Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu, ‘kripto FETÖ’cülerin işbaşında olduğunu’ söyledi.
‘Türkiye Barolar Birliği ve Barolar Türkiye’dir’ toplantısında konuşan Feyzioğlu, “Bölünmeye değil kucaklaşmaya ihtiyacımız var” diyerek ‘dayanışmanın en güzel örneğini sergileyen’ meslek örgütlerinin parçalanmasının ‘sadece terör örgütleri ve onları maşa olarak kullanan karanlık güç odakları istifade edeceğini’ kaydetti.
Feyzioğlu şöyle devam etti: “Son günlerde buna yönelik edilen sözler Türkiye’yi yıkmak, Türkiye’yi ele geçirmek, milli birliği yıkmak isteyen bu terör örgütlerinin ve arkalarındaki maşaların en çılgın fantezilerinde bile hayal edemeyecekleri kadar, onlar açısından muhteşem bir yepyeni bir örgütlenmek fırsatı vermiştir. Bu sebeple meslek birliklerinin bölünmesi Türkiye’nin bölünmesidir. Buna izin vermemeliyiz, vermeyeceğiz.”
‘FETÖ’cüler iş başında’
TBB başkanı, meslek birliklerinin bölünmesi projesinin ‘FETÖ’ projesi olduğunu belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: “Meslek örgütlerinin parçalanmasına yönelik proje, bugün FETÖ’cü olduğu gerekçesiyle kapatılan, öğretim üyeleri de KHK ile ihraç edilen bir üniversitede yazılmıştır. Bu proje daha sonra Devlet Denetleme Kurulu’na resmi bir proje olarak intikal etmiştir. Ancak hainler bu projeyi o zaman uygulamaya geçirme fırsatı bulamamıştır. Bu hain örgütün amacı bizim dayanışma kültürümüzü yok ederek meslek örgütlerini yıkmak, ele geçirmektir. Hain örgütün kriptoları hâlâ iş başındadır ve devletimizi yönetenleri bu hain planlarına alet etmek istemektedir. Biz bu planları belgeleriyle ortaya koyduğumuzda bizi dikkatle dinleyen, diyalog imkanı sağlayan başta sayın başbakanımız Binali Yıldırım’a, bu hain planı anlattığımızda bizi dikkatle dinleyen, notlarını alan ve bize haklılık payımızın olduğunu ima eden sayın adalet bakanımız Abdulhamit Gül’e ve devletimizin yüksek bürokratlarına teşekkür ediyorum. Diyalog kapısı açılmıştır.”
Protesto edildi
Bu sözler üzerine salonda bulunan bir grup avukat Feyzioğlu’nu protesto etti. Yuh ve ıslık seslerinin yükseldiği salonda ortam gerginleşti. Ancak sözlerine devam eden Feyzioğlu’na, salonun büyük çoğunluğu, “Savunma hakkı engellenemez, Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganlarıyla destek oldu. Protestocu bir grup avukat ise salondan ayrıldı.
‘Avukat hükümetin emrine mi girsin?’
‘Türkiye’nin terör örgütlerinin saldırısı karşısında tek çıkış yolunun milli birlik ve beraberlik olduğunu’ belirten Feyzioğlu, şunları söyledi: “Birlikler parçalanarak milli birlik olmaz. Birlikler dağıtılarak, barolar dağıtılarak milli birlik olmaz. Tam da teröristlerin istediği olur. Türkiye Barolar Birliği ve barolar dillendirildiği gibi bu proje kapsamında parçalanırsa, bir ilde birden çok baro kurulursa, bir ülkede birden çok milli kurum olursa, kimin avukat olup, kimin avukat kalacağına kim karar verecek? Bakanlık, hükümetin avukatı olmak istiyor musunuz? Vatandaşlar, avukatınızın hükümetin emrine girmesini istiyor musun? Şu halde baroların bölünmesi ve parçalanması avukatların mesleğe kabulünü ve meslekten ihracını bakanlığa vermek projesidir. Avukatları hükümetin avukatı yapma projesidir. İşte biz buna ‘Hayır’ diyoruz.”
‘Herkes için adalet’
“Biz bağımsız olursak vatandaşın hukuk güvencesi olur” diyen TBB başkanı şöyle devam etti: “Biz, doğruya doğru yanlışa yanlış demek zorundayız. Çünkü bizim ne kölemiz oldu ne efendimiz. Biz avukatız. Biz, herhangi bir ideolojinin veya siyasi partinin temsilcisi değiliz. Partiler üstü, partiler dışıyız. Hiçbir meseleye siyasi parti gözlüğüyle bakmayız, sadece hukuk gözlüğüyle bakarız. Tek bir idealimiz vardır; herkes için adalet. Tek bir hedefimiz vardır; güçlü ve refah içinde bir Türkiye. Biz barolar, hep birlikte Türkiye Barolar Birliği’yiz. Adalet için daima yanında yer aldığımız halkımızla omuz omuzayız. Başka bir ülkenin, başka bir milletin değil, Türkiye’nin ve milletimizin emrindeyiz. Adımızın başındaki ‘Türkiye’ kelimesi, Türk milletinin yüreğine kazınmıştır. Biz, hukukun üstünlüğünü istiyoruz. Biz, herkes için adalet istiyoruz. Biz, hangi etnik kökenden, mezhepten, inançtan, cinsiyetten, cinsel yönelimden, dilden, dinden olursa olsun insan hakları herkesindir diyoruz. Bunun için biz, herkes için adil yargılama istiyoruz.”
Yargıdaki bağımsızlığın önemini anlatan Feyzioğlu, “Kürsüden siyaset yapan hâkim istemiyoruz. Kürsüdeki hâkimin siyasetten emir almasını da istemiyoruz. Biz, demokrasi diyoruz, insan sevgisi diyoruz, en yüksek makam, vatandaşlık makamıdır diyoruz. Türkiye’nin birliği, ülkemizin ve milletimizin bölünmez bütünlüğü için bir kez daha ve hep birlikte diyoruz ki; barolar ve Türkiye Barolar Birliği, Türkiye’dir” dedi.
Hükümet, TBB’nin adından ‘Türkiye’ ifadesini çıkarmaya hazırlanıyor.