigara içmesi kadar trajikomik! Dolar yerine altın önerisine ise, bir ekonomi yazarı şu yanıtı verip tartışmayı kapattı: “Altını da dolarla alıyoruz, öpücükle değil!” (Bir dakika! Yoksa öyle mi yapıyoruz!!! Yok canım, olamaz!!!)
* Ve, AB Raporu.. AB ve tek tek üye ülkeler, Türkiye’ye neredeyse Kuzey Kore muamelesi yapıyor. Bunun kısa ve orta vadede başta ekonomik olmak üzere sonuçlarını görmek için kâhin olmak gerekmiyor.
Cezaevlerinde geçen yılın rakamlarıyla 70 bin öğrenci olduğunu.. Boğaziçili öğrencilerin tutuklanmasını.. Medyanın kündeye getirilişini.. Vahim işsizlik, enflasyon vs. rakamlarını.. Hepsini bir araya getirin.. İktidar cephesinde bile artık itiraf ediliyor; memleketin freni patladı. RTE artık ülkeyi yönetemiyor. Sokakta / toplumda yarattığı kutuplaşmanın dışında güvenebileceği bir şey kalmadı.
Bütün bunlar PANİK ATAK yaratmaz da ne yapar!
Çaresi mi? Kendimize güvenip bütün enerjimizle / bütün bileşenlerle durumu tersine çevirmek. Hem RTE’ye hem de ülkeye “iyileşme fırsatı” vermek.