• 9 SORUDA
  • DİKEN ÖZEL
  • GÜNÜN 11’i
  • DİKENLİK
  • AKŞAM POSTASI
  • VPN HABER
  • ENGLISH

Diken

Yaramazlara biraz batar!

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • AGORA
  • SANAT
  • GÜNÜN ESERİ

AYM ihlal görmedi: Çatışma yok, silahı tutukluk yapmış ama vurularak öldürülmesi ‘hukuka uygun’

16/01/2021 10:17

KEMAL GÖKTAŞ

[email protected]

@kemalgoktas 

Anayasa Mahkemesi, 2015 yılında İstanbul’da bir evde polis tarafından öldürülen Gülay Özarslan’ın annesinin yaptığı başvuruda yaşam hakkının ihlal edilmediğine karar verdi. Karar ikiye karşı üç oyla alındı. İki üye operasyona katılan polislerin ifadelerinin olaydan 10 gün sonra görev yaptıkları Terörle Mücadele Şubesi’nde alınmasının etkili soruşturma yapılmadığını gösterdiğini belirterek, karara muhalefet etti. Anayasa Mahkemesi kararında, Özarslan’ın polislere ateş etmediği, silahının tutukluk yaptığı, buna rağmen vurulmasının ise meşru müdafaa olduğu savunuldu. Kararda aksi bir karara varmanın ‘polislere gerçekçi olmayan bir yük getirmek olduğu gibi kendilerinin ve başkalarının hayatını tehlikeye atmak anlamına gelebilecektir’ dendi. 

Canlı bomba değilmiş

Anayasa Mahkemesi 2. Bölümü’nün kararına göre, medyanın ‘canlı bomba’ dediği ve polisle çıkan çatışmada öldürüldüğünü ileri sürdüğü Özarslan hakkında herhangi bir yakalama kararı bulunmuyordu. Özarslan, polisin bulunduğu eve başka bir kişiyi (Y.V.) gözaltına almak için gelmesi üzerine, elindeki silahla kaldığı odanın penceresine oturdu.  

Reklam

Çatışma olmamış

Polis tutanağına göre, Özarslan, 24 Temmuz 2015 günü, arkadaşı G.C.’nin evinde kalırken sabah 6.00 sıralarında polis, o evde olmayan Y.V. adlı bir kişiyi gözaltına almak için zili çaldı.

Polisler, o esnada dairede bulunan kişilerin “Bu silah nedir” diyerek aralarında tartıştıklarını duydu. Kapı arkasında duran bir erkeğin ‘kapıyı açamadığını ve polisin kapıyı kırması gerektiğini’ söyledi. Bu sırada apartmanın dışındaki polisler, kapıyı açmaya çalışan polislere ‘elinde tabanca bulunan bir kadının bir bacağını dışarı sarkıtarak pencere pervazında oturduğunu’ söyledi. 

15 mermi yarası

Tutanağa göre daire kapısını açarak içeriye giren polisler pencere pervazında oturan Özarslan’a “Teslim ol” çağrısında bulundu ancak Özarslan “Evdekileri dışarı çıkartın, baş başa kalalım, sizinle ondan sonra hesaplaşalım” diyerek teslim olmayı reddetti. Polis tutanağına Özarslan, oda içine yönelip polislere doğru hamle yapınca önce ayağından vuruldu, ancak polislere yeniden silah doğrultunca ‘vurularak etkisiz hâle getirildi’. Adli Tıp Kurumu Morg Dairesi’nin ölü muayenesi tutanağında Özaraslan’ın vücudunda yedi mermi giriş ve sekiz çıkış yarası olduğu belirtildi. 

Reklam

Polisler 10 gün sonra ifade verdi

Ev sahibi G.C. de ifadesinde kendisinin ve polislerin silahını bırakması için Özarslan’ı ikna edemediğini ve  kimin daha önce silah kullanmaya çalıştığını görmediğini söyledi. Özarslan’ın öldürülmesi ile ilgili soruşturmada ise olay tutanağında imzası olan polislerin ifadesi, olaydan 8-10 gün sonra, görev yaptıkları Terörle Mücadele Şubesi’nde alındı. 

‘Tabancası tutukluk yaptı’

Çevre güvenliğini almakla görevli polislerden biri ifadesinde ‘Penceredeki kadının (Özarslan) apartmanın dibinde bekleyen arkadaşlarını hedef alarak ateş etmek istediğini ancak silahın ateş almadığını, kadının iki üç kez tetik düşürmesine rağmen silahın patlamadığını, kadının iki kez doldur-boşalt yapması nedeniyle kaldırıma bir iki fişek düştüğünü, kısa bir süre geçince kadının başını içeriye sokup beş on dakika kadar apartmanın içindekilerle konuştuğunu, sonrasında silah sesleri geldiğini’ anlattı. Bu polisin beyanı çevre güvenliği almakla görevli diğer üç polis tarafından da doğrulandı.

