Anayasa Mahkemesi, ilahiyatçı Nurettin Yıldız’ın şikayeti üzerine yazar Orhan Gökdemir’e verilen para cezasının ‘hak ihlali’ olduğuna hükmetti.
Yazar Gökdemir, 21 Mayıs 2016’da Sol Haber’de yayınlanan ‘Tuhafazakar Süslümanlığın Ekonomi Politiği’ başlıklı yazısında Yıldız hakkında, “5-6 yaşındaki kız çocuklarının evlenmesini caiz bulan pedofil de şöyle yakınıyordu (…)” ifadesini kullandı.
İlahiyatçının şikayeti üzerine İstanbul 45’nci Asliye Ceza Mahkemesi’nde açılan davada, 31 Ekim 2017’de yazara 2 bin 900 lira adli para cezası verildi. Kararda, yazının eleştiri sınırlarının aşıldığı ve hakaret içerdiği kaydedildi.
Gökdemir, karar üzerine 29 kasım 2017’de AYM’ye bireysel başvuruda bulundu. Yüksek mahkeme de dosyayı görüşemeye başladı.
‘Eleştiri sınırı daha fazla olmalı’
Gökdemir, başvurusunda toplumda dini sohbetleri birçok kişi tarafında dinlenen bir kişiye yönelik eleştiri sınırlarının, sıradan bir insana göre daha fazla olduğunu savundu.
Adalet Bakanlığı ise söz konusu ifadenin ‘şerefe ve saygınlığı zedeleyici’ olduğunu belirterek eleştiri sınırlarının aşıldığını, yerel mahkemenin kararının yerinde olduğunu dile getirdi.
AYM ‘İhlal var’ dedi
AYM, Gökdemir’in ifade ve basın özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verdi.
Kararda, ‘pedofil’ kelimesinin ‘sert ve ağır bir ifade’ olduğu konusunda kuşku bulunmadığı belirtilerek şöyle dendi: “Bununla birlikte ifade özgürlüğü, ifadenin gerçek veya duygusal olup olmadığına ve başkalarının onu yararlı veya zararlı, değerli veya değersiz olarak değerlendirmesine bakılmaksızın ifadeyi korur. İfadenin polemik içermesi veya kırıcı olması bile onu koruma kapsamından mahrum etmez.”
Yıldız’ın toplumsal konumu nedeniyle kişisel açıklamalarının toplumsal ve bireysel düşünce davranışlarını etkileme potansiyeli bulunduğu dile getirildi.
‘Caydırıcı etki doğurur’
Kararda, Yıldız’ın konumu nedeniyle, diğer vatandaşlara göre eleştirilere daha fazla hoşgörü göstermesi gerektiği aktarılarak şu ifadelere yer verildi:
“Bununla birlikte toplumda önemli sayıda insanın dinî konulardaki görüşlerini takip ettiği müştekinin, toplumsal duyarlılığın çok yüksek olduğu bir husustaki ifadelerinin yazarlık yapan ve muhafazakâr kesimi takip eden başvurucunun sıkı ve yakın denetimi altında olması da tabiidir. Zira basın mensuplarının müşteki gibi dinî konularda etki alanı geniş olan kişilerin sözlerini ve davranışlarını takip etmelerinin, onlar hakkında fikir oluşturarak kamuoyunu yönlendirmeye çalışmalarının demokratik bir toplumda vazgeçilmez bir faaliyet olduğu unutulmamalıdır. Rahatsız edici de olsa bu tür eleştirilerin somut olayda olduğu gibi adli para cezasıyla cezalandırılması ifade ve basın özgürlükleri üzerinde caydırıcı etki doğurarak toplumdaki ve kamuoyundaki farklı seslerin susturulmasına yol açabilir. Cezalandırılma korkusu, çoğulcu toplumun sürdürülebilmesine engel olabilir.
Hal böyle olunca başvurucunun değer yargısı niteliğindeki pedofili kelimesini de içeren sözlerini, müştekinin çocuklara cinsel yönden ilgi duyduğunu ifade etmek ve böylece onu sebepsiz bir şekilde aşağılamak, tahkir etmek amacıyla değil, onun bazı dinsel referanslara dayanarak çocuk yaşta evliliklerin normal görülmesi anlayışının yaygınlaşmasına yol açacağını değerlendirdiği açıklamalarına bir tepki olarak kullandığı kanaatine ulaşılmıştır.”