• 9 SORUDA
  • DİKEN ÖZEL
  • GÜNÜN 11’i
  • DİKENLİK
  • AKŞAM POSTASI
  • VPN HABER
  • ENGLISH

Diken

Yaramazlara biraz batar!

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • SANAT
  • KEYİF
  • AGORA

AYM, Erdoğan’ı Can Dündar ve Erdem Gül’den kurtardı

29/02/2016 21:32

 

 

Kadri Gursel kelle sbKADRİ GÜRSEL

[email protected]

Cumhurbaşkanı Erdoğan Anayasa Mahkemesi’ne öfke duyacağına teşekkür etmelidir. Mahkeme, Can Dündar ve Erdem Gül’ün tutukluluklarını sona erdiren kararıyla Erdoğan rejimini daha şimdiden ağırlığı altında ezilmeye başladığı bir yükten kurtardı.

Reklam

Can Dündar ve Erdem Gül’ün içeride geçirdikleri süre uzadıkça, tutuklanan ve tutuklatan arasında bir rol değişimi kaçınılmaz biçimde yaşanacaktı. Erdoğan rejimi ve onun yurtdışındaki görevlileri sonunda kendilerini, bu iki gazetecinin manevi tutsağına dönüşmüş halde bulacaklardı.

Medeni dünyanın gittikleri her köşesinde Can Dündar ve Erdem Gül’ün hayaleti ile karşı karşıya gelmeye zaten başlamışlardı; her hatırı sayılır dış temasta iki gazetecinin adları önlerine konuyordu…

Reklam

Anayasa Mahkemesi’nin Can Dündar ve Erdem Gül kararı, bir taraftan içeride gazeteciliği ve basın özgürlüğünü yok ederken diğer taraftan da dışarıda meşru ve muteber görülmeye uğraşmak gibi başarılması mümkün olmayan hedeflerin peşinde enerji tüketen Erdoğan rejimine uzatılmış bir yardım eliydi.

İzleyenler, “Bakın, Türkiye’de hukuku gözeten mahkemeler de varmış; henüz her şey bitmemiş” diyeceklerdi…

“Bazı fren mekanizmaları hala çalışıyormuş, Erdoğan’ın diş geçiremediği bağımsız kurumlar da varmış” diye düşünenler çıksa, rejimin yerlerde sürünen imajı da bundan bir nebze nasiplenmez miydi?

Lakin ne mümkün; rejime bu şansı tanımayan en başta onun sahibi oldu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan Fildişi Sahili seferinden önce konuştu ve Anayasa Mahkemesi kararının kendisiyle bir ilgisi olmadığı halde “Bu karara uymuyorum” dedi.

Anayasa Mahkemesi’nin muhatabı Can Dündar ve Erdem Gül’ü yargılayacak olan 14’ncü Ağır Ceza Mahkemesi’dir ve Erdoğan’ın bu kadar basit bir durumdan haberdar olmaması ihtimal dışıdır. Dolayısıyla “Ben bu karara uymuyorum” diyerek, talimat verdiği yargıya “Siz de benim gibi yapın, Anayasa Mahkemesi’nin kararına uymayın” demiş oldu.

Nitekim devamında, “Aslında onlarla (Can Dündar ve Erdem Gül) ilgili kararını veren mahkeme kararında direnebilirdi” diyerek ilgili mahkemenin hukuka ve anayasaya uygun hareket edip iki gazeteciyi serbest bırakmasından duyduğu üzüntüyü dile getirdi.

Erdoğan’ın bu cümlesinin ardından söyledikleri ise yaşadığı kafa karışıklığını ve hukuk karşısındaki çaresizliğini anlatıyordu:

“Eğer (mahkeme) kararında direnmiş olsaydı bu bireysel başvuru veyahut da Anayasa Mahkemesi’nin vermiş olduğu karar boşa çıkacak veyahut da şu anda tahliye edilmiş olan bu kişiler AİHM’ye gideceklerdi. AİHM’ye gittiklerinde zaman da oradan alacakları netice bellidir.”