Ateş yok, ‘hamle’ var

Apartman dairesine giren altı polis ise Özarslan’ın ‘tabanca ile kendilerine doğru hamle yaptığını gören polislerden birinin, etkisiz hâle getirmek amacıyla ayaklarına doğru bir el ateş ettiğini, atışın yapıldığı sırada yeniden polislere doğru hamle yapan kadının vurularak etkisiz hâle getirildiğini’ ileri sürdü. Anayasa Mahkemesi kararında olayla ilgili bilgi verilirken “İnternet sitesindeki çeşitli haber ve bildirilerde Günay Özarslan’dan devrimci yoldaş, devlet ve polisten ise katil olarak söz edilmiştir” ifadesine yer verilmesi dikkat çekti. 

Takipsizlik kararı

Savcılığın soruşturması 11 ay sürdü ve bu sürede verilen gizlilik kararı nedeniyle ailenin ‘dosya içeriğini inceleme ve belgelerden örnek alma yetkisi’ kısıtlandı ve soruşturma sonunda da ‘takipsizlik’ kararı verildi. Kararda ‘hem evdekilerin hem polisin uzun süre yalvarırcasına teslim olması için kendisini ikna etmeye çalıştıkları, tüm ısrarlara rağmen [G.Ö.nün] dışarıda olan ayağını içeri çekip elindeki silahı polislere doğrultması üzerine ‘evdeki ahaliye yada polislerden birisine zarar verme ihtimaline binaen’ ateş edilerek etkisiz hale getirildiği’ ileri sürüldü.

 ‘Tabancanın tutukluk yaptığını polis biliyordu’

Ailenin takipsizlik kararına yaptığı itiraz da reddedildi ve avukat Özgür Yılmaz, anne Mahpulah Özarslan adına AYM’ye başvurdu. Başvuruda ‘polisin silah kullanma yetkisini aşarak kızını kasten öldürdüğünü ve bu olay hakkında etkili bir ceza soruşturması yürütülmediğini belirterek yaşam hakkının maddi ve usul boyutu ile kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğini’ ileri sürdü. Anne Özarslan ‘kızına ait silahın tutukluk yaptığının polis tarafından bilinmesi nedeniyle kızının öldürülmeden ele geçirilmesinin mümkün olduğunu, kızının canlı bomba olduğuna ve çatışma sırasında öldürüldüğüne dair açıklamalar yapmak suretiyle polisin delilleri karartmak istediğini’ belirtti. 

Polis öldürmek isteseydi ambulans çağırmazdı…

Anayasa Mahkemesi ise polislerin Özarslan’ı istemedikleri halde öldürmek zorunda kaldıklarını ileri sürerken “Arama kararının başka bir şahsa ilişkin olması, polisin teslim olması için ikna etmeye çalışması hatta bu konuda evdekilerden yardım alması, polisin silahlı güç kullanımı sonrasında cankurtaran çağırması ve atış mesafesine ilişkin balistik incelemeler polislerin amacının öldürmek değil aksine sağ ele geçirmek olduğunu göstermektedir” dendi.

‘Tutukluk yapması sonucu değiştirmez’

Kararda, tabancanın tutukluk yapmasının da sonucu değiştirmeyeceği savunularak şöyle dendi: “Kendilerine tabanca doğrultulan polislerden, olayın sıcak anında, tüm çabalara rağmen teslim olmayı reddeden G.Ö.nün tabancasını ateşlemeyeceğine veya ateşlemesine rağmen tabancanın patlamayacağına güvenerek hareketsiz kalmalarını ya da kendilerini korumak için bir şey yapmamalarını beklemenin olaydan kopuk soyut bir değerlendirme olacağı kabul edilmiştir. Aksi bir düşüncenin kabulü, görevini ifa eden polislere gerçekçi olmayan bir yük getirmek olduğu gibi kendilerinin ve başkalarının hayatını tehlikeye atmak anlamına gelebilir. Bu sebeple somut olayların koşullarına göre polislere karşı öldürücü niteliğe sahip tabanca kullanmaya tevessül eden G.Ö.ye karşı kullanılan silahlı gücün mutlak zorunlu bir durumda gerçekleştiği ve kullanılan silahlı gücün ortaya çıkan tehlikeye nispeten orantılı olduğu sonucuna varılmıştır.”

‘Soruşturma yeterince bağımsız’

AYM kararında olayda güç kullanan polislerin -TEM Şubede görevli olmalarına rağmen- ifadelerinin yine TEM Şubede görevli başka polislerce alınmasının da ihlal olmadığı savunulurken polislerin daha sonra savcıya da ifade vermeleri nedeniyle ‘soruşturmanın yeterince bağımsız olduğu’ ileri sürüldü.

Karşı oy: Soruşturma özenli yürütülmedi

Karar, Bölüm Başkanı Kadir Özkaya ile üyeler Yıldız Seferinoğlu ve Basri Bağcı’nın oyuyla alınırken M. Emin Kuz ve Celal Mümtaz Akıncı ‘yaşam hakkının usul boyutunun ihlal edildiği’ gerekçesiyle karara karşı çıktı. Karşı oy gerekçelerinde polislerin ilk ifadelerinin olaydan 8-10 gün sonra alındığına dikkat çekilerek bunun ‘polislerin gizli bir anlaşmayla ifadelerin uyumlaştırılması’ ihtimalini göz önüne getirdiğini, soruşturmanın  makul bir titizlik ve özenle yürütülemediği ifade edildi. Karşı oy yazılarında ayrıca savcıların aralarındaki işbölümünü gerekçe göstererek yaklaşık iki ay boyunca polislerin ifadelerini almak için hiçbir gayret göstermedikleri de belirtildi.

