Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan, mahkemenin darbe girişimi sonrasında ilan edilen olağanüstü hal (OHAL) sürecinde çıkarılan kanun hükmünde kararnameleri (KHK) iptal yetkisi olmadığını ifade ederek, diğer başvuruları değerlendirdiklerini söyledi.
Anayasa mahkemesinin, temel hak ve özgürlükleri korumak amacıyla olağanüstü yönetimlerle birlikte hareket ettiğini ifade eden Arslan, demokrasilerde ‘yetki haritası’nın iktidar tarafından çizildiği söyledi.
Bazı durumlarda devletin ‘sınırları tesis etmede’ yetersiz kalsa da anayasa mahkemesinin belirlenen sınırlarının dışına çıkamayacağını belirten Arslan, OHAL döneminde çıkarılan KHK’ların iptali için mahkemeye dava açılamayacağını kaydetti: “Anayasa koyucunun, lafzı anlamı ve amacı bakımından açık bir şekilde düzenlediği kuralları yorum yoluyla değiştirmek esasen mahkeme ile anayasa değişikliği yapmak anlamına gelir. Bunun da yargısal aktivizm ve meşruiyet tartışmasına yol açacağız her türlü izahtan varestedir. Bu nedenle AYM’nin hak eksenli yaklaşımının, anayasal sınırlar içinde kalarak temel hak ve hürriyetleri koruması şeklinde anlaşılması gerekmektedir. Anayasanın 148’nci maddesinde OHAL’de çıkarılan KHK’ların anayasaya aykırılığı iddiasıyla AYM’de dava açılamayacağı açıkça belirtilmektedir. AYM de bu ilkeleri dikkate alarak OHAL KHK’larını denetleme yetkisi olmadığına karar vermiştir.”
‘Bireysel başvuru yolu etkisiz değildir’
2010 referandumuyla AYM’ye bireysel başvuruları inceleme hakkı verildiğini hatırlatan Arslan, mahkemenin darbe girişimi sonrası ağır iş yükü altında çalıştığını söyledi: “2016 yılında 15 Temmuz’a kadar yapılan başvuru sayısı 12 bin iken, yılın kalanında 68 bin başvuru yapılmıştır. Şu anda mahkememiz önünde tam 101 bin derdest başvuru bulunmaktadır. Bu sayı AİHM’e 42 ülkeden yapılan başvuru sayısından çok daha fazladır. Derdest başvuruların yüzde 75’ini OHAL dönemindeki başvurular oluşturmaktadır.”
Bireysel başvuru yolunun etkisiz gösterilmeye çalışılmasının doğru olmadığını ifade eden Arslan, ’emsal olacak dosyaların’ belirlendiğini ve bunlarla ilgili kararların ardından tutukluluk süreleri gibi konularda da gerekli kararların alınacağını söyledi.