Anayasanın ve hukukun dışına çıkmış ve bu olağanüstülüğü kendi fiili rejimi altında kalıcı hale getirmiş bir güçlü adam, yargıyı Anayasa Mahkemesi’ni tanımamaya teşvik ederek Türkiye’deki anayasa ve hukuk devleti krizinin daha da derinleşmesine imkan hazırlıyor.

Yanlışların AİHM’den döneceğini de bilerek konuşuyor üstelik.

İstediği gibi olsaydı, bu garabet AİHM duvarına çarpana dek iki gazeteci hapiste tutulacak ve siyasi davadaki maksat hukukun katli pahasına yerini bulacaktı.

İki gazetecinin Erdoğan’ın iradesi hilafına ve fakat hukukun gereği serbest bırakılmasının ardından, bu kararı alan yüksek mahkemenin boşa çıkarılması için çağrılar yapan bir Cumhurbaşkanı ile karşı karşıyayız.

Erdoğan, konuşmasının devamında hayalindeki Türkiye hakkında bir ipucu daha veriyor:

“İstihbarat örgütlerinin adeta sınırsız diyebileceğimiz yetkileri vardır. Zaten bu yetkiler olmazsa o devlet güçlü olamaz, o devlet ayakta duramaz.”

Dünyadaki demokratik hukuk devletlerinde istihbarat örgütlerinin sınırsız yetkileri yoktur.

Bond filmleri ise tartışmamızın dışında kalıyor.

“Sınırsız yetkili” istihbarat örgütleri, mevcut rejimin altında bir parçası haline getirildiğimiz Ortadoğu’nun diktatörlüklerinde bulunur.

Tiranların hizmetinde sınırsız zulmettikleri için bunlara “El Muhaberat rejimleri” deniyor.

Erdoğan da Türkiye’yi bir “El Muhaberat” ülkesine çevirmek istiyor ve sanıyor ki yönettiği devlet böylece ayakta kalacak.

Sınırsız yetki demek, zorbalıkta, adaletsizlikte ve hukuksuzlukta sınır tanımamak demektir ki bunlara dayanarak ayakta kalınamayacağı Arap dünyasında 2010’dan bu yana yaşanan ayaklanmalar vesilesiyle de görülmüştür.

Türkiye, gücünü ancak demokrasi ve hukuktan alırsa ayakta durabilir.

Filed Under: Agora

Tüm yazılar: Kadri Gürsel

SON HABERLER

Tarihe ‘sıradan’ Bir Bakış: ‘Bir Alman’ın Hikâyesi’

Sebastian Haffner, İletişim Yayınları’ndan çıkan ‘Bir Alman’ın Hikâyesi’ adlı kitapta Nazizme ve faşizme dair birinci elden bir tanıklık sunuyor. Sıradan hayatların yerle bir oluş sürecini, tam da ‘halkın içinden biri olduğundan dolayı’ naif ve titizlikle aktarabilen Haffner, fırtına öncesi sessizliğe ve yıkıma dair önemli bir eksiği kapatıyor.

CHP’de 12 PM üyesinden dilekçe: Maltepe ve Siverek adayları yeniden görüşülsün

CHP Parti Meclisi’nden (PM) 12 üye, PM’nin olağanüstü toplanarak İstanbul’un Maltepe ve Şanlıurfa’nın Siverek ilçe adaylarının yeniden gözden geçirilmesini istedi.

Muhalefete bir soru: HDP’li vekillere ne yapıldığında rahatsız olacaksınız?

Bu kısa yazının sorusu, HDP milletvekillerine yapılanlar karşısındaki, siyasetçi sessizliğine ilişkin.

Konu nafaka: Yargıtay’ın hukuk dairesi başkanı açtı ağzını yumdu gözünü…

Yargıtay 2’nci Hukuk Dairesi Başkanı Ömer Uğur Gençcan, yoksulluk nafakasının 1988’e kadar bir yıllığına verildiğini, ardından süresiz hale getirildiğini belirterek “Erkeklerin 80 senelik kazanılmış hakkını elinden aldınız” diye konuştu.