Filed Under: Aktüel

SON HABERLER

BioNTech yöneticisi Şahin: Her iki yılda bir aşı gerekebilir

BioNTech’in kurucusu ve yöneticisi Uğur Şahin, Covid-19 aşısının iki yılda bir tekrarlanmasının gerekebileceğini söyledi.

Bilim kurulu üyesi uyardı: Bazı ağrı kesiciler Covid-19 aşısının etkisini azaltabilir

Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Levent Akın, bazı ağrı kesicilerin Covid-19 aşısının etkisini azaltabileceği konusunda uyardı.

Tarım Bakanlığı’ndan GDO’lu hayvan yemlerine 10 yıllık izin

Tarım ve Orman Bakanlığı, genetiği değiştirilmiş (GDO) dört soya ve bir mısır çeşidinin hayvan yemi olarak kullanılmasına 10 yıl süreyle izin verdi.

Yüz yüze eğitim ve sınavlar 2 Mart’ta başlayacak

1 Mart günü eğitim öğretime geçişi planlanan resmi ve özel tüm okullarda yüz yüze eğitime ve sınavlara, 2 Mart günü illerin salgın koşullarına göre başlanması kararlaştırıldı.

İBB’den duyuru: Maltepe’de halk sağlığı için çöpleri İBB topluyor

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) resmi Twitter hesabı üzerinden ‘Maltepe’de halk sağlığı için çöpleri İBB topluyor’ başlıklı bir duyuru yayımlandı.

İstanbul’un barajları dolmaya başladı
Kadir Şeker hakkındaki karar bozuldu: Yeniden yargılanacak

DİKEN’İ TAKİP EDİN

Osman Kavala 1216 gündür tutuklu

AGORA

Bankacılık-KOBİ ilişkisi: Hüzünlü bir aşk hikayesi

Mehmet Aksel

Doğu Türkistan: Batı konuşuyor, Türkiye susuyor

İhsan Dağı

Eren Hanım, Şebnem Hoca, Ömer Faruk Bey ve endişe üzerine…

Murat Sevinç

GÜNÜN 11’İ

Ege Cansen: Türkiye’nin Kürt meselesini ancak HDP çözebilir

İskender Öksüz: Batıda yaygın beş aşı arasında Çin aşısı yok

Ahmet Taşgetiren: Bugünkü iktidar, şikayete muhatap bir ‘kurulu düzen’ durumunda

Taha Akyol: İktidar blokunun çok önemli bir çabası da bir yolunu bularak İYİ Parti’yi ‘halletmek’

Yakup Kepenek: İktidar diliyle de bölüyor!

Orhan Bursalı: AKP, ortağının artan baskısına kayıtsız kalamaz

Abbas Güçlü: Bakan Selçuk daha çok günü kurtarmaya çalışıyor gibiydi

Vedat Milor: Evde de özenli sofra hazırlanabilir

Uğur Meleke: Topa sahip olan takımın kaybedeceği maç!

Nuran Çakmakçı: Tüm yurtta önümüzdeki hafta ilkokulların okula başlaması zor

Mehmet Öz: Kendimize vakit ayırmak aslında çok kolay

Leyla Emadi’nin kişisel sergisi: Gel-Git

Elektronik dans müziği ikilisi Daft Punk dağıldı

‘Afrika dahil’

Sanat yayınlarını aynı çatı altında buluşturan border_less ARTBOOK DAYS üçüncü edisyona hazırlanıyor

74. Cannes Film Festivali pandemi nedeniyle ertelendi

Tampon kullandığı için işten atıldığını söyleyen cezaevi çalışanı dava açtı

Hindistan’da bir adam horoz dövüşü sırasında kendi horozu tarafından öldürüldü

Markette maskesiz alışveriş yaparken görevli tarafından uyarılan kadın iç çamaşırını çıkarıp ‘maske’ yaptı

Filin hortum darbesi nedeniyle kafasını çarpan hayvanat bahçesi çalışanı hayatını kaybetti

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • AGORA
  • SANAT
  • GÜNÜN ESERİ
  • AGORA
  • DİKEN’E TAKILANLAR
  • BİRİNCİ SAYFALAR
  • GÜNÜN 11’i
  • AKŞAM POSTASI
  • BU GAZETE…
  • DİKEN 5 YAŞINDA
  • KÜNYE
  • İLETİŞİM
  • Email
  • Facebook
  • Google+
  • Pinterest
  • RSS
  • Twitter
  • Vimeo
  • YouTube

"Genç gazeteci arkadaşlarıma! Bu meslek yorucu bir meslektir. Ama, insan büyük bir zevkle çalışır. Kalemine daima efendi kal, uşak olmamaya gayret et. Mecbur kalırsan kır, sakın satma." Sedat Simavi