Fenerbahçe taraftarları hakem hatalarını protesto etti

Fenerbahçe taraftaları, ligdeki hakem hatalarına karşı protesto yürüyüşü gerçekleştirdi.

IŞİD, Kürtlerden gene dayak yedi
Hepimiz için yeni bir umut kapısı

DİKEN’İ TAKİP EDİN…

  • Facebook
  • Google+
  • Pinterest
  • Twitter
  • Vimeo
  • YouTube

Osman Kavala 473 gündür tutuklu

AGORA

Muhalefete bir soru: HDP’li vekillere ne yapıldığında rahatsız olacaksınız?

Murat Sevinç

Popülizmde yeni bir eşik: Patlıcanla ters köşe

Banu Güven

Kuyruktakiler

Murat Sevinç

Mankafalar için kadınları anlama kursu

Elçin Poyrazlar

BTK artık müstehcen sitelere erişimi engelleyemeyecek

Yaman Akdeniz

Meclis tutanağını erişime engelleyen hakimlere kim ‘Dur’ diyecek?

Yaman Akdeniz

Türkiye’nin beka sorunu

Levent Gültekin

Mülakat ve güvenlik soruşturmasıyla ayrımcılık

Levent Gültekin

GÜNÜN 11’İ

Zeynel Balcı: İyimserlik zayıflıyor

Dilek Güngör: Bankaların kredi verirken aldığı ücret ve komisyonlar sınırlandırılacak

Murat Bardakçı: Sultan Abdülhamid dilekçede ‘perişanım ve merhamet gerektirecek haldeyim’ diyor

Necati Doğru: Tarımcılık ve rant

Mensur Akgün: Türkiye’nin yönetmesi zor bir beka sorunu bulunmamaktadır

Zeynep Oral: Laiklik sadece kadınların meselesi değildir!

Candaş Tolga Işık: İstanbul’un en büyük sorunu

Orhan Uğuroğlu: İşte AKP’nin Ankara anketi

Jale Özgentürk: ABD ile arka kapı diplomasisi

Yılmaz Özdil: Ekonomik kriz ve üçüncü sayfa haberleri

Yücel Sayman: Perakende muhalefet

BİR SAYI

155

Uluslararası Basın Enstitüsü’ne (IPI) göre Ocak 2019 itibariyle Türkiye’de hapisteki gazeteci sayısı

Yapımcılar birliğinden Yılmaz Erdoğan’a eleştiri: Netflix kararına şaşırdık

Hollywood tepki gösterdi, Akademi geri adım attı: Tüm kategoriler canlı yayında

Ne okusak: Dört kitap önerisi

Ufak Yangınlar’ın yazarı Celeste NG: Gerçek hayatın hep ilgi çeken hikayeleri yok

Kısa kısa: Haftanın kültür sanat haberleri

Erdoğan’ın mitinginde ambulans krizi: Trafiği açmayan polise tepki gösterildi

Fransa’da direniş ve özgürlük değerlerine veriliyor: Montluc ödülü Demirtaş’ın

Futbol tarihinde ilk: İngiliz kulüp, LGBTİ hakları için gökkuşağı formalarla sahaya çıkacak

2018’de 3 milyon 429 bin 294 kişi CİMER’e başvurdu

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • SANAT
  • KEYİF
  • AGORA
  • AGORA
  • DİKEN’E TAKILANLAR
  • BİRİNCİ SAYFALAR
  • GÜNÜN 11’i
  • AKŞAM POSTASI
  • BU GAZETE…
  • KÜNYE
  • İLETİŞİM
  • Email
  • Facebook
  • Google+
  • Pinterest
  • RSS
  • Twitter
  • Vimeo
  • YouTube
Diken 'Yılın Internet Gazetesi' ödülünü kazandı...

"Genç gazeteci arkadaşlarıma! Bu meslek yorucu bir meslektir. Ama, insan büyük bir zevkle çalışır. Kalemine daima efendi kal, uşak olmamaya gayret et. Mecbur kalırsan kır, sakın satma." Sedat Simavi